Şiir dünyam öylesine eksildi ki...

FRANKFURT
"FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA öldü."

Frankfurt’ta telefonumdaki bir ses, bu tek cümleyle beni yasa boğdu.

Şiirini de, kendisini de sevdiğim, saydığım, hayranlık duyduğum ustaların ustasıydı.

Edebiyatta yeteneğe, Allah vergisine iman ederim.

İşte Dağlarca böyle biriydi.

Ne söylese şiirdi, ne yazsa yüksek edebiyat düzeyindeydi.

Şiirine, hakkındaki yazılarıma anılar karışıyor, üst üste görüntüler örtüşüyor.

Düzyazısı da şiirdi, çünkü ne yazarsa yazsın zengin imgeler havai fişekler gibi birbiri içinde patlar, renkler insanı şaşırtırdı.

Şakir Eczacıbaşı’nın anlattıklarından biri onun sınırsız yaratıcılığını simgeler. Bir gün, bir dost buluşmasında, "İşte üstat on kelime," demişler, "onlarla yazdığınız bir şiiri bekliyoruz."

On dakikada olağanüstü güzellikle bir şiir çıkmış ortaya.

Şiir üzerine konuştuğunda ben her zaman, bir poetikanın düzyazıyla değil, şiirle anlatıldığı duygusuna kapılırdım.

Onun şiirlerini okurken bazen ultra modern bir binanın, bir mimarlık yapıtının önünde bulurdum kendimi, bazen de çağını, zamanını bilemediğim bir duvar kabartmasının önünde...

* * *

USTALARLA
tanışmamın yılını, saatini, gününü unuturum.

Sanki onlar, alfabeyi öğrendiğim ilk günden beri okuduklarım, dinlediklerim, ezberlediğim yapıtlardır.

Dağlarca’yla her gün görüştüğümüz yıllar Türkçe dergisinin yayınlandığı yıllardı.

Fakülte yıllarımda o derginin yazıişleri müdürlüğünü üstlenmiştim.

Dil bilincinin, dil sevgisinin, arı duru dile bağlılığın ne olduğunu ondan öğrenmişimdir.

Bugün; arı, duru Türkçe’yle yazılan her şiirde, onun emeği vardır.

Her şair onun bu dil serüveninden yararlanmıştır.

Kısacası, arı, hatta abartısız bir deyişle arı Türkçe’yle Türk şiirini yeniden kurmuştur Dağlarca.

Şairin direnci, sorumluluğu nedir?

Onun davranışları, bu soruların, onurlu yanıtlarıdır.

Bir şair, insanın yok edilmek istendiği, zulmedildiği her yerde şiiriyle vardır.

Türkiye’de, Cezayir’de, Vietnam’da. Bazen Çakır’ın Destanı’dır, bazen Sivaslı Karınca.

O da şiire saygı göstermeyenlerin "tacizine" uğradı.

Devletin ilgisini değil, rahatsızlığını gördü.

Ama hepsine onurla direndi.

* * *

ŞİMDi onunla ilgili kapsamlı çalışmalar yapılmalı.

Anılarımda, belleğimde hep yaşayacak.

Şiirin de, benim de acımız çok büyük.
Yazarın Tüm Yazıları