Şifa dağıtan inek

Ege CANSEN
Haberin Devamı

Kamboçya'nın Bat Treng bölgesinde, kesilsin diye kasaba satılan iki ineğin ‘‘şifa dağıtma’’ yeteneğine sahip olduğu tesadüfen anlaşılmış. İnekler derhal iadei itibar eylemiş. Üstelik şimdi dertlerinden kurtulmak isteyen Kamboçyalılar, akın akın bu inekleri ziyaret etmekte, kendilerini yalatmakta, onların dışkılarını yemekte ve idrarını içmekteymiş. Bu yöntemle, körlerin gözü açılmış, kötürümler yürümüş. Haber, gazetemiz Hürriyet'te yayınlandı.

Bu habere, gülüp geçebiliriz. Kamboçya'nın cahil halkının, aslında şifa vermesi mümkün olmayan bu ineklerin dışkısını yiyip, idrarını içmesini zararlı bulabiliriz. Çok azımız da ‘‘Görmeden konuşmamak gerekir, belki de inekler gerçekten şifa dağıtıyordur’’ diye düşünebilir. Ama şurası muhakkak ki, dünyanın bu kesiminde yaşayanların çoğunluğu, gidip o ineklerin b.kunu kolay kolay yemez.

***

Evrenin sırlarını çözmeye çalışan insanoğlu, şu veya bu şekilde, ama mutlaka ‘‘Tanrı’’yı tanımlama sorunuyla karşı karşıya kalmıştır. İnsan idrakinin gelişme düzeyi, Tanrı kavramına getirdiği tanımlamayı belirler. Bu bağlamda sorulacak en temel soru ‘‘Tanrı'nın içte mi, yoksa dışta mı’’ olduğudur. Gelenekçi düşünce ‘‘dışta Tanrı’’ kavramına bağlıdır. Değişimci düşünce ise ‘‘içte Tanrı’’ tanımına. İnsanoğlu bir defa ‘‘dışta Tanrı’’ tanımına kafayı takarsa, karşısında ‘‘şifa dağıtan inek’’ de görür, ‘‘vatan kurtaran Şaban’’ da, ‘‘enflasyon düşüren harika iktisatçı’’ da.

Ben bu köşede, inancım gereği, aklımın erdiği, dilimin döndüğü kadar, iktisadi sistemde ‘‘şifa dağıtan inek’’ olmadığını anlatmaya çalışıyorum. Zaman zaman zuhur eden ‘‘şifa dağıtıcılar’’ın birer şarlatan olduğunu haykırıyorum. Aldığım olumlu tepkiler de, ne yazık ki ‘‘Kabul, o inek şifa dağıtmıyor; peki hangi inek dağıtıyorsa, sen bize onun adını ve adresini ver!’’ şeklinde oluyor.

***

Ekonomi gündemimizin birinci sırasında, yirmi yıldır ‘‘enflasyon ve düşürülmesi’’ var. Son tahlilde enflasyon, kişi ve sosyal kesimlerin, verimlilik artışı sağlamadan gelir artışı sağlama gayretlerinin bir tezahürüdür. Böyle olduğu için de enflasyonu indirecek tedbirlerin, ekonomide verim artışı olmadan, gelir artışı olmasını engellemeye yönelik olması şarttır. Enflasyon durduktan sonra da gelir artışı taleplerinin, mutlaka verim artışı düzenlemeleriyle birleştirilmesi gerekir.

Batı ülkelerinde yapılan araştırmalar, şunu göstermektedir: Enflasyonun oluşmasında, verim artışı olmaksızın sağlanan gelir artışlarının (ücret başta olmak üzere) etkisini yüzde 70 dolayındadır. Bizde bu oran, emeğin katma değer içindeki payı düşük olduğu için, 10-15 puan daha aşağı olabilir. Yine de çok önemlidir. Dolayısıyla ve de maalesef ‘‘işçiye, memura ve dar gelirliye enflasyondan fazla zam vererek’’ enflasyon indirilemez. Enflasyon problemini, dıştaki Tanrı'nın, şifa dağıtıcı bir inek (iktisatçı) marifetiyle de çözmesi mümkün değildir.

SON SÖZ: Ekonominin tanrısı verimliliktir, o da içindedir.

Yazarın Tüm Yazıları