Sıla'dan yeni Sezen Aksu olamıyor

Güncelleme Tarihi:

Sıladan yeni Sezen Aksu olamıyor
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 13, 2016 10:23

Sıla, henüz bir Firuze çıkartamadı ama Sezen Aksu’nun 1980’lerdeki rolüne talip. ‘Mürekkep’te bu iddiasını yeniliyor ama hâlâ hedeften uzak.

Haberin Devamı

Sıla’nın son albümü ‘Mürekkep’, şarkılarıyla değil magazin basınındaki haberler, sosyal medyadaki cümleler/takılmalar ile gündeme geldi. En azından ilk başta. Albümdeki çoğu şarkı (kendisinin ya da arkadaşlarıyla ortak olmak üzere) Sıla’nındı ama o, yabancı bir şarkının Türkçe versiyonu olan ‘Afitap’ ile yapmak istemişti açılışı.

Bir kaşık suda fırtına da bu nedenle koptu, durduk yerde köpürtülmek istendi. Yok çalıntıymış, yok besteciye telif ödenmemişmiş. Halbuki albüm kapağında bestecinin adı yazılmıştı. Florent Boshnjaku yazıyordu şarkının altında, açıkça ve alenen. Gizli/saklı bir durum yoktu, çalıntı ihtimali sıfırdı.

Bu netleşince, “Ama telif hakkı ödenmemiş” kulvarına açıldı karalama seferberliği. Bunun üzerine Sıla bir açıklama yapmak zorunda kaldı ve “Telif bedelinin ödenmediği iddiası asılsızdır; detaylı bilgi almak isteyenler, bestecinin Türkiye’deki yasal temsilcisi Median Müzik Edisyon’a ulaşabilir.”

 

Haberin Devamı

HALİMİZ TOZ DUMAN

Sıladan yeni Sezen Aksu olamıyor

Sıla, Mürekkep / 5 üzerinden 2 yıldız 


Yabancı bir şarkıya gönül düşürüyorsunuz, izin alıyor, parasını ödüyor ve stüdyoya girip söylüyorsunuz. Bu kadar basitti her şey. Ama size, bunları yapmamış gibi davranılıyor ve her kafadan bir ses çıkmaya başlıyor. Bu kadar saçmaydı her şey.

Ortalığı velveleye verenleri 60 ve 70’lerde görmek lazımdı. Hani o şarkıların, hiçbirine/hiç kimseye beş kuruş ödenmeden sahiplenildiği yıllarda.

Sıla’nın son dönemin en farklı, en kendine has yıldızlarından olduğuna şüphe yok. Güçlü sesi ve kendine özgü vokal tarzı, kendi yazdığı post-poparabesk şarkılarla birleşince, yıldızımız alıp yürüdü. Tam da böyle zamanlarda beklendiği gibiydi; mutsuzluk, sıkıntı, ayrılık, terk ediliş, ağlama ve gözyaşı. Ama çokça gözyaşı, dereler taşıracak kadar.

 

Sıladan yeni Sezen Aksu olamıyor

 

Haberin Devamı

Henüz bir ‘Firuze’ yaratma ya da söyleme başarısını gösterememişti ama, 80’lerin ilk yarısındaki Sezen Aksu’nun rolüne talipti. Tam olarak değil ama (bu çok zordur zaten; bir Sezen Aksu, birkaç yüzyılda ancak gelir) kısmen başardığı da söylenebilir.

Sıla ‘Mürekkep’te de aynı yolun yolcusu. Hâlâ aynı yörüngede, Sezen Aksu’nun yörüngesinde. Osmanlıca-Türkçe (ya da Arapça-Türkçe) sözlükleri, hâlâ büyük bir iştahla karıştırıyor. Mütevellit, sual etmek, lütfet, meyil, zemberek, şahika, raks, erbap, münferit, zebani, pervasız, mahmuz ve hatta terk-i divan... Şarkı sözünden çok, yeni öğrenilmiş sözcükleri cümle içinde kullanma çabaları.

Bütün şarkılar da o haşin vokal tarzıyla seslendirilmiş her zamanki gibi; hani o dinleyeni dayak yemişten beter eden tarzda. 12 Eylül mukallidi asri zamanların şifrelerini kırmak isteyenler, ‘Mürekkep’ ve Sıla’dan başlayabilir işe; ummadıkları bollukla karşılaşacaklar. Sıla’nın çağdaş bir Sezen Aksu olmak için çıkılmış yolda, başka bir durağa uğradığını, bir Kayahan türevine döndüğünü söylemek ise malumun ilamı olur.

 

 

Haberin Devamı

DÖRT BİR YANA AKAN IRMAKLAR
CAN ATİLLA, CAN-I YUNUS/ 5 üzerinden 4 yıldız 

Sıladan yeni Sezen Aksu olamıyor

Nevi şahsına münhasır müzisyenlerdendir Can Atilla. Üstelik çok çalışkan ve üretkendir. Yeni bir albüm çıkardığı anda bekletmeden bir, hatta iki sonraki adımlarını da müjdeler. Bu topraklardan çıkmış bilgelerin başında gelen Yunus Emre için yazılan (albüme adını veren ‘Can-ı Yunus’un vokalli ve enstrümantal versiyonları dahil) 13 şarkıdan oluşan son çalışmasında da gelenek bozulmuyor. Atilla yine yaratıcı, yine iyi, yine anında dokunuyor kalplere. Sanatçının yola çıkış sebeplerinden biri olan Nezihe Araz’a ithaf edilen ve bir üçlemenin ilki olan bu albümün devamı da gelecek.

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!