Sosyal sorumluluk projeleriyle dünyayı gezen stajyer doktor

Irmak Sakin (22) tıp öğrencisi. Farklı kültürleri tanımak ve gittiği ülkeleri yerlisi gibi gezmek en büyük tutkusu... Öğrenci projelerine destek veren firmalar sayesinde çoğu seyahatini ailesine maddi yük olmadan gerçekleştiriyor. Üstelik gittiği yerlerde sağlık alanında insanlara yardımda da bulunuyor. Meksika’da kanser laboratuvarında gönüllü olarak çalıştı, Nepal’de ise okullara ve köylere sağlık yardımı götüren projede yer aldı.

Fotoğraflar: Irmak Sakin

Biraz kendinizden bahsedebilir misiniz, doktor olmak çocukluk hayaliniz miydi?
- Çocukluktan beri doktor olacağım diye hayaller kurmadım... İçinde çalışacağım alanın biraz sanatsal, teknik ve bilimsel olmasını istiyordum.

Hedefim ‘pediatri’ (çocuk sağlığı ve hastalıkları) alanında uzmanlaşmak. Yalnız sosyal yönü zayıf biri olmak da hiç istemedim. Projelere katıldım, laboratuvarlarda gönüllü çalışmalar yaptım, yarı zamanlı işte çalıştım ve dil öğrendim.

Bütün bunları yaparken farklı şehirler tercih ettim. Bu şekilde dünyayı gezmeye de başladım. Şu anda da Acıbadem Üniversitesi’nde stajyer doktorum.

Seyahat tam olarak ne zaman hayatınızda yer etti?
- Aslında seyahat hep hayatımda vardı. Ailecek çok küçük yaşlarda yurt- içinde pek çok yere gittik. Yalnız dil eğitimi için gittiğim İngiltere dünyaya daha farklı bakmamı sağladı. Sonrasında 22 ülke ve 58 şehir gezdim.

Tıp Öğrencileri Birliği’nin temsilcisi olarak İspanya, Mısır, Litvanya, Çek Cumhuriyeti, Letonya gibi çeşitli ülkelere gittim. Dil eğitimleri için Kanada ve Amerika’ya gittim. Şu sıralar öğrenci kulübümüzle sağlık alanında sosyal sorumluluk projeleri yaparak insanlara yardımcı olmaya çalışıyorum.

Nasıl kuruldu bu kulüp, biraz işlevinden bahsedebilir misiniz?
- ‘Medikal Arama Kurtarma Öğrenci Kulübü’ gönüllü olan üniversite öğrencileriyle birlikte sağlık alanında sosyal sorumluluk projeleri yapmak için ortaya çıktı. Şu sıralar ‘Harvard Üniversitesi Halk Sağlığı’ okulunda yüksek lisans yapan Aral Sürmeli tarafından kuruldu.

Ben de gazete haberinden tanıdığım arkadaşımla iletişime geçerek her cuma yapılan toplantılara katılmaya başladım. Üç yıldır onlarla birlikteyim.

Beraber Meksika’da kanser laboratuvarında çalıştık, Nepal’de okullara ve köylere sağlık yardımı götürdük. Bunları yaparken gittiğim ülkeleri de geziyorum.

Nepal’de kaç gün kaldınız, neler yaptınız?
- 15 gün kaldım. Nagarkot’ta çeşitli köylere gittim. Orada olduğumuzu yerliler aracılığıyla duyurduk ve talep eden herkese genel sağlık taraması yaptık, çocuklara el yıkama eğitimi gibi kolay ama son derece önemli eğitimler verdik.

Psikologlar çocuklarla çalışmalar yaptı. Çocuklarda bit taraması yaptık. Gerekli ilaçlar ve bakım malzemelerini dağıttık.

Peki nereleri gezdiniz?
- Nagarkot’ta sosyal görevi tamamlayınca son iki günü Katmandu’ya ayırdım. Budist ve Hinduların ortak kullandığı ama etrafını maymunların sardığı ‘Maymun Tapınağı’nı gezmek çok güzeldi.

Zaten Katmandu’da kedi ve köpekten çok maymun var. Muson ikliminin şiddetli yağışları altında köyleri keşfettim. Üç gün elektrik ve sıcak su olmadan yaşamak, her akşam yemeğinden sonra sonsuz yıldız altında Nepal şarkılarına eşlik etmek, doğayla iç içe yaşamayı öğrenmek değişik tecrübeydi.

Bir de ‘Durbar Meydanı’ UNESCO tarafından tekrar inşa edilmesi için destekleniyor.Depremden sonra büyük hasar görmüş ama şu an toparlanma sürecinde. Nepalli ünlü sanatçılar zarar gören kısımlarını orijinaline uyacak şekilde onarıyorlar. Bu çok hoşuma gitti.

