Sinemanın da karaborsası var

Derbi maçlarının biletleri karaborsaya düşer. Dünya starları ülkemize gelince onların konser biletleri de bazen karaborsada satılır.

Haberin Devamı

Karaborsa modasına şimdi bir de filmler eklendi.
Amerika’da yarın vizyona girecek olan Kara Şövalye Yükseliyor (The Dark Knight Rises) filminin IMAX biletleri aylar öncesinden tükendi.
Aslında tükendi dememek lazım.
Karaborsası hayli hızlı ilerliyor çünkü.
Sıkı durun; karaborsadaki bilet fiyatları Amerika’da 150, İngiltere’de ise 300 pound’a ulaşmış durumda!
Christopher Nolan’ın yönettiği film IMAX formatına özel son teknoloji IMAX kameralarla çekildi.
Batman efsanesinin sonu gelirken, başrol Bruce Wayne/Batman olarak yine Christian Bale’i, ezeli düşman Bane olarak Tom Hardy’yi, Selina Kyle rolünde Anne Hathaway’i ve John Blake olarak da Joseph Gordon-Levitt’i seyredeceğiz.
Marion Cotillard, Morgan Freeman, Gary Oldman gibi isimler de kadronun ağır topları arasında.
Kara Şövalye Yükseliyor bizde 27 Temmuz’da, yani gelecek cuma vizyonda olacak.

Haberin Devamı

Kara Şövalye Yükseliyor’a tam not

Kara Şövalye Yükseliyor’un gala gösterimi Lincoln Meydanı Tiyatrosu’nda yapıldı. Christian Bale, Anne Hathaway, Joseph Gordon-Levitt, Marion Cotillard, Gary Oldman, Morgan Freeman, Juno Temple ve Tom Hardy tam kadro kırmızı halıdaydılar.
Ve merakla beklenen ilk yorumlar geldi; Kara Şövalye Yükseliyor tam not aldı.
Leighton Meester, Donald-Melania Trump gibi pek çok ünlünün katıldığı gala sonrasında The Herald Sun filmle ilgili olarak “gereksiz uzatılmış sahneler yok ve film uzun süresine rağmen son derece sürükleyici” dedi.
Ünlü film eleştirmeni James Wigney de yönetmen Christopher Nolan’ı filmi tek bir karakter üzerine kurmayıp tüm oyunculara kendilerini sergilemeleri adına şans verdiği için kutladı. Wigney’e göre, Nolan’ın bu seçimi filmdeki kötülüğün doğasının seyirci tarafından kavranmasını sağlamış.
Kara Şövalye Yükseliyor’un hafta sonu açılışında, 207.4 milyon dolarlık açılış yapan Yenilmezler’in yurtiçi hasılat rekorunu kırması bekleniyor.

Sezaryenime dokunma

Henüz iki aylık hamileydim.
Doktoruma “Ben sezaryen olacağım, normal doğum konusunda ikna etmeye çalışacaksanız şimdiden başka doktora gideyim” diyerek net tavrımı ortaya koymuştum.
Doktorum sonradan söylüyor, içinden “Ben seni nasıl olsa ikna ederim” demiş.
İkna etmeye çalıştı da, ama ben kendimi, doğumla ilgili korkularımı ve psikolojimi iyi biliyordum, yapamadı.
İkizlerinden birini kameraya aldığı doğum sırasında kaybeden Yusuf Cihan Süslü’den gelen mail’i okurken o günleri sanki yeniden yaşadım.
Yusuf Cihan Bey, eşinin doktora sancım yok, beni sezaryene alın diye yalvardığını ve zorla normal doğuma yönlendirildiğini yazıyor.
Normal doğum yurt-dışında da, Türkiye’de de tercih edilmesi önerilen yöntem.
Ama kabul edelim ki bir de doğum korkusu ve sezaryen gerçeği var.
Hep keşkelerle gidiyorum, “doğum kameraya alınmasaydı”dan sonra bir keşkem daha olacak; keşke o doğum annenin istediği, hissettiği gibi sezaryen olsaydı.
Bu aralar ne çok “özgürlüğüme dokunma” diyoruz, öyle değil mi?

Haberin Devamı

Bu iki gence dikkat

Kanaltürk’te Özge Özsağman’ın düzeyli ve akıcı sunumuyla ekranlara gelen Uçankuş programı bence harikalar yaratıyor.
Magazini ve haberi bir arada, farklı bakış açılarıyla, canlı bağlantılarla, hareketli bir kurguyla ekrana getirmek, hem de bunu hafta içi her gece yapmak kolay değil.
Benim konuk olduğum gece Polat Towers’ın içine canlı bağlantı yapıp yangını konuştular, oradan Adnan Polat’ın olduğu yere bağlanıldı ve koca yangında bir kişinin burnunun bile kanamasını engelleyen akıllı bina ile ilgili tüm detaylar ekrana geldi.
Sonra Çeşme’ye Halil Sezai konserine gittiler, sonrasında 50 liralık lahmacun olayının birbirine düşürdüğü gazeteciler konuşuldu.
Kapsamlı ve detaylı bir şekilde.
Bu zor ama başarılı programında ardında pırıl pırıl iki genç adam var; Can Tanrıyar’ın oğulları Oğulcan ve Anılcan.
Baba tarafından zaten işin içindeler, Amerika’da da televizyonculuk okumuşlar.
Hem alaylı hem okullu olmanın avantajını ciddiyet, işlerine olan sevgi, saygı ve bağlılıkla birleştiren ve gece gündüz arı gibi çalışan bu iki genci tebrik ediyorum.

Yazarın Tüm Yazıları