Şiirin günü olur mu?

Güncelleme Tarihi:

Şiirin günü olur mu
Oluşturulma Tarihi: Mart 18, 2000 00:00

Haberin Devamı

PEN, Dünya Yazarlar Birliği'nin Türkiye Temsilciliği, 1997 yılında, 21 Nisan'ı Dünya Şiir Günü olarak ilan etti. Bu günün tüm dünyada kabul görmesi için girişimlerde bulundu.

2000'in ilk günlerinde gelen haberler, çabaların sonuç verdiğini gösteriyordu. Birleşmiş Milletler Kültür Dairesi (Unesco) ufak bir tarih değişikliği ile şiirin de bir günü olduğunu tescil ediyordu. Bundan böyle, Dünya Şiir Günü, 21 Nisan'da değil, 21 Mart'da kutlanacak.

Özel günlerin genelde tüketime yönelik, içtenlikten uzak olduğu söylenir. Getirilen tüm eleştirilere rağmen, insanlar, ortak bir içgüdüyle bu günleri değerlendirir, daha sonra gelecek yıllarda tekrar hatırlamak üzere, günlük yaşamın tek boyutluluğuna, katılığına dönerler.

Artık kendine ait bir günü olan şiirde de, aynı şeyler yaşanacak. 21 Mart'da düzenlenecek çeşitli etkinliklerde, şiirden çok şairanelik, şiirin sadece duygulandırma yönü öne çıkacaktır.

'ŞİİR GİBİ ŞEY'LER

Oysa, genç 21. yüzyılda şiiri ülkemizde ve dünyada önemli sorular bekliyor: İnsanların okumaya az zaman ayırdığı bir çağda, şiir yaşamlarında ne kadar yer alacak? Roman ve öykü günümüzün pazarlama tekniklerine rahatlıkla ayak uydurabilmişken, şiir yapısına aykırı olmasına rağmen, bu anlayışa ortak olacak mı?

Ülkemize baktığımızda ise, şiirin yerini, ‘‘şiir gibi şey’’lerin aldığını görüyoruz. Şiir kasetleri, geçmişteki şiir matineleriyle ilgisi olmayan şiir akşamları, ‘‘şiir gibi şey’’lerin kendilerine yer açmasına, tutunmalarına katkıda bulunuyor.

Geleneği ve beslediği damarları güçlü olan şiirimizin, 1950, 1970 ve bugün bile etkisini sürdüren 1980'li yıllardaki canlı ortamı araması, bu yüzdendir.

Şiir, bir çelişkiyi yaşıyor şimdilerde. Ne kadar ‘‘ortaya dökülüyorsa’’, ‘‘ayağa düşüyorsa’’, bir o kadar, kendi adasını kurmak zorundadır.

Şairleri ve iyi şiirleri kendilerini savunmak, inatla ‘‘doğru olan şiir’’i üretmek gibi önemli bir görev bekliyor.

Kötü olana, şiir olmayana direnmek, uzun bir soluk isteyen, yeni bir ‘‘şiir iklimi’’nin yaratılmasını beraberinde getirecektir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!