Siyah ve beyazın buluştuğu renk blues

Güncelleme Tarihi:

Siyah ve beyazın buluştuğu renk blues
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 17, 1997 00:00

Sıcaktan bunalanlara en iyi çare 4. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin peşine düşmek... Caz sanatını ikinci ağızdan değil doğrudan... Ve cazın vardığı yeri güncel olarak izleyebilmek ne kadar serin bir uğraş... Gazetelerin de en serin köşeleri caz haberlerinin yer aldığı sayfalar değil mi??? Cazı yaratmış olanların KuzeyAfrika'dan Amerika'ya köle olarak götürülen "Kunta Kinte'ler" olduğunu bilmeyen mi var??? Köle Afrikalının özgürlük mücadelesi hala sürüyor... Bu mücadelenin müziği Kuzey Afrikalının dünyaya seslendiği hüzün titreşimlerinden oluşmuştur... Örneğin siyah hüznün beyaza yansıması değil miydi "blues müziği"??? Blues'daki siyah hüzne beyaz Avrupa halklarından çıkan mazurkalar madrigaller, habeneralar, fadolar, flamenkolar kaynamıştı zamanla... Bütün bu tür "özgürleşmiş" denilebilecek müziklerin temelinde de blues yatar... Bu kaynaşmadan doğaçlanan titreşimlerle caz bin bir şekle döndü, dönüştü... Bugünkü cazın titreşim dalgaları içinde eski tasniflere girmeyen yenidönüşümler var... Kuzey Afrikalı Arapların yaratmış olduğu arabesk şimdi vatanına dönüyor... Bu dönüşü anlamak için blues'u yeniden hissetmek gerek... Özellikle blues'da, gospel, soul ve cazda mükemmeli yapmak, Avrupalı'nın klasik seçkinci müziğinin tam aksine, sıradan malzemeyle ve kiminin çirkin, armonisiz bir gürültü ve tuluat olarak duyduğu seslerle kendi müziğini yapmaktır... Başta Kuzey Afrika'dan çıkmış olan caz Akdeniz'in dalgalarına geri döndü... Kuzey Afrika'nın da, İspanya'nın da, bizim de kıyısı olduğumuz Akdeniz müziğinin temelinde de bu özgürleşme mozaiğinin dalgalarını hissetmiyor muyuz??? 4. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin şaşırtıcı grubu Radio Tarifa'nın kurucularından Duedas, "Tarifa kimseye ait olmayan bir bölge ve Akdeniz'e açılmış bir balkondur," demiyor muydu? Buyur ola beyazla siyahın, Afrika'nın Avrupa'nın ve Amerika'nın kesiştiği Akdeniz blues'unun köklerini okumaya bu testusta...1 Bilin bakalım blues'un kökü nerede?a. Blucistanb. Mardin-Münih hattıc. Afrika d. İki yarımkürenin 36'ncı paralelleri arası 2 Blues'un köklerini merak ederken, blues'un Amerika'daki kökü nerede? Hangi nehrin deltasında doğmuştu dersiniz blues?a. Maveraünnehir'deb. Delaware'dec. Fırat'ın türküsünded. Mississippi'de3 Mississippi deltasında doğmuş namelere eşlik eden iki temel enstrüman vardı. Biri tabii ki gitar, ya ikinci aleti neydi klasik blues'un?a. Tam tam b. Akordeonc. Ağız mızıkası d. Saksafon4 Yıl 1912... İlk yazılı blues bir politikacıyla ilgiliydi: Senatör Mr. Crump... Hemen ardından "St. Louis Blues" geldi. Blues bütün dünyanın malıydı artık... İlk yazılı blues kimin nefesiydi?a. Louis Armstrongb. Muddy Watersc. W.C. Handy d. B.B. King5Ünlü blues'cu Muddy Waters, blues nedir diye sorulunca hangi iki sözcükle yanıt vermişti?a. "Mavi mavi" masmavib. "Neşeli Hüzün" c. "Çamurlu sular"d. "Miss Ississipi"6 Yüz yıl öncesine gidelim mi??? Amerikalı "ragtime" piyanocusu ve bestecisiydi... ABD'nin güneyinde, bar piyanocusu olarak başlamıştı... "Honky Tonk Piano" ile, hani Red Kit'in piyanosu gibi... Sayısız ragtime besteledi. Bunların en ünlüsü olan 1899'da yaptığı Maple Leaf Rag'ın plağı on yıl boyunca 400 binden çok satıldı. Kimdi?a. Bessie Smithb. Mahalia Jacksonc. Janice Joplind. Scott Joplin7Hep zencilerden beyazlara değil ya... Avrupa'dan da zencilere bir müzik girdisi var... XIX. Yüzyılın sonlarında, doğaçlamaya yer verilmeyen, Amerikan zencilerinin folkloruna Avrupa'dan gelen piyano üslubu. caz, büyük ölçüde ragtime'dan doğmuştur. Scott Joplin'i, çağdaşlarının dediği gibi, "ragtime kraliçesi" saymak gerekirse de, en iyi ragtime bestecileri ve piyanocuları arasında Thomas Million Turpin, James Scott ve Eubie Blake sayılabilir. Peki ragtime nedir? Anlamını kestirebilir misiniz?a. Yırtık pırtık