Cape Town’un renkli semti: Bo-Kaap

Afrika’nın güney ucunda, Cape (Kap) yarımadasında bulunan Cape Town, Güney Afrika’da turistlerin en fazla ziyaret ettiği yer. Bu şehirde, en büyük ilgi çeken yerlerin başında ise Bo-Kaap semti ve W&A Waterfront geliyor.

Haberin Devamı

Genelde Müslümanların yaşadığı Bo-Kaap, Arnavut kaldırımlı caddeleri ve şehrin en eski camii olan Jamai (Kraliçe Victoria) Camii ile dikkat çekiyor. Başta Hintli Endonezyalı ve Malay kölelerinin yaşadığı bu semt, rengârenk evlerle dolu… Masadağı’na doğru eğimli bir araziye, Signal Hill’e kurulu olduğundan Bo-Kaap, ‘yukarı Cape Town’ olarak da adlandırılıyor.

Cape Town’un renkli semti: Bo-Kaap

Eskiden kulübe tarzı evler bulunan bu bölgede, şimdilerde modern apartmanlar ve villalar yükseliyor. Bo-Kaap’ı gezmek, semtin eğimli bir yapıya sahip olması sebebiyle biraz zor fakat, her zorluk beraberinde bir hoşluğu getiriyor. Zira burada yaşayanlar semtin eğimli ve şehir merkezine göre daha yüksek bir konumda bulunuşu sebebiyle eşsiz bir manzaraya sahip. Modern şehir merkezine kısa bir yürüyüş mesafesinde bulunan  Bo-Kaap, camileri, dışı rengarenk badanalı evleriyle farklı havasını hemen hissettiriyor. Burada yaşayan Müslümanlar, evlerini bu şekilde canlı renklerle boyamaya, ırk ayrımcılığının sona erdiği 1990’larda başlamışlar. Başta tek tip kıyafet giymeye zorlanan Güney Afrikalı Malaylar, özgürlüklerine kavuştuklarında evlerinin dış cephesini canlı renklerle boyayarak geçmiş yılların acısını çıkartmak istemişler.

Haberin Devamı

Dolayısıyla özgürlük, kendini ilk önce evlerin boyasında hissettirmiş. Bu semt binalarından yemeklerine, insanların giyim kuşamından sokaktaki dile kadar Cape Town’ın genelinden çok farklı. Orijinali Osmanlı’ya dayanan fes, Bo-Kaap’ta  yaşayan Müslümanlar tarafından özellikle kutlamalarda halen sıklıkla kullanılıyor. Semtte yer alan camilerden bir kısmı kendilerine ait avlu ve bahçe kompleksine sahip değil, aksine evlerin arasına bitişik nizam inşa edilmiş. Her iki yanındaki evlerin mütemmim cüzü gibi duran bu camiler bölge halkının dini inanışlarına nasıl ayrılmaz bir bağla bağlı olduğunu da simgeliyor adeta. Cape Town’da restoranlarda timsah, antilop eti satılıyorken, Bo-Kaap semtinde yemekler de bol körili Hint-Malay yemekleri olarak karşımıza çıkıyor.

Cape Town’un renkli semti: Bo-Kaap

Masadağı’nın eşsiz manzarasını görmek için Cape Town’da kendinize uygun bir yer bulmalısınız. Bu yerlerden biri hem limanda vakit geçirip hem de dışarıdaki restoranlarında yemek yiyebileceğiniz W&A Waterfront. Bo-Kaap’ın geleneksel ve oryantalist yapılarıyla tamamen zıt, Avrupai W&A Waterfront, Cape Town’da eğlence, alışveriş ve yeme-içmede en iddialı yer. Adını İngiltere Kraliçesi Viktorya ve oğlu Prens Alfred’den alan, Cape Town’un limanı W&A Waterfront, alışveriş merkezi, restoranları, şehri panoramik olarak görebileceğiniz 40 metre yüksekliğe ulaşan dönme dolabı (The Cape Wheel) ile şehrin canlı kısımlarından. W&A Waterfron’ta bulunan Victoria Warf (Rıhtım) Alışveriş Merkezi, lüks markaları içinde barındırıyor.

Cape Town’un renkli semti: Bo-Kaap

Alışveriş merkezinin tarihi eski olsa da modern yapı sıkı bir tadilattan geçtikten sonra bu halini almış. Alışveriş merkezinin içinde el yapımı hediyelik eşya satıcılarından, şık butiklere kadar alışveriş meraklıların ilgisini cezbedecek çok sayıda yer var. Geniş bir restoran yelpazesine de sahip olan Waterfrtont’ta liman manzaralı restoranlarda yemek yemek ayrı bir keyif. Barları ve dışarıya taşan canlı müzikleriyle de Waterfront keyifli bir gece hayatı vaat ediyor. Tabi canlı müzik için illa kapalı mekan aramanıza gerek yok zira Waterfront Amfi Tiyatro’da sık sık açık havada caz, klasik müzik, rock konserleri veriliyor. Table Bay Hotel başta olmak üzere şehrin en lüks otellerini barındıran Waterfront’ta `2 Okyanus Akvaryumu` bulunuyor.

Cape Town’un renkli semti: Bo-Kaap

Dev tanklarda her gün ziyaretçiler deniz canlılarını yakından inceleme fırsatı bulabiliyor. 2 milyon litre su hacimli tanklardan birinde (Predator Tank) sarı kuyruklu ve keskin dişli köpekbalığını görmek mümkün. Yine Afrika penguenleri küçük bir koloni halinde burada geziniyor. Cape Town Elmas Müzesi de yine Waterfront’ta bulunuyor. Waterfront lüks tekne turları ve bütün yarımadayı yukarıdan görmenize imkan tanıyan helikopter turlarıyla iddialı. Waterfront’tan 11.5 km’lik feribot yolculuğuyla ulaşılabilen Robben Adası, güvenlikli konumu sebebiyle geçmişte köleleri, mahkumları, hatta cüzzamlıları ağırlamış.

Cape Town’un renkli semti: Bo-Kaap

1961’de ise ırk ayrımcılığına karşı çıkan, aralarında Nelson Mandela’nın da bulunduğu politik aktivistlerin hapishanesi olmuş. Mandela’nın 18 yıl yaşamak zorunda kaldığı bu ada, günümüzde müze olarak kullanılıyor. 1999’da UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne de alınan Robben Adası görülmeye değer. Robben Adası’nı bulmakta zorlanırsanız, 1863 yılında yapılmış, 18 metre yükseklikteki deniz fenerini aramayla işe başlayabilirsiniz. Bu arada kürklü fok anlamına gelen `Robben` Adası, adını bir zamanlar burada yaşayan kürklü fok balıklarından alıyor.

Haberin Devamı

Geçmişte yaşanan ırk ayrımcılığının izlerini silmeye çalışan  ve o döneme ait yaralarını saran Cape Town, renkli Bo-Kaap Bölgesi ve W&A Waterfront ile farklı bir Afrika deneyimi vaat ediyor.

Ne alınır?

Cape Town’da bulunan Canal Walk, V&A Waterfront, Cape Quarter gibi alışveriş merkezlerinden ahşap maskeler, mücevherler, deri işleri, seramikler veya el yapımı tekstil ürünleri alınabilir.

 
Fotoğraflar: Serhat Sarısözen

Yazarın Tüm Yazıları