Dünyanın en ilginç otellerinin peşinde...

Burçin Kibar Öztürk (33) ve Şafak Öztürk (36) seyahate tutkulu doktor bir çift. Burçin radyoloji uzmanı, Şafak ise genel cerrahi uzmanı. Yoğun tempolarında fırsat buldukları her an dünyayı geziyorlar. Kültürel ve adrenalin dolu gezilerinin dışında farklı konseptli otellerde kalmak en büyük tutkuları… Bolivya’da Uyuni Tuz Çölü’nde tamamen tuzdan oluşan otelde de kaldılar, Finlandiya’da cam iglolarda da… Burçin Kibar Öztürk ile seyahat maceralarını konuştuk…

Fotoğraflar: Burçin Kibar Öztürk

Seyahate olan ilginiz nasıl başladı?
- Yapılan araştırmalarda ‘DRD47r’ adlı bir genin gezginlerde olduğu belirlenmiş. Bizde de olduğunu düşünüyoruz. Seyahat bizim çocuğumuz gibi… Şafak ile 16 yaşından beri birlikteyiz ve gezmek bizi sürekli yeniliyor. Şu ana kadar Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika kıtasından 31 ülke 102 şehir gezdik.

Her gezginin ayrı bir seyahat teması var. Yalnız sizinki hem biraz pahalı hem de ilginç bir tutku…
- Aslında bizim genel olarak gurme, kültürel ve maceracı bir seyahat temamız var. Gittiğimiz yerin en iyi restoranını ve yerel yemeklerini deniyoruz. Genellikle araba kiralıyoruz. Araba kiralanamayacak yerlerde turizm ofislerinde yerel turlar varsa onları tercih ediyoruz.

Tüm bunların dışında da gittiğimiz yerlerde oraya özgün otel seçimleri yapmayı seviyoruz. Örneğin, Bolivya’da Uyuni Tuz Çölü’nde tamamen tuzdan oluşan otelde ya da Fas’ta ‘Riad’ denilen geleneksel hanlarda kalmak gibi…

Dünyanın en büyük Tuz Çölü’nün ortasında tuzdan yapılmış bir yatakta yatmak nasıl bir deneyimdi…
- Çok farklı. Adı, ‘Hotel Palacio de Sal’. Geceliği iki kişi kahvaltı dâhil 123 Euro (757 TL). Instagram’da görmüştük. Otelin içinde tuzdan yapılma heykeller ve güneşin doğuşunu izleyebileceğiniz çok güzel bir teras var.

Ayrıca 4x4 araç kiralayıp etrafı keşfe çıkabiliyorsunuz. Bu turun fiyatı ise 200 Dolar (1100 TL). Çok keyifli zamanlar geçirdik. Sonsuz beyazlıkta kaktüslerle dolu Incahuasi Adası çok etkileyiciydi. Tuz Çölü üzerinde yenen öğle yemeği de harikaydı. Ama bizi en çok Finlandiya’da İglolarda kalmak etkiledi.

Neden?
- Snowman World Glass Resort Hotel, Rovaniemi’de Santa Claus köyünde bulunuyor. Ormanın içinde yer alan bu iglolarda üst taraf kuzey ışıklarını izleyebilmek için tamamen camdan yapılmış. Görüntüsü çok etkileyici…

Karla kaplanırsa görünmez diye camlarda ısıtma sistemi bile var. Kuzey ışıkları manzarasıyla uyumak müthiş. En güzel yanıysa iglonun hemen önünde orman içinde kar yağarken sana ait jakuzide keyif yapmak. İçinden hiç çıkasımız gelmedi.

İki kişi tek gece 496 Euro (3100 TL) ödedik. İgloların içinde mutfak, salon ve sauna gibi her şey düşünülmüş…

Başka hangi farklı otellerde kaldınız?
- Çok var aslında… Örneğin, Verona ve Siena’da bağ evlerinde kaldık. Verona’da mutfağı olan şömineli romantik bir ev yapısındaydı. Hotelin adı Agriturismo San Mattia… Siena’da 18 yy. dan kalma Villa Scacciapensieri otelinde kaldık.

