Şimdi özür karikatürü

BİR İngiliz TV’si Suudi prenseslerden birinin taşlanarak öldürülmesine dönük bir belgesel yayınlıyor. Riad Sarayı öfkeleniyor, belgesel yayından kalkıyor.

Rotterdam’da Hazreti Muhammed’in eşlerinden birinin hayatını konu alan bir tiyatro sahneleniyor.Tiyatro ilk gece sahneden kalkıyor.

Humeyni’yi alaya alan bir film hazırlanıyor. Film hiç bir gösterime girmiyor.

Üçü de Batı’dan örnek. 80’li 90’lı yılların bu örnekleri, İslam’ın tepkisi üzerine, Batı’nın geri çekildiğini gösteriyor.

ONLARDAN ÖRNEKLER

Fransız düşünür Voltaire, İslam’ı örnek alarak, dini eleştiren bir tiyatro yazıyor. O oyun hiç bir zaman oynanmıyor.

Alman Goethe Kuran okuyor, İslam’ı anlamaya çalışıyor, hatta bir oyun tasarlıyor. Ama, yazmıyor.

Batı’nın yazarları İslam’a daha dikkatli. Çizerleri belki aynı ölçüde değil.

Çizerleri aslında kendi dinlerine karşı da, hoşgörülü değil. Örneğin, 2003’te bir Alman karikatürist Hazreti İsa’yı yarı çıplak kadın çiziyor.

Geçen yıl Avusturyalı bir çizer, yine Hazreti İsa’yı sörf yaparken resimliyor, kilise onu uyarmakla yetiniyor.

Buna karşılık, Katolik rahipleri Papa’nın eşeği olarak çizen karikatüristi Vatikan protesto ediyor.

600 YILINDA BAŞLADI

İlk beş yüz yıl Batı’da da, Hazreti İsa’yı resmetmek yasak.

Altıncı yüzyılın başında Papa Büyük Gregor, İsa’nın çizilmesine, resmine izin veriyor. Okuma-yazma bilmeyenlerin, dini resim yoluyla öğrenmeleri için. Ondan sonra, Batı’da dinsel resimler serbest.

Bu serbestiyetin doruk noktası Bizans. Minyatür, fresk ve resimler.

Rönesansa giden yol. Dinsel heykeller, resimler. Ardından bilim alanında, düşünce de patlama, Aydınlanma dönemi.

Resim, karikatür derken, çala kalem değil. Arkasında engin bir birikim var.

Ne yazık ki, bu anlayış, yine de zaman zaman haddini aşıyor. Hazreti Muhammed’e yönelik karikatürlerin İslam Dünyası’nda açtığı yara, gösteriler buna son örnek.

STÜRMER YASAK

Geniş özgürlükler içinde, Batı kendini koruyan önlemleri ihmal etmiyor.

Çeşitli Avrupa ülkelerindeki ceza yasalarında maddeler var:

"Herhangi bir topluluğun gelenek ve din duygularını yaralayan yayınlar, ifade ve basın özgürlüğü kavramına sığınamaz."

Günümüzde bunun tipik örneği, Yahudi soykırımını savunmak. Nazi döneminin ünlü propaganda organı Der Stürmer bugün her Alman’ın tüylerini diken diken ediyor. Ve yasak.

SINIRA DİKKAT

Demek ki, her toplumun kutsalı var. Sınırları var. Buna özen göstermek gerek.

İslam Dünyası’ndaki tepkiler üzerine birkaç Avrupa gazetesi ortak bir karikatür yayınlıyor.

Hz. İsa, Hz. Musa, Hz. Davud birlikte oturuyor ve Hz. Muhammed’e sesleniyor, sana yönelik bir kasıt yok. Karikatür bu.

Ancak, bu çağrıdan kimsenin haberi yok. Gösteriler sürüyor. Çağrı aslında özür anlamında.

Bir karikatürle ateşlenen tepkinin, şimdi özür karikatürü ile artık yerine oturması gerek.

Üstelik ölenler, gösteri yapanlar.

Daha önce gösterileri doğrudan organize eden bazı İslam ülkelerinin, şimdi kendi halklarını sükunete çağırma zamanı.
Yazarın Tüm Yazıları