'Siber zorbalık' çocukları depresyona sokabilir

Güncelleme Tarihi:

Siber zorbalık çocukları depresyona sokabilir
Oluşturulma Tarihi: Mart 25, 2018 11:28

'Siber zorbalık' çocukları depresyona sokabilir

Haberin Devamı

Nermin UÇTU/MANİSA, (DHA)- MANİSA Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Hasan Kandemir, siber zorbalığın özellikle 13-18 yaş arasındaki çocuklarda etkili olduğunu ve sağlıklı bir kimlik gelişimini olumsuz yönde etkileyerek, depresyona neden olabileceğini söyledi. Doç. Dr. Kandemir, siber zorbalığa karşı anne ve babaların çocuklarının özel fotoğraflarını sosyal medya hesaplarından paylaşmamalarını tavsiye etti.
Sosyal medyanın kullanımın artmasıyla ortaya çıkan 'siber zorbalık' tehlikesiyle ilgili açıklama yapan MCBÜ Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Hasan Kandemir, teknolojik cihazların ve internet kullanımının gittikçe artış göstermesiyle birlikte bu yaygınlığın artık bütün yaş gruplarını kapsamaya başladığını söyledi. İlkokul çağındaki çocukların sosyal medya hesaplarının olduğuna dikkati çeken Doç. Dr. Kandemir, "Bu gittikçe sorun hale geliyor. Burada yaşanabilecek pek çok sıkıntı ve problemler var. Bu konunun tüm olumsuz özelliklerini bir çatı altına toplayan 'siber zorbalık' dediğimiz şey; bilgi ve iletişim teknolojilerinin bir kişi veya bir grup üzerinde teknik veya ilişkisel olarak zarar verme amacıyla kullanılmasıdır. Yani o hesabın çökertilmesi, ele geçirilmesinden tutun da ilişkisel anlamda psikolojik olarak baskı kurma, sıkıntı oluşturma, tehdit etme ve taciz etmeye kadar varabilecek hem teknik, hem de ilişkisel anlamda sıkıntı ve problem çıkaracak şekilde iletişim cihazlarının kullanılmasını söyleyebiliriz" dedi.
'SİBER ZORBALIK 13-18 YAŞ ARASINDAKİ GRUPTA ÇOK ETKİLİ'
Siber zorbalığın gittikçe arttığını vurgulayan Doç. Dr. Kandemir, "Yapılan bazı çalışmalar, bu oranların kullanıcılar arasında yüzde 60'lara kadar varabildiğini gösteriyor. Türkiye'de ise bu oranı yüzde 5-6'larda olduğunu belirten çalışmalar olduğu gibi, yüzde 20'ye kadar ulaştığını belirtenler de var. Özellikle 13-18 yaş arasındaki grupta bunun çok daha sık olduğunu ve bu dönemdeki bireylerin tam olarak ne yapacağını bilemedikleri için büyük sıkıntı ve problemler ortaya çıkardığını görüyoruz. Siber zorbalık, ergen bireylerde, depresyon oluşturabiliyor, düşük benlik saygısı oluşturabiliyor, akademik başarıda sıkıntı ve problemler ortaya çıkarabiliyor. Yani sosyal medya üzerinde yaşanan sıkıntı ve problemler, aslında çocuk ve ergenler, bu kişiyle normal hayatta temas kurmasa bile hayatının bütün alanlarını olumsuz şekilde etkilemeye başlıyor" diye konuştu.
'AİLELERE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR'
Ailelerin çocuklarını iyi takip etmesi gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Kandemir, sosyal medyayı çok fazla kullanan bir çocuğun okul başarısında azalma, depresyona girme gibi özellikle göstermesi halinde siber zorbalığın düşünülmesi gerektiğini söyledi. Ailelerin sosyal medya ve internetin doğru kullanımı konusunda bilgilendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Kandemir, "Ailelere de bu konuda görev düşüyor. Bazen sosyal medyada çocuklarının özel fotoğraflarını, çok özel mahrem bilgilerini paylaşıyorlar. Bu tarz özel paylaşımlarda bulunulacağında çok dikkat edilmesi gerekiyor. Eğer bir hesap olacaksa, özel bir hesap olması gerektiğini, bunun herkese açık olmaması gerektiğini, bilinmeyen kişilerin bu hesaplara eklenmemesi gerektiğini, burada gördüğümüz hoşumuza gitmeyen veya rahatsız edici paylaşımların beğenilmemesi gerektiği konusunda çocuklar ile aileleri bilgilendirilmeli. Karşı taraftan tahrik edici, saldırgan herhangi bir mesaj veya bir davranış gelirse, buna cevap verilmemesi, bunun görmezden gelinmesi, bununla o ortam üzerinden mücadele edilmemesi gerektiği anlatılmalı" dedi.
'ÇOCUKLAR SPORA, SANATA YÖNLENDİRİLMELİ'
Doç. Dr. Kandemir, ergenlik döneminin hassas bir dönem olduğunu vurgulayarak, "Ergenlik dönemi, kimlik oluşum dönemidir. Bireyler sosyal medya üzerinden kendilerini ifade ettikçe normalde dışarıda ifade edemeyecekleri veya sahip olamadıkları kimlikleri sanal bir kimlik üzerinden iletişim kurmaya başlıyorlar. Ve bu onları asosyalleştiriyor. Sağlıklı bir kimlik gelişimini de olumsuz yönde etkiliyor. Onun için çocukların bu sosyal ortamlarda paylaşımları veya sosyal ortamlarda geçirdikleri zaman mümkün olduğunca kısıtlanarak spor, sanat gibi faaliyetlere yönlendirilmesi ve bu yönde desteklenmeleri gerekiyor" diye konuştu.
Çocuk veya ergenlerin siber zorbalığa maruz kaldığı gibi, aynı şekilde başkalarına da uygulayabileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Kandemir, "Travmatize olan ve sürekli bunu yaşayan bir çocuk da gücünün yettiği başka bir çocukta bunu uygulamaya çalışabilir. Çocukla konuşulurken bu durumun bir suç olduğu, başkalarına da yapılmaması gerektiği ve cezasının bulunduğu anlatılmalı" diye konuştu.

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!