Trakya’nın turizme açık tek mağarası: Dupnisa

Yaz aylarını geride bırakıp, sonbahar yağmurlarına teslim olduğumuz şu günlerde gözlerimiz yine yakın rotalara çevrilmiş durumda. Haftanın yoğunluğundan sıyrılmanın en iyi yöntemlerinden biri de kendini doğanın kollarına bırakmak. İstanbul’a bir kaç saat uzaklıktaki Trakya ise size aradığınız huzuru verecek duraklarla dolu. Bunlardan biri de yeşillikler içine gizlenmiş Dupnisa Mağarası. İşte size Trakya’nın turizme açık tek mağarası Dupnisa gezi rehberi...

Fotoğraf: Nadiye Çağlar, Alamy, Foto Takip, PhotoPlay

Kırklareli’nin Demirköy ilçesindeki Sarpdere Köyü’nün 6 km ötesinde bulunan Dupnisa son yıllarda günübirlik adreslerden. Özellikle İğneada’ya olan yakınlığı popülerliğini artırmış durumda.

Önceleri sadece profesyonel dağcıların girebildiği mağara, 2003 yılında yapılan düzenlemelerle turizme kazandırıldı. Şimdilerde hâlâ Trakya’da ziyarete açık tek mağara olarak biliniyor.

Üç farklı yapıda mağaranın birleşmesi ile oluşan Dupnisa yaklaşık 3 bin metre derinliğinde. Ancak sadece 500 metrelik bir kısmı yapılan platform ve aydınlatmalar sayesinde gezilebilmekte. Muhteşem bir ormanın içine gizlenmiş mağara Sulu, Kuru ve Kız mağaraları olarak üç bölümden oluşuyor.

70 metrelik bir yükselti içerisinde gelişen bu üç katmanın hidrolojik özelliklerinin ve gelişim dönemlerinin birbirinden çok farklı olması mağarayı daha da ilginç kılıyor. Üstte yer alan Kuru Mağara, zengin damlataşı birikimi, büyük boyutlardaki sarkıt, dikit ve sütunlarıyla görsel bir şölen sunuyor.

İçinden yer altı deresi geçen alt katmandaki Sulu Mağara ise yer yer oluşan minik gölleri ve şırıl şırıl akan deresiyle ziyaretçilerine bambaşka bir görüntü sunuyor.

Üç girişi bulunan mağaranın sulu kısmından kuru kısmına geçmek için oldukça yüksek bir merdiveni kullanmak gerekli.

Sulu Mağara kısmı aynı zamanda çok farklı yarasa türlerine ev sahipliği yapıyor. Bu nedenle kış aylarında yarasaları rahatsız etmemek için bu kısım ziyarete kapalı ama diğer mevsimlerde mağaranın tamamını ziyaret etmek mümkün.

Mağaraya ulaşmak için yemyeşil bir vadinin derinliklerine doğru yürüyorsunuz ve bir anda sizi küçük bir kapı karşılıyor.

İçeride sizi metrelerce yükseklikte ve derinlikte bir yer beklediğini ilk bakışta anlamak mümkün değil. Mağaranın çıkışı olan diğer kapı ise yine yeşillikler içerisinde bir tepede bitiyor.

Oradan tahta yürüyüş yolunu kullanarak aşağıya iniyorsunuz. Her anı size farklı bir deneyim sunuyor.

Mağaranın güzelliği kadar içinde bulunduğu orman da şahane bir güzelliğe sahip… Doğa dostu çevre düzenlemeleriyle mağaranın dış kısmını da dolaşabileceğiniz alanlar oluşturulmuş.

Yapılan tahta platformlar ve minik köprülerle derenin üzerinde yürümek, ormanın derinliklerine dalmak oldukça keyifli.

Alışveriş yapmak için bir kaç büfenin de bulunduğu mağara çevresindeki dere kenarında bir de küçük kafe var. Uzun bir yürüyüşün sonunda burada içeceğiniz sıcak bir çayı fazlasıyla hak etmiş olacaksınız.

Mağaraya kadar gelmişken görmeden dönmemenizi tavsiye edeceğim iki durak ise İğneada Longoz Ormanları ve Vize ilçesinde bulunan Cehennem Şelaleri…

Dupnisa Mağara’sı için günübirlik bir tur yeter ama bu rotaları da eklerseniz bir gece konaklama daha verimli olur.

Bu bölge sık yağmur aldığından ve mağaranın içi serin olduğundan, giderken mutlaka üzerinize kalın bir şeyler alın.

Ayrıca yerlerin nemli, ıslak ve kaygan olduğunu da aklınızdan çıkarmayın.

Kaymayan rahat bir ayakkabı seyahatinizin daha keyifli geçmesini sağlayacaktır.

Herkese keyifli ve doğa dolu bir hafta sonu dilerim.