Şimdi beyaz kurdele zamanı

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Radyolar kapatıldığında yakalara protestoyu simgeleyen siyah kurdeleler takılmıştı. Hepsi açıldı, özgürlük kısıtlaması yok. Herkes dilediği gibi konuşuyor, istediğini dinliyor. Çoğulcu demokrasi anlayışınını en inandırıcı alanı radyoculuğumuz.

İlk Türk radyosunun yayına başlama tarihi 1927, üzerinden 70 yıl geçmiş. Önemli bir yıldönümü, ben radyocu olsam bu yıldönümünü kutlamak amacıyla yakama beyaz kurdele takardım.

Radyocularımızın bizim müzik kültürümüzde yerleri büyüktür. Ses kalitemizi onlar yükseltmiştir. Geçen akşam TRT 2' de Mengü Ertel'in sunduğu Cumhuriyete Kanat Gerenler dizisinde Mesut Cemil programını izledim, onun sazını, konuşmalarını dinleyen biri olarak bir süre anılar kompartımanında yaşadım.

***

BELLİ yaştaki kuşakta Radyo Günleri'nin nostaljisi vardır.

Saat 13.00'te davudi bir sesten haberleri dinlerdik. Dünyayı ondan öğrenirdik, Türkiye'yi de.

Müzik aletinden çok bir mobilya görüntüsündeki radyolar. Fasıllar, solo şarkılar, salon orkestraları.

Radyo tiyatrolarını, oyunlarını ne kadar çok kişi dinlerdi. Belki de o oyunlar, insanlardaki hayal gücünü geliştirirlerdi. Değişik kahramanları seslendirenlerin farkı, efektlerdi. Gözümüzün önünde üç boyutlu bir sahne yaratırdık.

Arkası yarınlar; tefrika romanlar gibi heyecanımızı, merakımızı hep islim üzerinde tutardı.

Behçet Necatigil'in radyo oyunlarını, Orhan Hançerlioğlu'nun edebiyat konuşmalarını unutabilir miyim? Refik Ahmet Sevengil'in divan ve halk şiiri üzerine konuşmaları, inanıyorum ki bir çok dinleyiciyi şiire yöneltmiştir. Bir çok dinleyici Türk şiirinin en seçkin örneklerini Baki Süha Edipoğlu'nun etkili sesinden, güzel Türkçesinden öğrenmiştir.

Cemal Reşit Rey'in piyanosundan duyduğum Debussy'nin Çocukların Köşesi ile Nubar Tekyay ile Ercüment Batanay'ın birlikte çaldıkları Udi Nevres Bey'in Hüzzam Saz Semaisi hala kulaklarımda çınlıyor.

Yıl 1970. Rus romancısı Aleksandr Soljenitsın, Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanmış. Rahmetli oyun yazarı ve radyocu dostum Oktay Arayıcı beni konuşmaya çağırdı. O gün bana radyo konuşması konusunda ilk dersi verdi.

Radyo konuşmalarıma renk katmayı, bunu bir dinleme sanatına dönüştürmeyi de Oray Tuğlan öğretti.

***

RADYOYU hala çok severim. Televizyonun spotları altında konuşmaktan hala hoşlanmam.

Tek başıma bir mikrofonun karşısında görmediğim, bilmediğim ama benimle aynı duyguyu, zevki bölüştüğüne inandığım sesdaşlarımı çok severim.

Benim için Radyo Günleri bitmedi.

Yazarın Tüm Yazıları