Şimdi tekrar konuşalım

DÖNDÜK dolaştık aynı yere geldik. Bakalım yeni Ceza Yasası’na koydukları 30’a yakın hükümle gazetecileri hapishanelerde ağırlamaya hazırlanan Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı ile onun halen ‘Kraliçe’nin Muhalefeti’ rolü oynayan işbirlikçisi CHP (daha doğrusu Deniz Baykal) ne yapacaklar?

Dönüp dolaşıp geldiğimiz noktayı yukarıdaki cümleler yeterince açıklamıyor. O nedenle biraz geriye gidelim:

Milli Gazete yazarı Selahattin Aydar hakkında ‘Laikliği savunanlar dinsizdir’ diyerek düşmanlık saçan bir yazısı nedeniyle 1 yıl 8 ay hapis cezası verilmiş ancak bu hüküm Yargıtay Ceza Kurulu tarafından bozulmuştu. Buna ilişkin gerekçede ‘Laikliği yasalarla korumaya artık ihtiyaç yok, artık halk korusun’ denmesi ve laikliğin ‘resmi ideoloji’ olarak nitelendirilip yargının resmi ideolojiyi korumak gibi bir görevi olmadığının ileri sürülmesi kıyameti koparmıştı. Kısaca Yargıtay kendisini, bir parçası olduğu sistemden ayrı gördüğünü ilan etmişti.

Aydar’ın yazdığı gazetede bu defa Mehmet Şevket Eygi, ‘gizli ve derin devlet idarecilerinin Müslümanlara din hürriyeti tanımadığını’ öne süren bir yazısı dolayısıyla 1 sene 8 ay hapse mahkûm edildi ve bu karar, aynı Yargıtay’ın Ceza Kurulu tarafından 4 oya karşı 24 oyla onaylandı. Çünkü Yargıtay Ceza Kurulu bu defa merhum Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’un, ‘(Laik) Hukuk devletini korumak Türk yargısının işidir. Bu görev başkasına bırakılamaz’ görüşünü benimsedi. Kısaca Yargıtay laik cumhuriyeti koruma görevinden vazgeçmediğini ve geçmeyeceğini dünyaya bir kere daha ilan etti.

Bu karar, çağdaş Türkiye için sevindirici. Ama mesele orada bitmiyor:

Biliyorsunuz bir süredir bir başka konu tartışılıyor. Bizim de dahil olduğumuz bir kesim diyor ki: ‘Ne insanlar düşünceleri nedeniyle suçlansın ne de gazeteciler görevlerini yaptıkları için hapse atılsın.’

Bu, ‘devletin kendini ve duyarlıklarını koruma hakkı olmasın’ demek değil. Bu amaçla kimseye ceza verilmesin demek de değil. Bu -ilke olarak- bu tür eylemler nedeniyle ‘hapis cezası’ uygulanmasın demek.

Nitekim geçen yıl haziran ayında çıkan 5187 sayılı Basın Yasası, bu anlayışa göre yapıldı. Ama iki buçuk ay sonra aynı Meclis’ten çıkan 5237 sayılı yeni Ceza Yasası 30’a yakın (bize göre 23) eylem nedeniyle gazeteciye hapis cezası verilmesini öngörüyor. Aydar ile Eygi’ninkiler de bu hükümler arasında bulunuyor.

Şimdi biz diyoruz ki: ‘laik cumhuriyet her yerde, her zaman korunmalıdır. Bu amaçla elbet ceza uygulanabilir. Ama bu ceza -pek az istisna bir yana- hapis cezası olmamalıdır.’

Selahattin Aydar
’a ve Mehmet Şevket Eygi’ye bizden yakın saydıklarından emin olduğumuz Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarına şimdi soruyoruz:

Yeni Ceza Yasası’nın uygulanmasını 6 ay erteleseniz, bu sırada hem yürürlükteki Ceza Yasası’nın, hem de yeni yasanın itiraz konusu hükümlerini gözden geçirip laik ve demokratik hukuk devletine uygun yaptırımlar getirseniz doğru olmaz mı?

Ana muhalefet partisine bir şey demiyoruz. Çünkü onlar bu tartışmaların Türkiye’de değil Ukrayna veya Beyaz Rusya’da yaşandığını sanıyor galiba.
Yazarın Tüm Yazıları