Sigara içen göbekli doktor olur mu?

Bu soruyu hiç tereddüt etmeden "Evet" diye yanıtlayabilirsiniz.

Eğer sağlığınızı ciddiye almayan biriyseniz, mesleğinizin hiçbir önemi yok. Doktor, hatta kalp uzmanı da olsanız sigaranızı içip göbeğinizi büyütebilirsiniz. Çünkü herkes gibi doktorlar da sağlıklarını izlerken dikkatsiz davranabiliyor. Dilimizdeki çok güzel deyimlerden biri, "Doktorun dediğini yap ama yaptığını yapma!" öğüdü de zaten bunu anlatıyor! Bana sorarsanız bazen, doktorların sadece yaptıklarını değil dediklerini yapmadan önce de birazcık düşünmek gerekiyor.

MESLEKTAŞLARIMI üzmek istemem ama böyle düşünmemin bazı nedenleri var. Bunlardan biri, doktorların da zaman zaman hastaları ve kendileri hakkında yanlış kararlar verebilmeleri. Sağlık söz konusu olduğunda herkes hata yapabiliyor. İtiraf edeyim ki, ben de yapıyorum. Yaptığım hatalara baktığımda şaşırıp kalıyorum. Bazen şaşırmakla da kalmıyor, kendime gülüyorum. Yanlış yaklaşımlarımızdan birini de geçen hafta bir arkadaşım yaşamış. İlginç buldum, sizinle paylaşmak istedim.

Arkadaşım, annesini romatizmal bazı şikáyetleri nedeniyle doktora götürmüş. Hastayı değerlendiren iç hastalıkları uzmanının, laboratuar analizlerinde gördüğü kolesterol yüksekliği nedeniyle hemen bir ilaç yazdığını görünce biraz tereddüt etmiş. Aslında onu şaşırtan iki şey olmuş. Birincisi doktorun, annesinin fazla kiloları ve sigara kullanımı hakkında herhangi bir uyarıda bulunmaması ve de yiyip içtikleri ile ilgili hiçbir bilgi istememesi. İkincisi biraz değişik! Arkadaşım diyor ki: "Doktorun kendisi de kilolu, hatta obezdi. Bir eliyle reçete yazarken diğer eliyle sigara içmeye de devam ediyordu. Bu nasıl iştir?" Ekliyor: "Bu devirde göbekli, sigara içen doktor olur mu?"

Bulgu ile tedavi

Yazıya girerken de belirttiğim gibi doktorunda göbekli, sigara tiryakisi tabiî ki olur. Ben, arkadaşımın anlattığı olayda daha farklı bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum: Doktorlar bazen kolesterol yüksekliğinin bir hastalık değil, bir laboratuar bulgusu olduğunu unutuyor. Her kolesterol yüksekliğini ilaçla tedavi etmeye (ve bunu da yalnızca ilaçlarla başarmaya) çalışıyor. İlaç kullanmanın gerekli, hatta zorunlu olduğu durumlar tabiî ki var. Ama kolesterol yüksekliği ile mücadelede beslenmenin, fiziksel aktivitenin, kısacası yaşam tarzı değişikliklerinin önemini de unutmamak gerekiyor. Kalp damar hastalıklarının günümüzün en önemli sağlık problemlerinden biri. Özellikle gelişmiş dünya ülkelerinde kalp damar hastalıkları en önde gelen hastalık ve ölüm sebebi. Kolesterol yüksekliği ise kalp damar hastalıklarının önemli risk faktörleri arasında. Ama tek risk faktörü bu değil. Başka birçok etken var. Bunlardan bazıları en az kolesterol kadar önemli. Tütün ürünlerinin özellikle sigaranın, beslenmede fazla miktarda yağ, tuz, şeker kullanmanın, hareketsiz bir yaşam tarzının da en az kolesterol kadar etkili olduğu unutuluyor. Sorunun çözümü bunlarla bile bitmiyor.

