Siyasetin eli futbol pastasında!

FUTBOLUN pastası çok büyük, hem de lezzetli. O yüzden Futbol Federasyonu seçimleri için AKP hükümeti devrede. O pastada trilyonlar dönüyor. Rantın, paranın, gücün sonu yok. Federasyona bir çöktün mü, işin iş! İstediğin gibi harca, istediğin işlemi yap, istediğini kolla. Federasyon Başkanı olmak artık siyasetin emrinde futbolun hükümeti olmak demek.

Futbol sektöründe büyük paralar dönüyor. Bal tutan parmağını yalıyor. Bir sürü gariban vatandaş bu olanlardan habersiz, cebindeki son parayı tribünlerde rantçılara hediye ediyor, hançeresini yırtıyor.

Yarın Federasyon genel kurulu toplanacak. Şu anda iki aday var. Biri Ayhan Bermek, öteki Haluk Ulusoy.

Hükümetin doğrudan adamı Bermek. İkincisi için Spordan Sorumlu Devlet Bakanı sert konuşuyor: "Önce aklansın, sonra aday olsun." Onun hakkında Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından düzenlenmiş yolsuzluk raporları varmış. Olabilir. Hesabı mutlaka sorulmalıdır. Bay Ulusoy Japonya ve Kore’de 2002 yılında yapılan dünya şampiyonasına bir jumbo jet dolusu eşini dostunu ve torpilliyi götürmüştü. Harcamaları Federasyon karşılamıştı. Kafilede artistler, şarkıcılar, siyasetçiler, sevgililer, onun bunun eşi dostu ve yandaşları vardı.

O aşamada burada kendisine defalarca sormuştum: "Bu marifetinizin maliyeti nedir? Bu gereksiz ve anlamsız torpilli kafileye milletin cebinden kaç yüz milyar harcadınız?"

Federasyon Başkanı Bay Ulusoy ısrarla sormama rağmen yanıt verememişti.

Şimdi seçime giriyor. Hükümet kendisine karşı. Üç gün önce aday olduğunu açıklarken ekranda kendisini izliyordum.

Hükümete, Başbakan’a övgüler düzüyordu. Türkiye’nin AB yolunda elde ettiği büyük başarılardan söz ediyor, iktidarı yağlayıp yıkamak zorunda kalıyordu! İçimden üzüldüm. Bir insan kendisini bu durumlara düşürmemeli idi.

Fakat yağcılığı sonuç vermedi. Spordan Sorumlu Bakan Mehmet Ali Şahin yeniden açıklama yaptı: "Seçilirse seçimi yenileriz."

***

Pasta büyük olunca, üzerine üşüşenlerin sayısı da fazla oluyor! Pastanın içine siyaset de elini soktu... Çünkü işin içinde büyük para, büyük güç var. Ankara’nın belediye başkanı olan şahıs bile işi gücü bırakıp devreye girdi!

Seçimde oy kullanacak delege sayısı 223 imiş. Bunların bir bölümü AKP’nin adamı. İl takımlarının pek çoğu oralardaki AKP’li belediyelerin yönetiminde. Devrede belediye başkanları var, bakanlar var, hatta başbakan var. Herkes futbolla ilgisini sergiliyor.

Niçin? Türk futbolu yükselsin, iyiye gitsin diye mi?

Hayır! Pastadan, mamadan, ranttan pay kapmak için. Ya da mamayı başkalarına kaptırmamak için.

Koskoca AKP iktidarı elini her kuruma sokmuş, ele geçirmeye kalkışıyor.

Bütün kamu kuruluşları, üniversiteler, yargı, hastaneler, vakıflar, aklınıza neresi gelirse!

Herhalde futbol gibi bir unsuru bırakacak değiller. Toplumu ilgilendiren, uyutan, zevklendiren ve üstelik rantı, şanı, şöhreti, gücü, parası en bol olan sektöre elbette ki kendi adamlarını seçtirmek için uğraş verecekler! Nitekim öyle yapıyorlar.

"Önce aklansın"
deyip karşı çıktıkları Bay Ulusoy ise ne olur ne olmaz diye, adaylığını açıklarken iktidara, hükümete, başbakana yağlar çekiyor, övgüler düzüyor. Durumunu kurtarabilmek umuduyla kendisini küçük düşürüyor.

Delegelerin büyük bölümü kaypak, oynak! Onlar hükümetten gelecek işareti bekliyor. Dün falanca adaya yönelenler, hükümetten işaret gelince bir dakika içerisinde 180 derece dönüp ötekine yanaşmakta sakınca görmüyor.

Federasyon bütçesinde trilyonlar var. Federasyon "özerk"... İstediği gibi harcıyor, istediği ödemeleri yapıyor, istediklerine köşe döndürüyor. İnanılmaz bir güç. Türkiye’de böyle ikinci bir güç yok. Ayrıca yeşil sahalarda aldığı kararlarla, hakemleri yöneterek belli takımları ihya ediyor.

Federasyon genel kurulu yarın toplanacak, AKP’nin istediği, ya da istenmese bile iktidara övgü düzmeyi becermiş iki adaydan birini seçecek. Hayırlı uğurlu olsun!

Delege olsaydım böyle bir genel kurula katılmayı reddeder, bu yozlaşmaya karşı çıkardım.

Dünya futbolunda bir isim olan Şenez Erzik var. Yakında UEFA Başkanı olması beklenen saygın, siyasete, yağcılığa ve pisliğe bulaşmamış bir futbol adamı. Yıpranmamış bir isim.

Başka bir ülke olsaydı, Erzik’i herhalde tek aday olarak seçime sokar ve giderek çöken Türk futbolunu siyasete değil, böyle bir isme emanet ederdi.

Ama burası Türkiye! Bizimkiler için önemli olan saygın isimler değil, ’komşuda pişti bize de düştü’ anlayışıyla pastanın içine ellerini sokup lokmaları ağızlarına tıkıştırmak.
Yazarın Tüm Yazıları