Yerel halk sizi nasıl karşıladı?
- Çok sıcakkanlılar. Bizim için dans, gösteri ve tören düzenlediler. Hepimize resimler hediye ettiler. Törenlerde boynuma ‘khata’ adı verilen bir şal takıp, bir dilek hakkı verdiler.

Bölgenin en yaşlısı alnıma ‘dika’ denilen kırmızı bir boya sürerek beni kutsadı. Kaderde Nepal’de kutsanmak da varmış. Bunu misafir olarak bulunduğumuz her yerde, gelişimiz ve ayrılışımızda tekrarladılar. Törenlerin ardından tüm yorgunluğumuza rağmen büyük bir huzurla geri dönüyorduk.

Burada çocuklarla olmak projenin en değerli kısmıydı. Ama Meksika gezim benim için daha farklı bir yerde...

Neden?
- Gezinin amacı geçen yıl başkanlığını yaptığım ‘Acıbadem Tıp Öğrencileri Birliği’nin bağlı olduğu ‘Dünya Tıp Öğrencileri Birliği’nin bir organizasyonu olmasıydı. Bu birlik, dünyanın en büyük öğrenci kulübü ve ülkeler arası değişim programı imkânları sağlayabiliyor.

Kanser alanında bir araştırmaya başvurmaya karar verdim. Mexico City’deki ulusal teknik üniversitelerinde hamile kadınlarda kemik tümörü alanında bir araştırmada çalıştım.

Meksika’da nereleri gezdiniz?
-Burada gezimin en büyüleyici kısmı Aztek ve Maya piramitleriydi... Özellikle Chichen Itza’daki Kukulkan Piramidi çok ilginçti. İlkbahar ve sonbahardaki ekinokslarda piramit üzerinden aşağıya yılan iniyormuşçasına bir illüzyon oluşuyor.

Astronomik ve matematiksel açıdan hayranlık uyandırıcı. Karayip tarafındaki kıyılara da seyahat ettim. Cancun Amerikalıların turistik etkilerinin çok hissedildiği bir şehir. Tulum ve Playa del Carmen kesinlikle favorilerim. Yaz aylarında çok sıcak olduğundan bahar aylarında tatil yapmak için ideal.

Sizin için gezgin demek zor gibi, siz nasıl tanımlarsınız kendinizi?
- Gezdiğim ülke sayısı az, ‘gezgin’ diye tanımlamak için yeterli değilim. Yalnız kendime ‘stajyer gezgin’ diyorum. Tüm amacım gezmek değil fakat başka ülkelerin yerlilerini tanımak, onlardan öğrenmek ve onlara bir şeyler katabilmekten çok mutluluk duyuyorum.

Dünyanın bir diğer ucundaki insanın rutini, hobileri, fikirleri, sevdikleri, sevmedikleri ve alışkanlıklar ilgimi çekiyor. Çünkü bu çeşitli yerlerden öğrendiğim ve öğreneceğim bütün bu bilgi ve birikimi, kendi kültürümü de koruyarak bir araya getirip uygulayarak daha zevkli bir hayat kurabileceğime inanıyorum.

Sırada yurtdışı gezi planı ya da bir proje var mı?
- Üç yıldır tango öğreniyorum ve Arjantin’de tango festivallerine gitmek istiyorum. Yeni Zelanda’yı da görmek planlarımın arasında.

Bir de Antarktika hayalim var, umarım yakın zamanda gerçekleştirebilirim. Sağlık alanındaki projelerde sürdürülebilirlik esasından dolayı projeler her yıl tekrar ediyor. Bu sebeple sosyal sorumluluk kapsamında tekrar gideceğim başka yerler de olacak.

Hem farklı ülkeleri görmek hem de insanlara yardımda bulunmak size neler öğretti?
- Seyahat etmenin neden bu kadar değerli ve zevkli olduğunu bu gezilerimden sonra anladım. Özgüvenli ve girişken olmanın hayatımızı ne kadar etkilediğini gördüm. Güvenliğin ve sağlığın değerini özümsedim.

Tıp fakültesinde binlerce kez tekrarlanan ‘primum non nocere’ yani ‘önce zarar verme’ kuralının ne kadar önemli olduğunu gözlemledim. İnsanlara yardımda bulunmak, hatta farklı ülkelerdeki insanlara da bunu götürebilmek benim kişiliğimi en çok etkileyen olaylar.

Irmak Sakin, seyahatlerinde çektiği fotoğrafları @irmak_sakin Instagram hesabından paylaşıyor.