zaman (ragged time)anlamında Amerikanca sözcükb. Tiner emdirilmiş paçavrac. Yüzüne yoğurt sürülmüş zencid. Müzik genlerini beyaz bir müzisyenden almış zenci8Scott Joplin kraliçeydi... B.B. King ise kral... Blues'u biçimlendirip bütün dünyaya yaygınlaştıran ve onu bir sanat olarak kabul ettiren imparator ise kimine göre ünlü bir trompetçiydi... Kimdi, üfleyebilir misiniz?a. Miles Davisb. Muvaffak Falayc. Louis Armstrongd. John Lee Hooker9Herşeyin moderni yok mu? Veya modern sanılanı... Aslında her şey ilk çıktığında moderndir. Sonra kurumsallaşır, seçkinler tarafından benimsenir ve aslında modernliğini kaybeder. Zamanımızda bu bir zamanlar modern olup da sonra bu özelliğini yitiren şeyleri "restore" edip, bu restorasyon edilmiş haline "modern" deyip çıkıyorlar... Disko müziği, acid, new age müzik filan böyle, istersen git robotlara çaldır... Blues modernliğini korumaya çalışıyor... Ölüm kalım mücadelesi blues'unki sanki... Bunu rock'ın devrimci ruhu ve hareketliliğiyle sağlayabiliyor. Modern blues'un, fusion caz'ın, modern soul'un, modern reggea, punk ve heavy metal'in eski akustik blues'dan üç temel farkı var... Neydi bu üç fark?a. Rock rock rockb. Misyoner kontrbası, kemanlar, flütc. Elektrogitar, amfi, bas gitar d. Farkları yok10 Beyaz ve siyah arasındaki renk blues... Örneğin ünlü beyaz müzik gruplarından biri blues'un kralı B.B. King'le dünya turnesine çıktı. Beyaz rock'çıların ne zaman telleri sıkışsa, anlaşılan imdada "good old blues" yetişiyor... Peki hangi beyaz gruptu B.B. King'le dünyayı dolaşan?a. Kurtalan Ekspresb. U2 c. Jefferson Airplaned. Pink Floyd11Biliyor muydunuz? 1960'ların dev rock topluluğu Pink Floyd ismini iki siyah blues sanatçısından almış. Kestirebilir misiniz?a. Pink Anderson ve Floyd Councilb. Pink Panther ve Floyd Pattersonc. Nat Pinkerton ve Floyd Georged. Hiçbiri12 Yine bembeyaz bir blues sorusu... Şimdi, adını blues'dan almış ama blues müziği yerine İngiliz senfonik rock müziğini yaratmış grup hangisidir?a. Genesisb. Moody Blues c. Waughan Brothers d. Blues Brothers13 İlk caz'cılar öyle fakirdi ki... Yalnızca müzikleri değil, çalgıları da doğaçlamaydı.. Örneğin New Orleans'lı efsanevi kornet sanatçısı Buddy Bolden'ın seskısıcı olarak kullanmak zorunda kaldığı doğaçlama araçlar bugün herkese çok komik gelebilir. Aşağıdakilerden hangisini kullanırdı, kıstırabilecek misiniz?a. Yarım hindistan cevizi kabuğub. Banyo pompasıc. Eski bir melon şapkad. Hepsi14 1930'lu yıllarda ABD'de kitlesel swing çılgınlığı başlamıştı. Louis Armstrong ve Duke Ellington gibi "canavar" cazcıların harekete geçirdiği milyonlarca Amerikalı, beyaz siyah demeden pelte gibi titreşiyordu... Bu salgının nedenini kestirebilir misiniz acep???a. ABD'de basur salgını vardı, insanlar popolarını sürekli olarak sallamak zorundaydı.b. Roosevelt büyük krizi müteakip "new deal" yani "yeni düzen" projesini açıklamıştı. Artık herkes sallan-yuvarlan kapitalizmi içine girmişti.c. Amerikalılar kokusu ve korkusu yayılmaya başlayan İkinci Dünya Harbi için kaşınıyorlardı.d. Afrika'nın sıcağına alışmış köleler ABD'nin soğuğunda titreşiyordu...15 Caz dönüp dolaşıp köklerine dönüyor... Kuzey Afrika'dan çıkıp Amerika'ya giden arabesk orada blues'dan caz'a dönüşüp sonra tekrar Afrika'ya dönüyor. 1960'larda 1970'lerde California, New York, Tibet, Hindistan iken cazın adresi, şimdi Fas, Cezayir, Tunus... Bizim müziğimize de en yakın adresler değil mi buralar... Dördüncü İstanbul caz Festivali'nde Eric Clapton gibi Jan Garbarek gibi devlerin yanısıra müthiş yeni gruplar çaldı... Hip Hop, Ethnic, Funk, Reggae, Blues, Rap, Soul müziğinden oluşmuş caz mozaiği günlerinde bambaşka bir ses Radio Tarifa adlı bir gruptan geldi... Endülüs'e, Elhamra medeniyetine dönüşü, gerçek arabeske dönüşü gösteren bu Afro-İberik grubun adını aldığı Tarifa nerede acep, kestirebilecek misiniz? Yanıt aslında soruda gizli...a. Arabeskin cennetten kovulup düştüğü Urfab.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!