‘Yorgun’ değil ‘yeniden doğmuş gibi’ geri döneceksiniz

Bu Nemrut Dağı, Adıyaman’ın Kahta ilçesindeki, zirvesinde Kommagene kalıntıları bulunan Nemrut değil. Uyuyan bir volkan olan, en son 1441’de lav püskürttüğü bilinen, Bitlis sınırları içindeki 2.948 m. yükseklikteki Nemrut. Manzarası beni en çok etkileyen dağ...

Haberin Devamı

Biz gezginlerin hareket halinde olması, yeni yerler keşfetmesi, el değmemiş coğrafyalara gitmesi lazım.... Yapamazsak içimiz içimize sığmaz, dertleniriz, eksik kalırız. Bu nedenle, her geçen gün zorlaşan vize alma süreçleri, o özenle koruduğumuz fotoğraf makinalarımızı kırılma, çalınma pahasına valizde taşıma zorunluluğu gibi engeller bize dünyanın sonu gibi gelir.

Ama bu sayede de, hiç düşünmediğimiz coğrafyaları keşfetme imkanı doğar önümüzde… İşte bugün sizlere nefes kesen ve bir o kadar da turizm açısından bakir bir coğrafyayı, Nemrut Dağı’nı yazmak istedim.
Bu dağın, kendisinden daha ünlü olan bir de krater gölü, daha doğrusu gölleri var.

‘Yorgun’ değil ‘yeniden doğmuş gibi’ geri döneceksiniz

Haberin Devamı

Göl kıyısından manzarayı bilemem, ama dağın zirvesinden gördüğüm manzaranın, bugüne kadar beni en çok etkileyen manzaralardan biri olduğunu söylesem, kesinlikle abartmış olmam. Tabii bunda, bir manzarayı başka hiçbir etken olmadan, sadece doğayla çevrilmiş bir şekilde seyretmiş olmanın da büyük etkisi olabilir.

 

Ben dağcı değilim, dağcılıkla uzaktan yakından ilgim yok, hatta düzenli trekking turları yapan insanlardan da değilim. Buna rağmen, eşimle geçen yaz Türkiye’nin üçüncü en yüksek dağı Süphan’a tırmanmaya karar verdik. Nemrut Dağı’na da, işte bu kararımız sonrasında, zirve tırmanışından iki gün önce, aklimatizasyon (vücudu yüksek irtifaya alıştırma) amacıyla çıktık.

‘Yorgun’ değil ‘yeniden doğmuş gibi’ geri döneceksiniz

Sabahın erken saatlerinde, ama güneş doğduktan sonra, yürüyüş ayakkabılarımızı ve batonlarımızı takındık, sırt çantamıza yiyecek, içecek, kıyafet doldurduk ve Nemrut’un yer yer düz, yer yer eğimli krater sırtında yürüyüşümüze başladık. Bir yanda Van Gölü manzarası, diğer yanda krater gölleri, öyle böyle değil şahit olduğumuz görsel şölen...

Haberin Devamı

‘Yorgun’ değil ‘yeniden doğmuş gibi’ geri döneceksiniz

O hissin müptelası oldum...

Açıkçası, insanoğluna ait tek bir sesin bile duyulmadığı başka bir ortamda hiç bulunmamışım, Nemrut’a çıkarken anladım bunu. Belki bir kuş sesi arada ama o da daha tepelere varmadan; bir yerlerde yağmur yağıyorsa, uzaklardan gelen gök gürültüsü, bolca rüzgâr, otların hışır hışır sallanışı ama o kadar... İnsanın doğada kendini küçücük hissettiği, birden kararan gökyüzü ve bastıran sağanak yağmur karşısında çaresiz kaldığı ve doğaya tapan Şamanlara hak verdiği bir ortam burası....

‘Yorgun’ değil ‘yeniden doğmuş gibi’ geri döneceksiniz

Daha önce hiçbir dağın zirvesine çıkmamış olduğumdan bilmiyordum: Dağların zirvesinde bir de zirve defteri olurmuş. Çelik bir kutu, içinde bir defter ve kurşunkalem... Zirveye ulaşan buraya bir not yazıyor. Bizden öncekilerin yazdıklarını okumak, bizden sonrakilere anlamlı bir not bırakabilmek ve aslında bir anlamda da, “Ben buradayım! diyebilmek... Meğer ne kadar önemliymiş ve eşsiz bir deneyimmiş ancak insan bir zirveye ulaşınca anlıyor bunu...

 

Haberin Devamı

O zirvede olmak ise bambaşka bir duygu... Tırmanış sırasında “Ne işim var burada? Başka tatil bulamadım mı? Sırtımda bu kadar yük, böyle bir eğim tırmanıp duruyorum” diye söylenmedim desem yalan olur. Zirveye çıkınca fikrim değişti. Yüksekliği ne olursa olsun, insanın, önünde uzanan ve “Nasıl oraya çıkacağım ben?” diye gözünde büyüttüğü kocaman bir kütlenin en tepesine ulaşabilmesi, işte o daha önce hiç tatmadığım ve tattığım anda da müptelası olduğum bir histi...

‘Yorgun’ değil ‘yeniden doğmuş gibi’ geri döneceksiniz

Tabii Nemrut Dağı zor bir dağ değil. Zaten esas macera Süphan Dağı’na çıkmaktı ama böyle güzel bir manzara da zirveye ulaşmanın ödülü olunca, Nemrut’un anısı bambaşka bir yere yerleşti içimizde....

 

Haberin Devamı

Varın gidin Doğu’ya...

“Nerelere gitsem?” diye gezi planlama hezeyanları içindeyseniz, benim tavsiyem, varın gidin doğuya… Adilcevaz’da gencecik, idealist, güzel insanların kurduğu SÜPHANDOSD (Süphan Doğa Sporları Derneği) ile temasa geçin, onlar size hem konaklama, hem tırmanış konusunda yardımcı olacak ve yapacağınız sohbetlerle, ülkemize olan inancınızı pekiştirecekler.

‘Yorgun’ değil ‘yeniden doğmuş gibi’ geri döneceksiniz

El değmemişcesine güzel bir doğa, serinliğin yerini asla sıcağa bırakmadığı bir iklim, Anadolu’nun o yardımsever misafirperverliğiyle dolu insanları bir de üzerine şu şölenvari Nemrut manzarası sizi bekliyor… İnanın değil yorgun, yeniden doğmuşcasına dinç bir şekilde geri dönersiniz bu tatilinizden...

Yazarın Tüm Yazıları