Sıfır dediğimizde kapı tamamen kapanacak

Güncelleme Tarihi:

Sıfır dediğimizde kapı tamamen kapanacak
Oluşturulma Tarihi: Aralık 04, 2011 00:00

Dr. Fatih Birol, Uluslararası Enerji Ajansı’nın (UEA) baş ekonomisti. Yazdığı ‘Dünya Enerji Görünümü’ adlı kitap ‘enerjinin İncil’i’ olarak anılıyor ve dünya liderleri için bir başucu kitabı. Kitabın sarı-kırmızı olmasınınsa tek bir sebebi var; Birol’un Cim bom bom tutkusu. Birol, vereceği konferansları bile Galatasaray’ın maçlarına göre planlıyor

Dünyadaki bütün enerji santralleri, enerji kullanan fabrikalar kaç yaşındalar, ne kadar ömürleri var ve ömürleri boyunca ne kadar emisyon salacaklar tespit ettik. Durum son derece vahim. şu an mevcut santraller, fabrikalar, endüstri tesisleri emisyon kotasının yüzde 80’ini dolduruyor zaten. Isı artışını 2 dereceyle sınırlandırmamız lazım. Eğer 2017’ye kadar kömür, petrol ve dogalgaz gibi fosil enerji kaynaklarını, yenilenebilir enerji ve nükleer enerji gibi emisyon çıkartmayan enerji kaynaklarıyla ikame edemezsek artışın bilim adamlarının istediği gibi 2 dereceyle sınırlı kalması imkansız hale gelecek. Bundan sonra artık ne yaparsak yapalım nafile. Geri sayım başladı. Sıfır dediğimizde kapı tamamıyla kapanacak.
/images/100/0x0/55eb0d62f018fbb8f8a7ec4a

ABD VE ÇİN İŞTAHSIZ

Önümüzdeki 5-6 yılda bir anlaşma sağlamaması halinde dünya önemli bir iklim değişikliği felaketiyle karşı karşıya kalacak. Tabii bunun etkileri çok vahim. Birçok ülkede kuraklıklar, beklenmedik afetler olacak, bitki örtüsü değişecek, deniz seviyesi artacak ki; bu ada ülkeleri için çok büyük bir sorun. ıki ülke çok önemli: ABD ve Çin. Toplam emisyonları dünya emisyonlarının yarısına eşit. Bu iki ülkenin nabzını tuttuğumda uluslararası ciddi, bağlayıcı bir anlaşmaya imza atmakta fazla iştahlı olmadıklarını görüyorum.

BÜROKRATLAR ENGELLİYOR

Dünyadaki 140 ülkenin BM çatısı altında bir araya gelip şunu demeleri lazım: Tamam, 2 derece bizim hedefimiz. Rakamların sanayi devrimi öncesine çekilmesi zaten imkansız. Isı artışının 2 derecede kalırsa öpüp başımıza koyalım. Durban’da dünya liderlerine sunum yapacağım. Bu bir ikna ve harekete geçirme toplantısı. Barack Obama ile Çin ve Rus devlet başkanlarının hazır bulunduğu Honolulu’da kısa süre önce gerçekleştirilen zirvede liderlere aynı sunumu yaptım. ABD’de Demokratların liderleri olumlu. Ama yine de böyle bir uluslararası anlaşmanın gerçekleşme olasılığı oldukça zayıf. Bir ilgi var tabii ama başkanlar gidip bürokratlarıyla konuştukları zaman, işte maliyet bu olur filan diyerek sonuç alınması engelleniyor.

AVRUPA’DA YANGIN VAR

Türkiye’de yenilenebilir enerji yatırımının ikiye katlanmasını bekliyorum. Yenilenebilir enerjiye şu anda dünya çapında 66 milyar dolar sübvansiyon veriliyor. Bunun 30 milyar doları Avrupa’dan. Ama Avrupa’da kriz var. Mutfağınızda yangın varken kütüphanede kitap okuyacağım diyemezsiniz. Yenilenebilir enerji kaynaklarında sübvansiyon kesilirse bu son derece ciddi sonuçlar doğurabilir. yeni gelişen bir sanayi, büyük bir darbe yerse bunun çok negatif etkileri olabilir.

2017’DEN SONRASI FELAKET

Yatırımcılar durup dururken “Hadi ben dünyayı kurtarayım” demez. Bir kar olması lazım. Onun da yolu uluslarası anlaşmalardan, çeşitli finansal mekanizmalardan yatırımcılara teşvik verilmesinden geçiyor. Enerji sektörü dünyadaki karbondioksit emisyonlarının üçte ikisinin sorumlusu. Eğer 2017 yılına kadar enerji teknolojisinde bir devrim olmazsa; 2 dereceye giden yolun kapısı sonsuza kadar kapanmış olacak. 2017’den önce uluslararası bir anlaşma olması ve bunun enerji yatırımcılarına önemli bir sinyal vermesi lazım.

Bİ’ŞEY YAPMALI
Meşeler yuva arıyor

TEMA Vakfı, erozyonla mücadelede önemli rol oynayan meşe ağaçlarının yaygınlaşması amacıyla ‘Meşeler Yuva Arıyor’ kampanyası başlatıyor. TEMA’nın Facebook sayfasını (www.facebook.com/temavakfi) beğenip, ‘Meşeler Yuva Arıyor’ uygulamasını yükleyen doğaseverler, meşe palamutlarına sadece bir tıkla sahip olabiliyor. Bir yıl boyunca meşe palamuduna baktıktan sonra da onları doğaya geri veriyor. TEMA, kampanyaya katılan ilk 1000 kişinin meşe palamutlarını evlerine kadar gönderiyor. Uygulama içinde ayrıca meşe palamudunun bakımı da anlatılıyor.

O DA BİR YEŞİL
Doğaya verilen zararın geri dönüşü yok

CHP Ankara Milletvekili Emrah Halıcı
İnsanların geleceği düşünmeden doğayı hoyratça kirletmesi en önemli çevre sorunu bence. Özellikle endüstri kuruluşları, teknolojinin gelişmesine de paralel olarak üretimlerini yaparken doğaya zarar veriyor. Çevre konusunda daha duyarlı olmak gerekli. Ben çevreyi korumaya çalışıyorum hem de etrafımda bu konuya dikkat etmeyenleri uyarıyorum. Geri dönüşüm konusuna dikkat ediyorum. Enerji tasarrufu yapmaya gayret gösteriyorum. Yeşil yaşayan, doğayı korumaya çalışan herkese çok büyük saygım var. Geri gelmeyecek iki şey var; biri zaman, diğeri doğa. Sonsuz bir kaynak olarak görmek yanlış. Özenli olmaya davet ediyorum herkesi. Çevre dernekleriyle ortak etkinliklere katılıyorum zaman zaman. Hem bireysel olarak hem de Meclis’te çevreyi koruyan tüm etkinliklere elimden geldiğince katılıyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!