Yazı: Filiz GÜLTEN / Instagram: @filizgulten / Fotoğraflar: Ozan Önen, Alamy, İstock

Haber Giriş: 18 Kasım 2020 - 08:52 | 18 Kasım 2020 - 09:21

Türkiye'nin en zengin yeri! Dünyaca meşhur oldu, öyle bir şey üretiliyor ki...

Tam da şu sıralar mevsimle beraber rengarenk olan doğanın içinde bolca yürüyüş yapacağınız Bozburun Yarımadası'nı keşfetmeye ne dersiniz? Burası tatlı mı tatlı kasabalarıyla meşhur... Orhaniye Kızkumu, Selimiye Köyü, Söğüt-Saranda, Serçe Limanı, Bozukkale derken Bozburun, dünyanın en güzel mavi adresleriyle sakin tatilin adresi… Üstelik Türkiye'nin en zengin yeri olarak da biliniyor, nedeni ise çok ilginç..

Marmaris'e bağlı Bozburun Yarımadası tam bir doğa cenneti. Yarımadanın binlerce yıllık antik kentleri Thyssanos, Bosprina, Phoenix, Loryma, Hydas ve Thymnos yerleşimleri buranın çok eski tarihlere dayandığının kanıtı...

Ancak buralarda resmi kazılar henüz başlatılmamış. Umarım en kısa zamanda kaynak yaratılır ve kazılar başlatılır. Bozburun Yarımadası'nın merkez yerleşimi olan Bozburun ise teknecilerin yıllardır gözdesi.

Maldivler'den farksız suyuyla Adaboğazı, Bozburun'un sadece tekneyle ulaşılabilen Adatepe muhitindeki dünyaca ünlü butik otellerinin tam karşısında yer alıyor. Bozburun, yörede, otelcilikle ön plana çıkmış durumda.

Bozburun Yat Kulübü, Sabrina's Haus, Karia Bel ve Miamai öne çıkan butik otel konseptleri olarak göze çarpıyor.

Bozburun, eski bir balıkçı köyü. İsmiyle anılan gulet yapımıyla da dünyaca meşhur bir yer.

Dünyanın en büyük ahşap yelkenlisi olması beklenen Dream Symphony isimli tekne dahi Bozburun'da inşa ediliyor, boyuysa bir buçuk futbol sahası uzunluğunda...

Tekneciliği iyi bilen Bozburunlular ayrıca liman işletmeciliğinden de anlıyorlar.

Dışarıdan köylerini ziyarete gelen teknelerin tamir ve bakımlarını da yapabiliyorlar yani mesleklerini geliştirmiş ve köylerini bu vesileyle kalkındırıyorlar, bu bağlamda Bozburun, Türkiye'nin en varlıklı köylerinden biri olmuş zamanla.

Aynı zamanda yazarların ve müzisyenlerin de yerleştikleri bir yer olarak son yıllarda ismini duyuruyor çünkü sakinlikte bir dünya markası sayılabilir.

Hisarönü Körfezi'nin mavi köyü: Selimiye
Yıllar evvel birkaç küçük köy evinden ibaret, sessiz bir köy olan Selimiye, şu an turistik ve popüler bir yere dönüşmüş durumda. Maviyle yeşilin her tonunu burada halen görebilirsiniz.

Dar ve kavisli yollardan geçe geçe ya da benim yaptığım gibi deniz yoluyla, tekneyle de Selimiye'ye keyifle ulaşabilirsiniz. Selimiye, rengârenk dükkânlar, çiçekle bezenmiş restoranlar ve kafelerle, akşam yürüyüşleri için hoş bir atmosfer sunuyor

Bozburun Yarımadası'nın yaygın bir klasiği olarak; deniz kenarında şezlongların bulunduğu iskeleler, akşam olunca restoran oluyor.

Maskeli balo misali karnavala hazırlanıyorlar. Köyün meşhur ve en eski restoranı, pansiyonun da olduğu Sardunya Restaurant...

Restoranların bulunduğu bu küçük deniz kıyısında yürüyüş yaptığınızda, yaklaşık 10-15 dakika sonra köy bitiveriyor.

Öyle de küçük. Ama teknelerin ve işletmelerin yazın yarattığı kirlilikse, önlem alınması gereken bir altyapı sorununu da yaz kalabalığının tavan yaptığı zamanlarda beraberinde getiriyor.

Yine de, Türkiye'nin en özel köylerinden biri olduğuna şüphe yok.

Ege'nin gastronomi köyü: Söğüt-Saranda
Marmaris'in en büyük köyü, bademiyle ün salmış Söğüt Köyü'nü bilir misiniz? Ve Türkiye'nin henüz keşfedilmemiş cennet sahili, Söğüt Saranda'yı? Söğüt, eski bir Rum köyü…

Tam karşısında, sadece 7 deniz mili uzaklıktaki Yunanistan'ın Symi Adası'nın halkı, Söğüt'ten göçmüş... Köyün eski ismi Saranda da Yunanca ‘kırk’ kelimesinden kalma…

Yuhanna İncili'ndeki Sebaste'nin Kırk Azizi olayına atıfla, buranın ismi böyleymiş ama köyün Türk halkı da, köyün sahiline halen Saranda diyor. Gelenek dilde dahi bozulmamış. Söğüt-Saranda, butik restoranlarıyla meşhur mu meşhur...

Symi ve Rodos hattında gezen her tekneci, Söğüt-Saranda'da bir şeyler yemek için mutlaka köye uğruyor. Köyün flaş restoranı Barba Saranda'da yemek yerken, yan masanızda bir Hollywood yıldızıyla karşılaşmanız sizi şaşırtmasın. Köyden ayrılmadan mutlaka Barba Saranda'da yemeğinizi yiyip, Manzara Restaurant'ta da güneşi batırın...

Esinti-Karaçivi'nin Yeri, Ahtapotçu Mehmet, Denizkızı gibi diğer Saranda restoranları da denemeye değer. Köyde restorancılık öyle ileri seviyede ki, 'Marmaris'in tüm şefleri Söğüt'ten çıkar' lafının doğruluğuna burada inanıyorsunuz...

Tek katlı, yemyeşil bahçeli taş köy evleriyle Söğüt, yabancıların da yerleşmek için can attıkları bir Güney Ege cenneti...

Aynı zamanda, köyün eskiden baklası çok meşhurmuş. Söğüt'ün bir diğer güzelliğiyse, badem ağaçları... Köy, fotoğrafçılıkla ilgilenenler için de tam bir cennet.

Muazzam bademi, komşu köy Taşlıca'da da kendiliğinden biten yedi sekiz çeşit inciri, dillere destan harnup ağaçlarıyla Söğüt, tekneciler için oldukça renkli ve doyurucu deneyimler sunuyor.