Sivas'ta 13 sanıklı FETÖ davasına devam edildi

Güncelleme Tarihi:

Sivasta 13 sanıklı FETÖ davasına devam edildi
Oluşturulma Tarihi: Şubat 10, 2017 21:24

Sivas'ta 13 sanıklı FETÖ davasına devam edildi

Haberin Devamı

Gökhan CEYLAN/SİVAS, (DHA) - SİVAS'ta Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında haklarında dava açılan avukat ve kamu personellerinden oluşan 6'sı tutuklu, 13 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 9 avukat ve 4 kamu personelinden oluşan, 6'sı tutuklu, 13 sanık hakkında, 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme', 'silahlı terör örgütüne üye olma', 'kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği' ve 'kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 5 ile 10 yıl arasında değişen hapis cezası istemiyle dava açıldı. Sanıkların yargılanmasına 2 gün önce Sivas 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. İlk gün 14 saat süren duruşma, 1 gün ara verildikten sonra bugün de devam etti. Duruşmaya tutuklu avukatlar Ömer N., Erdal Ö., Fatih S., Halil İbrahim D., ve kamu çalışanı Murat G. ile tutuksuz sanıklardan avukatlar İhsan Ö., Ersin C., Dilek Fırtına T., Resul Ö., Recep H., ile kamu çalışanları İlhamı B. ve Hakan P. katıldı. 'Avukatlar imamı' olarak değerlendirilen ve Silivri 7 nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan Yunus B, duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemiyle (SEGBİS) katıldı. Duruşmada sanık avukatları ve sanıkların yakınları da hazır bulundu. Duruşmanın ikinci gününde tutuksuz yargılanan sanıklar dinlendi.
'CEMAAT EVLİLİĞİ YAPTIM'
2015 yılından sonra avukatlar imamı olarak görevlendirildiği ileri sürülen, ByLock kullandığı tespit edilen ve etkin pişmanlık yasasından faydalanarak tutuksuz yargılanan Hakan P., bu yapının terör örgütü olduğunun farkına varamadan yıllarca içinde bulunduğunu söyledi. 17-25 Aralık'tan sonra bu yapıyla ilgili şüphelerinin oluştuğunu anlatan Hakan P, "Bu yapıdan kopmam o kadar kolay olmadı. Çünkü bu yapıyla ilişkim lisede başladı. 4 yıl cemaat evinde kaldım. 12 yıl kurumlarında öğretmenlik yaptım. Yine bu yapı içinde eşimle tanıştım ve evlendim" dedi. Hakan P., hayatının her döneminde bu yapının var olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Merzifon'da cemaatin dershanesinde çalışırken, bir bayan öğretmenle duygusal yakınlaşmamız oldu. Ancak cemaatin bilgisi olmadığı için bu ilişkiyi sonlandırmak zorunda kaldık. Daha sonra Sivas'ta katalog evliliği olmasa da cemaat evliliği yaptım. Farkına bile varmadan içine düştüğüm bu yapıda bulunmaktan üzüntü ve pişmanlık duyuyorum. Bizleri kullanarak halkın sempatisini kazanmışlar. Amaçları yüce milletimizi köleleştirmekmiş. Maalesef bir terör örgütüne üye durumuna düşmüşüz. Gerçek yüzleri 15 Temmuz'da ortaya çıkmıştır."
'DERNEKTE MİLLETVEKİLİ OLMASI BANA GÜVEN VERDİ'
Avukat Ersin C. de örgüt üyesi olmadığını ve cemaatle bağlantısı olduğu belirtilen Ülfet Hukuk Derneği'nde hiçbir zaman yöneticilik yapmadığını belirterek, "Bu örgütle sosyal ilişkimi 2012 yılı Nisan ayında sonlandırdım. Zaten örgütün sohbetlerine de dini bir sohbet dinlemek için sosyal faaliyet olarak 2006-2011 yılları arasında katılmıştım. Sohbetleri organize etmedim, ya da davet eden olmadım. Ben zaten Ak Parti il yönetimindeydim. FETÖ kurumlarının da avukatlığını almadım" ifadelerini kullandı. Avukat Dilek Fırtına T. ise sanık olarak mahkemede bulunmaktan utanç duyduğunu dile getirerek, "FETÖ/PDY terör örgütüyle hiçbir organik bağım yoktur. Zaman gazetesi aboneliğim kısa bir süre kardeşimi sınav hazırlığı nedeniyle oldu. 17-25 Aralık sürecinden hemen sonra da bu aboneliği sonlandırdım. 2012'de Ak Parti'de il yönetiminde göreve başladım. Ülfet Hukuk Derneği ile ilgili de 2015'te şüpheye kapıldım. İstifa etmek istedim. Ancak bana derneğin zaten kapatılacağı söylenerek istifam kabul edilmedi" diye konuştu.
Avukat Resul Ö. de savunmasında suçlamaları kabul etmediğini belirterek, "Dernek kurucuları arasında milletvekillerinin olması bana güven verdi. Sohbetlerine de katılmadığım için örgüt bağlantılı olduğunu hiç fark etmedim. Çünkü dernekle fiili bir irtibatım yoktu. Daha sonra zaten dernek kapatılacağını öğrenince istifa etmeyi ihmal ettim" dedi.
'BAKANLIK CD'SİNİN DELİL OLMASI TRAJİKOMİK BİR OLAY'
Avukat Recep H. ise Ülfet Hukuk Derneği'nin 90'a yakın üyesinin olduğunu ve yalnızca 9 kişinin yargılandığını belirterek, "Üyelerinin yüzde 90'ını dışarıda olan bir derneğin FETÖ bağlantılı olmayacağını düşünüyorum. Derneği cemaat ve Ak Parti'den arkadaşlarla kurmuştuk. Terörle bağlantısı olacağını hiç düşünmemiştim. Örgütle organik bir bağ kurmadım. Baro seçimlerinde cemaat ve Ak Parti adayının karşısında bulundum. 2015'te Sivas'ta Demokrat Parti'den aday oldum. Evimde bulunan ve yasal olarak satılan bandrollü Risale-i Nur CD'si hakkımda delil olarak kullanıldı. Kültür Bakanlığı'nın yayınladığı bu CD'lerin delil olarak kullanılması trajikomik bir olaydır. Ben demokrasiye inanıyorum. Örgüt talimatıyla hareket etmiyorum" dedi.
Öğretmen İlhami B. de muhafazakar bir aileden geldiğini ve kendisinin de muhafazakar olduğunu anlatarak, zaman zaman sohbetlere gittiğini söyledi. 2011 yılından bu yana cemaatle ilişkisi kalmadığını aktaran İlhami B., "SODES projelerine hayır amaçlı girdim. Başka amaçla yapıldığını bilmiyordum. Ben fedakarlık yaptığımı zannediyordum. Üzgün, kırgın ve pişmanım. Birçok kişinin de pişman olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Tutuksuz yargılanan sanıklardan İhsan Ö. de suçlamaları kabul etmeyerek tahliyesini talep etti.
Mahkeme heyeti tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, tanıkların dinlenmesi için duruşmayı 13 Şubat 2017 tarihine erteledi. 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!