Bir karavan, bir aile ve 41 günde Ege

Aslında Manuel’i ‘Elin Oğlu’ programı sayesinde tanıdık. ‘Güneş batana kadar yollardayız’ konseptiyle oğulları Ali (14), kızları Rosa (6) ve köpekleri Çaça ile karavanla yola çıktılar. İç Ege’de 41 gün boyunca keşfedilmemiş yerlere ayak bastılar. Ya kimsenin olmadığı yerlerde kamp yaptılar ya da yöre halkının evlerinde kalarak Ege’nin yerlisi oldular.

Tv programınız bittikten sonra neler yapmaya başladınız?

Eğlenceli bir programdı. İki sene sürdü toplam 51 bölüm çektik. Şimdi ‘Etnik 34’ adlı bir Flamenko Dans okulum var. Orada öğretmenlik yapıyorum. Ayrıca sosyal medyaya yöneldim biraz. Eğlenceli içerikler üretiyorum. Bir de ‘Açık Radyo’da ‘Flamenkito’ adıyla dans programım var.

Kaç yıldır Türkiye’desiniz, eşinizle nasıl tanıştınız?

Sevilla’da doğdum büyüdüm. 12 yıldır burada yaşıyorum. 1998’de Türkiye’ye iki hafta iş için gelmiştim. O esnada Işıl’la tanıştık, bir süre sonra evlendik. Dört yıl İspanya’da yaşadık. Sonra oğlum Ali dünyaya geldi. Sık sık Türkiye’ye gidiyorduk en sonunda da tamamen yerleştik.

Sürekli seyahat eder misiniz?

Tam bir seyahat aşığıyım. Dansçı olduğumdan neredeyse tüm dünyayı gezdim. Avrupa, Asya, Afrika, Amerika’da toplam 80’den fazla ülke gezdim. Uzun süre yaşadığım şehirler oldu. Örneğin, iki yıl Berlin’de, birer yıl Tokyo ve New York’ta altı ay da Sao Paulo ‘da yaşadım. Kyoto’da Kiraz Festivali’ne katıldım. Rio’da karnavala denk geldim, üç gün uyumadan dans ettim.

Ailecek nerelere gittiniz?

Işıl da seyahat etmeyi çok seviyor. O da Avrupa ve Amerika’da birçok ülkeye gitti. Ama ailecek her fırsatta yola çıkamıyoruz. Çocuklar okula gittiği için, yaz tatilleri ya da sömestr zamanı yola koyuluyoruz. Ailecek Bulgaristan, Yunanistan, İspanya ve Almanya’ya gittik. En son da bu gezimiz gerçekleşti.

Karavanla bu maceraya nasıl karar verdiniz, neden rota olarak Ege’yi seçtiniz?

Keşfedilmemiş yollar diye kendimize bir konsept belirledik. Güneş batana kadar yollarda olmayı tercih ettik. Şehirde yaşadığımız için her gün bir kaos hakim, insanların olmadığı yerleri bulalım orada doğayla iç içe olalım istedik. Ailecek bir yıl önce Kırklareli’nde Beğendik Köy’e gitmiştik. Burada Rezve Deresi var. Türkiye-Bulgaristan arasında sınır görevi görüyor.

Karşısı Bulgaristan... Her şeyin kıvılcımı burada başladı. Sonra internette böyle farklı yerler ararken Ege’nin en doğru adres olacağına karar verdik ve yola çıktık.

Ne zaman başladı maceraya?

9 Ağustos’ta yola çıktık. Tam 41 gün sürdü. Özellikle 41 olsun istedik. Sizde ‘41 kere maşallah’ diye bir söz var ya, işte nazar değmesin istedim. 41. gün hemen pılı pırtı toplayıp geri döndük.

Nasıl bir rota çizdiniz?

Rotaya İznik Gölü’nden başladık. Burada üç gün kaldık. Biraz karavana alışmak ve zorlukların üstesinden gelmek için kendimizi test ettik. Sonra sırasıyla Çanakkale, Balıkesir, Manisa, İzmir, Aydın ve Muğla Datça’ya kadar uzandık.

Hangi köyleri keşfettiniz, neler deneyimlediniz?

O kadar çok ki, Lapseki’de Suluca Köyü’ne gittik sesiz sakin harika bir yer. Atikhisar Barajı civarında kamp yapıp, Atikhisar Kalesi’ne tırmandık. Ama en çok Çanakkale’de Üvecik ve Mahmudiye köyleri arasındaki Cezayirli Hasan Paşa Köşkü’nden etkilendik. Etrafta ne yerleşim var ne de canlı...

Sadece taştan yıkık dökük halde bir köşk var, çok büyüleyiciydi. Balıkesir’de öyle bir köy var ki çok şaşırdım. Köy Burhaniye’de, adı yabancılar köyü. Sandım ki, sadece yabancılar var burada. Öyle değilmiş. Ama yine tuhaf, yabancılar köyünde yabancı oldum.

Yanınıza neler aldınız?

Kıyafetler ve bir tane küçük bir çadır aldık. Hiç yemek yoktu karavanımızda. İstedik ki, gittiğimiz yerlerde organik meyveler ve yörelere özgü yemekler yiyelim. Ege insanı çok sıcakkanlı. Yeri geldi bizimle tuttukları balıkları paylaştılar yeri geldi bahçelerini bize açarak yetiştirdikleri meyvelerden ikram ettiler. Türk insanı harika.

Bu tur boyunca toplam ne kadar harcama yaptınız?

Günde ortalama 100 lira gibi bir harcamamız oldu. Aslında bu şehre göre değişiyor. Toplam 4-5 bin lira arası harcadık. Bence bu çok yüksek bir miktar da değil. Dört kişilik bir aile bir hafta sonu beş yıldızlı otelde kalsa bu kadar para harcar. Biz ise doğayla iç içe harika günler geçirdik.

Bu rota size neler öğretti?

Başlarda çocuklar sıkıldı. İnternet çekmiyordu, motivasyonları düşüyordu. Ama biraz daha yol alınca alıştılar. Sonunda onlarda doğayı gördüler, zorlukları öğrendiler. Ama eşimle bana doğayla iç içe olmak çok şey kattı. Kendimi buldum diyebilirim. Eğer çocuklar olmasaydı biz burada bir yerde eşimle yerleşebilirdik.

Reina ailesi, seyahatleri boyunca çektikleri videoları ‘Reina TV’ Youtube kanallarından paylaşıyorlar.