Bozcaada’nın şimdi tam zamanı

İçinizi huzurla dolduran, ilk gidişinizde ikinci seyahat planını daha adadan ayrılmadan yaptıran Bozcaada hakkında her şey bu yazıda sizi bekliyor! ‘Ege’nin incisi’ sözünü sonuna kadar hak ettiğini kanıtlayan Bozcaada’da huzur dolu iki gün geçirdim. Peki, Bozcaada’da nereler görülmeli, hangi lezzetleri tatmalı… İşte size Bozcaada gezi rehberi…

Ada, Rum mahallesi ve Türk mahallesi olarak ikiye ayrılmış durumda. Sağ taraftaki Rum mahallesinde daha çok restoranlar, kafeler, meyhaneler bulunurken adanın solunda kalan Türk mahallesinde ağırlıkla pansiyonlar ve butik oteller bulunuyor.

Rum mahallesinde kendinizi renkli ve sevimli sokaklara atın. Sarmaşık kaplı pastel renkli evleri, balkonları süsleyen rengârenk çiçeklerin olduğu sokaklarda kaybolun.

İnanın her sokak sizi adaya âşık edecek güzellikte. Vaktinizin büyük kısmını geçireceğiniz Rum mahallesinde bol bol fotoğraf çekecek, gündüz ayrı akşam ayrı hayran olacaksınız.

Polente Feneri ve rüzgâr gülleri
Adanın batı burnunda yer alan Polente Feneri’ne eşlik eden sıralanmış 17 adet rüzgâr gülü bulunuyor.

Adanın sembolü olan Polente Feneri, her akşam gün batımı için onlarca insanı yamacına topluyor. Siz de mutlaka gidip güneşin gökyüzünü kızıla boyayışını seyretmeli, güneşi yavaş yavaş denizde batırmalısınız.

Merkeze 10-15 dakika uzaklıktaki Polente Feneri’ne ister aracınızla tabelaları takip ederek, isterseniz de ada merkezinden kalkan minibüslerle ulaşabilirsiniz.

Resmi tatiller ve özel günlerde uzunca bir minibüs kuyruğunun sizi beklediğini üzülerek söylemem gerek. Bu arada üstünüze hırka, yere sermek için şal ve manzaraya karşı yudumlamak için şarabınızı almayı unutmayın.

Ayazma plajı
Adanın en popüler ve kalabalık plajı. İlk gidişimiz olduğu için biz de bu plajı tercih ettik. Plaja giriş ücretsiz, şezlong ve şemsiye kiralama fiyatı 10 lira.

Adanın merkezinden kalkan minibüslere 4 lira ödeyerek yaklaşık 15 dakikada plaja ulaşabilirsiniz.

Turkuaz rengi, tertemiz suyu ve altın rengi kum sadece Ayazma plajında yok. Ben daha sakin bir plaj istiyorum derseniz Sulubahçe, Akvaryum, Habbele ve Tuzburnu plajları tam size göre…

Zamanınız ve imkanınız varsa hepsini görün derim.

Bozcaada Kalesi
Feribotla adaya yaklaşırken gözünüze ilk çarpacak olan yapı Bozcaada Kalesi. Feribot iskelesinin hemen sağında yer alan bu kale halk arasında ‘Eski Kale’ olarak da biliniyor.

İyi derecede korunmuş bu kalenin Fenikeliler, Cenevizliler ve Venedikliler tarafından kullanıldığı bilinse de yapının kimler tarafından yapıldığı bilinmiyor.

Bozcaada Kalesi’ne yarım saatinizi ayırmanız yeterli olacaktır. Etrafı denizlerle çevrili kalede güzel fotoğraflar çekebilirsiniz. Kale 10.00 - 20.00 saatleri arasında ziyarete açık. Müze kartın geçerli olmadığı kalenin giriş ücreti ise yetişkin 5, öğrenci 3 TL.

Bozcaada’da hangi lezzetleri tatmalı?
Bozcaada’da yeme içme konusunda nereye giderseniz gidin pişman olacağınızı sanmıyorum. Her şey doğal, her şey lezzetli.

Elbette adını duyurmuş mekânlar var. Daha adaya gelmeden kısa bir araştırmayla birçok ünlü restoran-cafe-pastane isimleri aklınıza kazınacaktır.

Biz de duyduğumuz ünlü birkaç yere gidip denemek istedik fakat rezervasyonlarının aylar öncesinden dolduğunu öğrendik. Eğer resmi tatillerde ya da hafta sonları gidiyorsanız arayıp rezervasyon yapmanızda fayda var.

Size deneyimlediğim mekânlardan kısaca bahsedeyim;
Lokmacı Serap Anne: iskelenin solunda Türk mahallesi kısmında yer alan şirin kahvaltıcı. Sınırsız pişi ve çayı var. Kişi başı kahvaltının fiyatı ise 20 TL.

Kapı 14: Bozcaada’nın Rum mahallesi kısmında birbirinden renkli meyhanelerden birisi. Mezeleri lezzetli, özellikle ege meze ve soslu patlıcanı denemenizi öneririm. Yemek sonunda ikram edilen helvanın tadı ise hâlâ damağımda.

Çiçek Pastanesi: adanın en meşhur mekânlarından birisi. Gezerken birçok insanın kolunda pastanenin paketlerini görebilirsiniz.

Özellikle damla sakızlı bademli kurabiyesi öne çıksa da ben damak çatlatan çikolatalı kurabiyesine bayıldım.

Bade-i Aşk: adanın mantısını da denemeden dönmememiz gerektiğini duyunca kendimizi attığımız şirin mekân.

Plaj sonrası yorgunluk ve açlıktan mı bilmiyorum ama yediğim en iyi mantıydı. Babaannemin mantısıyla kıyasladım o derece :)

Rengigül Kafe: Kafe, konuk evi ve sanat galerisi olarak hizmet veren Rum Konağı, 1876 yılında inşa edilmiş. Rum mahallesinde ara sokakta yer alan bu şirin mekanın lavantalı limonatası gerçekten başarılı.

Veli Dede: Bozcaada’nın yüzyıllardır değişmeyen markası. Üç kuşaktır adada ev yapımı katkısız reçeller, zeytinyağı ve acuka üretiyorlar. Özellikle domates reçeli ve sakızlı bademli kurabiyesini tatmadan dönmeyin derim.

Mavi Beyaz Restoran: yine iskelenin solunda deniz kenarında sıralanmış restoranlardan birisi. Mezeleriyle bizi gerçekten mest etti. Restoranın işletmecisi Gökhan Bey’in önerilerine kulak verip ada lokumu, lavunya ve girit ezmesini denedim, muhteşemdi.