Türkiye’nin yeşil cenneti: Erfelek Tatlıca Şelaleleri

Sinop'un Erfelek ilçesinde iki ormanın birleştiği derin vadi Sinop'un Erfelek ilçesinde iki ormanın birleştiği derin vadi içerisinden akan, irili ufaklı 28 şelaleden oluşuyor Erfelek Tatlıca Şelaleleri… Yıllık ortalama 200 bini aşkın yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor. Gecenin 12’sinde Ankara’dan hareket eden araçla yeşil maceram başladı. İşte size hafta sonu gidebileceğiniz yeşil rota Erfelek Tatlıca Şelaleleri gezi rehberi…

Fotoğraflar: Erdoğan Gümüş, Alamy

Günlük hayatın koşuşturmaları içerisinde, çevrenizde gönüllü bir hapishane yaratmış olduğunuzu hissetmiyor musunuz? Doğadan uzak, betondan oluşturulmuş, soğuk, ruhsuz ve kimliksiz kocaman bir hapishane…

Oysa çok da uzaklara gitmeye gerek kalmadan, kim bilir belki de yanı başımızda sayılacak kadar yakınımızda ne güzel tabiat harikası yerler vardır bilmediğimiz.

Yeter ki, başımızı gökdelenlerin arasından üşenmeden çıkarıp, gökyüzünün mavisini, bulutların dansını, güneşin parıltısını, ayın şavkını görmeye çalışalım.

Unutmayın! Dağların özgür ruhları, derelerde akan suların coşkusu, havada uçuşan delişmen kuşlar bizlere seslenirken; ormanların çam, yaylaların kekik, tarlaların nane kokuları ruhumuzu dinlendirmek üzere bizleri bekliyor.

Ben de beklemedim ve Ankara’dan bir trekking grubuyla yine yollara düştüm bu hafta sonu. Bu defa tatlı ve bir o kadar da sulu bir rota çizelim dedik.

Yıllar önce gittiğim ve o dönemlerde yeni yeni keşfedilmiş, Erfelek Şelaleleri bir kez daha rotam olmuştu. Bu aralar sulu yerlerde yürümeye alıştı ya ayağımız, tadını aldı bir defa, dur durak bilmiyor hâliyle.

Gecenin 12’sinde Ankara’dan hareket eden aracımız, yaklaşık 420 km’lik bir yolculuğun ardından sabahın ilk ışıklarıyla Sinop’un Erfelek ilçesine ulaşıyor.

Güneş, dağların arasından kızıla boyanan ışıklarıyla günü aydınlatmaya başlarken, yağmurların sürprizlerine alıştığımız bu günlerde günümüzün iyi geçeceğini de müjdeler gibiydi.

Tatlıca Şelaleleri’ne gidenler için Erfelek ilçesi, yöresel ürünlerin ve tatların da yer aldığı sofrasıyla vazgeçilmez duraklardan biri hâline gelmiş. Öztürk restoran, ilk durağımız oldu.

Ailesiyle birlikte işletmeciliğini yapan ve oldukça renkli kişiliğiyle gönülleri de fethetmesini bilen Sebahattin Öztürk’ü, türlü türlü lezzetlerle donatılmış mükellef kahvaltı sofrasıyla bizleri beklerken bulduk.

Harika bir kahvaltının ve tatlı bir sohbetin ardından yola koyularak ilçeye 20 km uzaklıkta bulunan Erfelek Şelaleleri’ne ulaşıyoruz. Esasen Erfelek Şelaleleri resmi anlamda ‘Tatlıca Şelaleleri’ olarak adlandırılıyor.

Alanı 45 hektar olan ve Batı Karadeniz bölgesinde yer alan Erfelek Tatlıca Şelaleleri, Sinop’un Erfelek ilçesinin Tatlıca köyü sınırlarında yer aldığından bu isime anılıyor.

Erfelek İlçe merkezine 18, Sinop il merkezine 44 km, Ayancık ilçe merkezine ise 35 km mesafede… Erfelek Tatlıca Şelaleleri, 2011 yılında ise ‘Tabiat Parkı’ olarak ilan edildi.

