Şiir benim için bir varoluş sorunu

Güncelleme Tarihi:

Şiir benim için bir varoluş sorunu
Oluşturulma Tarihi: Ocak 11, 2015 10:32

Toplumcu kuşağın manifesto niteliğindeki şiirlerinin büyük ustası, şair, yazar, düşünür ve çevirmen Ataol Behramoğlu yazın hayatının 50’nci yılında. Edebiyattaki yarım yüzyılı çeşitli etkinliklerle kutlanacak. Bu sırada Tekin Yayınevi tarafından kendi sesinden şiirlerin yer aldığı ‘Yarım Yüzyıldan Şiirler’ seçkisi yayımlandı. Ataol Behramoğlu’yla şiirle geçen 50 yılını konuştuk.

Haberin Devamı

Bu yıl edebiyattaki 50’nci yılınız. 50 yıllık şiir birikiminizden bir seçki hazırlayıp seslendirdiniz ve albüm kitap hafta içi yayımlandı. Neler hissettiniz bu seçkiyi hazırlarken ve seçimde hangi kriterleri göz önüne aldınız?
- İlk şiir kitabımın yayın tarihi 1965. Başlangıç olarak bu tarihi aldık. Bu kitapta yer alan şiirlerimden hemen hepsinin yazılış tarihleri doğal olarak daha önceki yıllardır. Seçkiyi hazırlarken öncelikle şiirlerin hem benim şiirimi hem de yazıldıkları dönemleri temsil edebilme özelliklerini göz önünde bulundurdum. Bir de, ister istemez, elden geldiğince tutumlu olmaya, yani sayfa sayılarını çok fazla kabartmamaya özen göstermek gerekiyor. Adı üstünde, bir seçki bu, bütün şiirler değil… Örneğin, ‘Mustafa Suphi Destanı’, ‘Kızıma Mektuplar’ ya da ‘Savada Boğulan Türkler’ gibi, kendi içinde bütünlüğü olan destan ya da destanımsı şiirler de seçkide yer alamadı. Fakat yarım yüzyıldan bu seçmeler, şiirlerle, fotoğraflarla ve kendi sesimden CD’si ile, beni en çok mutlu eden kitaplarımdan biri oldu. Bu seçki fikrinin oluşmasında ve kitabın düzenlenişindeki katkıları ile çok özenli basımı için yayınevime teşekkür borçluyum.

Şiire kendi manifestonuzla başladınız ve ‘Bir Gün Mutlaka’ bu manifestonun somutlaşmış haliydi. Neydi o manifesto ve gücünü nereden alıyordu?
- Birkaç şair arkadaşla birlikte manifesto denebilecek ortak çıkışımızın tarihi, şimdi yanlış anımsamıyorsam, 1969’da ANT dergisinde yayımlanan bir söyleşimizdir. ‘Bir Gün Mutlaka’ şiir olarak 1965’te, aynı adı taşıyan kitap 1970’te yayımlandı. Şiir üstüne düşüncelerim ‘Yaşayan Bir Şiir’ ve ‘Şiirin Dili - Anadil’ adlı kitaplarımda yer alıyor. Yakında ‘Şiir ve Şairler Üzerine’ adıyla bir başka kitabım yayımlanacak. Özetle ve kendi adıma söyleyecek olursam, kendimi şiirle dile getirmek benim için bir varoluş sorunudur. Bir mucize olan yaşamı; geçmişi, geleceği ve özellikle de şimdiki zamanıyla dile getirebilmek… Konu ne olursa olsun, okur ya da dinleyici, hakiki olanın varlığını duyumsamalı; yaşananın, yaşanmakta olan ve yaşanmak istenenin kalp atışlarını bir arada duyabilmelidir.

Şiir benim için bir varoluş sorunu


Şiir anlayışınız yıllar içinde değişiklik gösterdi mi?
- Gösterdi kuşkusuz. Tek değişmeyen, sözünü ettiğim varoluş ve hakikilik duygularıdır…

Kendi şiiriniz dışında çeviriler, dergiler, eğitmenlikle hayatınızı tamamen edebiyata adamış durumdasınız. Memnun musunuz bu durumdan?
- Hiç kuşkusuz, evet. Ama hiçbir zaman da dar anlamıyla edebiyatçı olmadım. Bana göre, aslolan, bütünüyle insan olabilmektir… Müzik ve resim başta olmak üzere sanatın bütün dallarıyla ilgiliyim. Resim sanatının sadece tutkulu bir izleyicisiyim. Dünyanın hangi ülkesinde olursam olayım, yaptığım, yapmak istediğim ilk şeylerden biri, klasik ve modern resim ürünlerinin sergilendiği müzeleri gezmektir… Müzikle ise, çocukluğumdan bu yana, yapmaya çalışarak da ilgiliyim… Çok eski yıllardan bugüne biraz bağlama, şimdilerde yine depreşen piyano merakı gibi şeyler… Başta bizimkiler olmak üzere ‘otantik’ halk türkülerine hayranım ve söylemeyi de severim. Alaturkanın, klasik Batı müziğinin ezgi güzelliği olan parçaları, en sevdiklerimdir. Tiyatro, dilbilim, felsefe ve başkaca bilim alanları meraklarım arasındadır.

Bugün yazılan şiiri nasıl buluyorsunuz, eskisi kadar güçlü mü sizce toplum üzerinde?
- Şiir ve toplum ilişkisi bambaşka bir konu… Günümüz şiirine, genç kuşaklara gelince, Türkçede her zaman çok iyi şairler olmuştur. Bu gün de var.

Haberin Devamı

DİNLETİLERİMİZ 20 YAŞINDA

Haberin Devamı

Haluk Çetin’le yaptığımız şiir-müzik dinletilerimiz 2014’te 20’nci yılını tamamladı. Bütün ülkeyi denebilir ki karış karış dolaştık ve dolaşmaktayız. Yurt dışı dinletilerimiz de oldu ve olmakta. Yüzlerce dinletide toplam olarak on binlerce izleyiciye ben şiirlerimi okurken, Haluk benim şiirlerimden yapılmış şarkıları gitarıyla çaldı ve harika sesiyle seslendirdi. Umarım 25’inci yılımıza ulaşırız. Sonrası, kim bilir?

Şiir benim için bir varoluş sorunu

50. YIL ETKİNLİKLERİ

Edebiyattaki 50’nci yılımın kutlamaları kapsamında, 31 Ocak Cumartesi akşamı Beşiktaş Belediyesi Fulya Kültür Merkezi’nde büyük bir kutlama gecesi gerçekleşecek. Beşiktaş Belediyesi ve Tekin Yayınevi’nin ortak çabasıyla düzenlenen programda, değerli edebiyatçılar ve yakın dostlarım şiirim ile kişiliğimi anlatan konuşmalar yapacak. Seçkin sanatçılar şiirlerimden örnekler sunacak, şiirlerimi bestelemiş ya da seslendirmiş seçkin müzisyenler ve gruplar gecede yer alacak. Bir de belgesel film hazırlanıyor… 17 Ocak Cumartesi akşamı, kitap fuarı için gideceğim Adana’da Haluk Çetin’le yer alacağız. 12 Nisan Pazar günü Caddebostan Kültür Merkezi’nde yine müzisyen, yazar ve sanatçı dostların katılımıyla bir program düzenlenecek. İzmir’de, Ankara’da, Eskişehir’de, Edirne’de, doğum yerim Çatalca’da da etkinlikler tasarlıyoruz…

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!