Chianti manzarası muhteşemdi… Fas’ta ‘Riad Palais Sebban’da kaldık. Marakeş’in daracık sokaklarında küçük kapının ardında hiç ummadığımız cennet bir yerdi. Bir de Masseria Chiancone Torricella Trulli evlerinde kaldık.

Turilli evleri, İtalya Puglia bölgesinde zamanında vergiden muaf olmak için harç kullanmadan, beyaz kireç taşlarının üst üste konmasıyla yapılan tepesi koni gibi yapılar, orada kalmak ilginçti…

Peki yeni planlarınız arasında hangi oteller var?
- İki yer var. İlki Galler’de kaya kampı… Gaia Adventures tarafından işletiliyor. Dimdik bir kayalık yüzeye sabitlenmiş ve zeminden 65 metre yukarıda bulunan portatif yataklarda kalıyorsunuz.

Diğeri Letonya’da Karosta Hapishane Oteli…

Tek sıra halinde gardiyanlar eşliğinde otele giriyorsunuz. Çok farklı bir deneyim…

Gezdiğiniz 31 ülkede hangi ‘an’ları unutamıyorsunuz?
- İlk sırada kesinlikle İsveç’te ‘buzkıran gemisi’ var. Kutup Çizgisi içinde donmuş denizde ilerlerken çıkardığı buz kırma seslerini hâlâ unutamıyorum.

Özel kıyafetlerle Kuzey Buz Denizi’nde buzların arasında kutup çizgisi içinde yüzmek çok farklıydı.

Meksika’da Cenote Gölleri’nde yüzmek, Bali’de Ubud bölgesinde yağmur ormanları içerisinde sana ait olan sonsuzluk havuzunda keyif yapmak, La Paz’da yüksek irtifa hastalığına yakalanıp azıcık zorlanmak ve tabi ki Peru-Bolivya sınırını yürüyerek geçmek ve en büyük hayalimiz olan Machu Picchu’yu görme çok güzeldi.

En eğlenceli seyahatiniz hangisiydi?
- Fas. Hiçbir şey planlamadan gittik. Marakeş’te küçük pek güven vermeyen bir yerden, biraz korkarak tanımadığımız Fransız aileyle minivan (küçük karavan) kiraladık. Sahra Çölü’ne yola çıktık.

ki gece üç gün karlı Atlas Dağları’ndan Sahara Çölü’ne 540 km. yol yaptık. İlk gün berberi tarzında ilginç bir köyde konakladık. Sonrada develer üzerinde berberi çadırlarımıza ulaştık. Çölde geçirdiğimiz yıldızlarla dolu o geceyi de unutmak mümkün değil. En güzeli sabah gün doğumunu kum tepelerinin ardından izlemek oldu. Ayrıca Fransız dostlar edinmiş olduk. İki kişi her şeye 160 Euro (985 TL) ödedik.

Sıradaki rotanız neresi?
-Kopenhag ve İzlanda. İzlanda’da ‘cottage’ denilen kulübelerden kiraladık. Ayrıca 4x4 araç kiralayarak karlı-buzlu yollarda keşfe çıkacağız.

Avrupa ve Amerika kıtası arasında kalan ‘Silfra Çukuru’nda dalış yapacağız. Blue Lagoon, Jokulsarlon buzulu, DC plane uçak kazası sahası, Kerid Krater Gölü, Tingvellir Milli Parkı ve siyah kum plajı hedeflerimiz içinde…

Gezilerinizde ortalama ne kadar harcıyorsunuz?
- Seyahate göre değişiyor. Avrupa için iki kişilik fiyat olarak 1500-3000 Euro (9300-18.500 TL) arasında. Afrika, Amerika ve Asya için 4000-10000 (24.600-60.500 TL)Euro arası…

Öztürk çifti seyahatlerinde çektikleri fotoğrafları ‘@bizbukezneredeyiz’ Instagram adresinde paylaşıyor.