Siyasetin yapısal reformlara alışması

EKONOMİDE küçümsenmeyecek yapısal reformlar yapıldı. Yapılanların tümü bir boyutuyla günlük siyasetin ekonomiden ellerini çekmesini sağlamaya çalışıyor.

Görülüyor ki, siyasetçilerimiz henüz yeni oyun alanını pek tanımıyorlar. Ya da, bilip de, bilmezlikten geliyorlar. Belki de, vatandaşlar, yeni yapılanmada henüz siyasetçilerin güçlerinin yeni sınırlarını algılayabilmiş değiller. Siyasetçiler de bundan yararlanmaya çalışıyorlar.

Bunlardan biri mutlaka doğru. Seçim kampanyalarında verilen sözlere bakacak olursak, siyasetçilerimiz iktidara geldiklerinde devletin para musluklarının ellerinde olacağını düşündükleri ortaya çıkıyor. Gerçekleştirilen yapısal reformlar artık siyasetçilere böyle bir olanak tanımıyor.

ALDATMACA

Meydanlarda verilen sözler tutulacak olursa, yürürlüğe konan yapısal reformların uygulanmayacağı sonucu çıkıyor. Yani, IMF'den para alabilmek için bir şeyler yapıldığı, ama gerçekte sırtımıza konan cekete sığamayacağımızı itiraf etmiş oluyoruz. Böyle bir duruma bize para verenler izin vermezler.

İçinde yaşadığımız ekonomik şartlarda,

Devletin her yıl bir milyon kişiye iş imkanı yaratabilme gücü yoktur. Devlet ekonomiden elini çektiğinde, ekonomik büyüme yoluyla yeni iş yaratabilme mümkün olabilecektir. Ama, kısa dönemde, devlet, istihdam fazlasını azaltarak işsizliğin nedenlerinden biri olacaktır.

Afaki programlar devreye sokarak devletin esnafı ayağa kaldırmak gibi bir gücü yoktur. Esnafı teşvik edecek bir kaynak yoktur. Ancak, devletin taraf olmadığı bir büyüme gerçekleştiğinde, esnafın da durumu göreli olarak düzelecektir.

Kısa dönemde, toplayabildiği vergilerden devletin feragat edebilecek bir durumu yoktur. Aksine, gelirlerini azamiye çıkarmaktan başka devletin bir seçeneği görünmemektedir.

İşçi ve memur emeklilerinin durumlarını düzeltmek devletin hedeflerinden biri olmak zorundaysa da, eldeki kaynaklarla bu hedefe yaklaşmak şimdilik hayaldir. ‘‘Bankalarda batan paralar’’ ile karşılaştırma yaparak çeşitli kesimlere ‘‘mavi boncuk’’ dağıtmak kulağa hoş gelse de, gerçekçi değildir.

DÜŞEN FAİZLER

Siyasetçiler açısından, ekonomik alanda vatandaşın hoşuna gidebilecek sözler vermenin lafta kolay, ama uygulamada en zor olacağı bir seçim yapılıyor. Bazı siyasetçilerimiz bunun farkında değillerse de, iktidar olurlarsa, 2003 yılı bütçesi önlerine geldiğinde, bu gerçeği çok daha iyi anlayacaklardır.

Bir çok siyasi parti, kendileri iktidara geldiklerinde, faizlerin paldır küldür düşeceğini ummaktadırlar. Faizler düşse dahi, düşen faizlerden elde edilecek tasarruf bir kaynak değildir. Düşen faizler, kemerlerin gevşetilmesi değil, ancak ileride kemerlerin daha da fazla sıkılmasını engelleyecek bir etken olabilir.

Asıl anlaşılması gereken konu da budur.
Yazarın Tüm Yazıları