Bu faktörlerden bir kısmı değiştirilebiliyor (en azından kontrol altına alınabiliyor). Bir kısmı ise değiştirilemiyor. Örneğin fazla kilolar verilebiliyor, aktif bir yaşama dönülebiliyor. Doğru besin seçimleri yapılıp kolesterol, şeker, kan basıncı, trigliserid yükseklikleri kontrol altına alınabiliyor. Sigara bırakılıp, alkol ölçülü miktarlarda tüketilebiliyor. Eğer erkekseniz ve yaşlanıyorsanız koroner kalp hastalığına yakalanma riskiniz ne kadar artarsa artsın bu faktörler değiştirilemiyor! Çünkü ne yaşlanmayı önlemek ne de erkekleri erkekliklerinden vazgeçirmek mümkün değil.

Kolesterolden tehlikeli

Değiştirilebilen faktörler çok önemli. Sigara birinci risk faktörü. Koroner kalp hastalığı riski yüksek birinin sigara içmeye devam etmesi bir intihar girişiminden pek farklı değil. Kan şekeri yüksek olan bir diyabetlinin bunu önemsememesi, tansiyonu yüksek bir hipertansiyonlunun işi ciddiye almaması, aşırı kilolu göbekli birinin kilo fazlalığını dikkate almaması da aynı anlama geliyor.

Hal böyle iken koroner kalp hastalığıyla mücadele deyince herkesin (ve de hekimlerin) aklına sadece kolesterol yüksekliği geliyor. Oysa bazı ülkelerde (örneğin İngiltere’de) sigara içmeye devam edenlere kolesterol ilacı yazmanın doğru olup olmadığı bile tartışılıyor. Yine aynı ülkelerde tıp adamları obezlerin kolesterol düşürücü ilaç giderlerinin karşılanıp karşılanmayacağının tartışılmasını isteyebiliyor.

Söylemek istediğimiz şu. Günümüzde kolesterol yüksekliği problemini yaşayanlarda kalp damar hastalığı riskinin beklenenden daha fazla olduğundan şüphe eden kalmadı. Ama sadece bu sorunu çözerek kalp damar hastalığından kurtulmanın olanaksız olduğunu da bilmek gerekiyor.

Çözüm, yeni hayat tarzı

Bir taraftan sigarasını tüttürürken diğer taraftan hastasına kolesterol düşürücü ilaçları reçete eden göbekli doktorlara her ülkede rastlanabileceği düşünülürse konunun çözümünün güçlüğü daha iyi anlaşılacaktır. Kilosu yüzü geçen, kocaman göbekli, tıknefes bir kalp damar hastasına fazla kilolarını verdirmediğiniz, kan şekeri yüksek bir diyabetliye diyabet ayarını öğretmediğiniz, tansiyonu yüksek bir hipertansiyonlunun kan basıncını "daha az tuz, daha az kilo" ile dengeleyemediğiniz sürece sadece kolesterolü azaltarak sorunu çözmeye çalışmanız bir otomobili tek sağlam lastiği üzerinde hedefe ulaştırmaya çalışma cambazlığından daha farklı bir anlam taşımıyor.

Kalp damar hastalığı ile mücadele etmek istiyorsanız sigarayı kesinlikle içmemek hatta dumanını bile solumamak, şekerinizi, kan basıncınızı, kilonuzu, stres seviyenizi iyi ayarlamak ve mutlaka huzura odaklanmak zorundasınız.

AKLINIZDA BULUNSUN

Değiştirebilirsiniz!

Sigara: bırakabilirsiniz!

Yüksek LDL kolesterol: düşürebilirsiniz!

Kan şekeri yüksekliği: dengeleyebilirsiniz!

Hipertansiyon: ayarlayabilirsiniz!

Kilo fazlalığı (Göbeklenmek): zayıflayabilirsiniz!

Hareketsiz bir hayat tarzı: yürüyebilirsiniz

Ağır stres yükü: azaltabilirsiniz!

Aşırı alkol tüketimi: kısabilirsiniz!

Trigliserid fazlalığı: düşürebilirsiniz!

HDL kolesterol azlığı: yükseltebilirsiniz!

Depresyon: tedavisi var!

Uykusuzluk: iyileştirilebiliyor!

Değişmeyenler de var

Yaşlanmak: çaresi yok ama iyi yaşlanmak mümkün

Erkek olmak:

Aile mirası: etkisi azaltılabiliyor
Yazarın Tüm Yazıları