Ziyaretçi akınına uğruyor
Tabiat Parkı’nın giriş alanında Tatlıca Şelaleleri’nin neredeyse yüksekliği 20 metreyi aşan en yüksek şelalesi ile karşılaşıyoruz.

Şelale, görsel güzelliğiyle hayranlık uyandırırken, fotoğraf çektirmek isteyenlerin yoğun çabaları arasında ziyaretçi akınına uğruyor. Bundan sonraki şelaleleri görebilmek için ahşap merdivenli yoldan yokuşu aşmak gerekiyor.

İkinci şelaleden sonra ise 2 km boyunca sıralanan ve sayıları 26’yı bulan şelaleleri yakından görebilmenin tek şartı suda yürümek ve birbiri ardı sıra gelen şelaleleri tırmanmak. Biz grup olarak vadiden yürümeyi ve şelaleleri tırmanmayı tercih ediyoruz.

2 kilometrelik vadi boyunca çoğu 7-8 metreyi aşan şelaleleri büyük bir heyecanla aşıyoruz. Kaygan zemin ve yüksek kayaları tırmanmak çok da kolay değil elbette.

Merdiven basamakları gibi kademeli doğal oluşum, tırmanışımızı biraz daha kolaylaştırıyor. Tırmanması ve aşılması zor yerlerde sarkıtılmış ipler imdadımıza yetişiyor.

Yürüyüş esnasında etrafımızı saran sık ağaç ve ağaççıklar arasında kendimi tropikal bir ortamda gibi hissetmem, heyecanımı bir kat daha artırıyor.

Kızılağaç, çınar ve söğüt gibi suyu seven ağaçların yanı sıra karayemiş, kızılcık, adi fındık, muşmula ve böğürtlen gibi ağaççık ve çalılar; çeşitli sarmaşık türlerine ve çok sayıda otsu tür ile kaya yüzeylerini kaplayan liken ve yosunlar florasını oluşturuyor vadinin. Bu hâliyle şelaleler vadisi, bir botanik bahçesi çeşitliliğiyle ayrı bir hayranlık uyandırıyor bizlerde.

Kuş cenneti
Tanıtım tabelasında 100’ün üzerinde kuş türünü barındırdığı yazıyor. Serçe, ispinoz, ötleğen, dağ kuyruksallayanı, çıvgın bazıları… Hangi kuşun ya da kuşların sesleridir kulağımıza gelen bilmem ama yürüyüş boyunca bir taraftan o kuşların, diğer taraftan şırıl şırıl akan şelalelerin sesleri tam bir orkestra tadında, müthiş bir melodiyle yolculuğumuza eşlik ediyor. Adeta kulaklarımızın pasını siliyor.

Şelale suları bulunduğu yükseklikten aşağıya doğru hızla dökülürken, bir taraftan görsel bir zenginlik oluşturuyor, bir taraftan da tırmanış esnasında yüzümüze çarpan su zerrecikleri doğal bir kilimaymışcasına adı gibi ‘Tatlıca’ bir serinlik veriyor bedenimize…

İki saatlik yürüyüşün ardından, sık ağaçlıkların arasından süzülen ışığın bir yakamoz gibi üzerine vurduğu, bir ağaca çivilenmiş kırık dökük bir tahta üzerindeki birtakım sözler dikkatimi çekiyor.

Yorgun yolcuları mekanına çekmek için yazılmış espirili sözlere katılmasam da, yorgunluğumu atmak ve soluklanmak üzere, bu şirin mekâna uğramadan geçemiyor ve soğuk ayranımı yudumluyorum…

Nasıl gidilir?
Ankara’dan gideceklerin, Çankırı-Ilgaz-Tosya-Boyabat karayolunu izleyerek Erfelek ilçesine, oradan da 20 km mesafede bulunan şelalelere ulaşmaları mümkün. İstanbul’dan gidecekler ise yaklaşık 700 km’lik bir yol kat etmeleri gerekiyor. Gebze, Bolu karayolunu takiben yine Tosya-Boyabat üzerinden Erfelek ilçesine ve şelalelere ulaşılabiliyor.