Corona virüs yüzünden evden çıkamayanlara özel seyahat temalı 10 film 

Alanında uzman jürimize "En güzel seyahat filmlerini” sorduk, seyredildiğinde o şehre seyahat etme isteği uyandıracak 10 film bulduk.

Uğur Vardan / Hürriyet sinema yazarı
Orta sınıfa ait Arjantinli iki genç, kanlarındaki ve ruhlarındaki delişmenliğin de etkisiyle, ait oldukları coğrafyayı kendi gözleriyle görmek ister. Biri kimya, diğeri tıp okumuştur. Aileleriyle vedalaşırlar, bir miktar para, altlarındaki emektar 1936 model Norton 500 motosiklet, ufka doğru yola çıkarlar.

Birinin adı Alberto Granado’dur, diğerininki ise Ernesto Guevara de la Serna... Che’nin 23 yaşındaki haliyle buluştuğumuz ‘Motosiklet Günlükleri’nde kilometreler büyüdükçe seyirci hem bu tarihsel figürün insani yanlarıyla buluşur hem de arka planda yolculuğun peyzajları belirir. Gael Garcia Bernal, Rodrigo De la Serna ve Mia Maestro’nun başrollerini paylaştığı yapım özellikle ‘politik yolculuklar’a meraklılar için!

Saffet Emre Tonguç / Hürriyet Seyahat yazarı
‘Yüzüklerin Efendisi’ filmini izleyip de filmde geçen yolculuk sırasında izlediklerini kim görmek istemez ki! Siz de benim gibi bunun için yanıp tutuşanlardansanız şu sıralar oturduğunuz yerden biraz olsun Yeni Zelanda'da maceraya çıkmaya ne dersiniz?

Filmde Hobitlerin yaşadığı köy olan Hobbiton’ı gittiğimde beni çok etkilemişti. Burası normalde film seti; araçlar giremeyince sökememişler ve kullanmaya karar vermişler. Şimdi önemli bir turistik merkez. Alana 300 lira civarında bir ücret ödeyerek giriliyor. Müthiş bir yer, çok çarpıcı. Filmin içinde gibi hissetmiştim.

Canan Demiray / Seyahat yazarı
Film, bizleri babalarını kaybettikten sonra yabancılaşan üç erkek kardeşin Hindistan’da yaptıkları tren yolculuğuna dahil ediyor. Annelerini bulmak üzere çıktıkları bu yolculukta Jodhpur ve Udaipur gibi Rachastan’ın gözde kentlerini görebilir, o trende siz de olmak isteyebilirsiniz. Spiritüel bir yolculuğa da davet eden filmle ilgili bir minik uyarı, filmdeki gördüğümüz tren gerçekte yok. Ancak benzer bir yolculuğu yapmak ve etkileyici Hindistan rotalarını keşfetmek isteyenler efsane tren Maharajas Exspres’e bilet alabilir.

İpek Gökdel / ‘Hakan Muhafız’ kitabının yazarı
Uzakdoğu sinemasının ustası Wong Kar-wai’nin yazıp yönettiği ‘Aşk Zamanı’ filmini izlediğinizde onun sadece bir sinema filmi değil, görsele dökülmüş bir aşk şiiri olduğunu düşünürsünüz. Filmi izlerken Hong Kong’un metropol görüntüsünün ardına saklanmış arka sokaklarında kaybolur, Bangkok’un duman tüten caddelerini geçersiniz.

Bu olağanüstü film, 12’nci yüzyılda Kamboçya’da inşa edilen Angkor Vat Tapınağı’nda nihayet bulur. Yüzbinlerce işçinin el emeğiyle inşa edilmiş, dünyanın en büyük tapınağını görmek için siz de ormanların içinde yürür, asla tamamlanmamış duvarlarına el sürersiniz.

Murat Gözübüyük / Gezgin
Başrolünde Audrey Tautou’nun oynadığı film çok sevdiğim Paris’in Montmartre bölgesinin keyifli sokaklarını zamanında keşfetmemi sağladı.

Nurgül Büyükkalay / Hürriyet Seyahat gezgini
Tokyo gibi dünyanın en hareketli şehirlerinden birinde çekilmiş yalnızlık üzerine bir film (orijinali Lost in Translation). Hem de bu kadar kalabalık içinde şehrin gökdelenlerinin eşlik ettiği bir yalnızlık. Parlak ışıklar, rengârenk tabelalar, Japonca yazılar ve kalabalık ürkütse de Tokyo’ya gidip bu karmaşanın içinde kaybolma hissi uyandırıyor.

Filmde Scarlett Johansson ve Bill Murray müthiş bir oyunculuk sergiliyor. ‘Bir Konuşabilse’ ‘En İyi Özgün Senaryo’ dalında da Oscar ödüllü. Fİlmi izledikten sonra Tokyo’ya gezmiş hissine kapılmanız kaçınılmaz.

Bahar Akıncı / Seyahat yazarı
2000’de, henüz öğrenciyken izlediğim ‘Yetenekli Bay Ripley’ filmi, bana tam 10 yıl boyunca Napoli Körfezi, Ischia Adası, Palermo ve Positano’ya gitme hayalleri kurdurttu. 2011’de reklamcılık sektörüne veda ettiğimde, cebimde Napoli bileti alacak ve altı gün Positano’daki Maria Pansiyon’da kalacak kadar param vardı.

Hiç düşünmeden biletimi aldım ve kendimi önce Napoli, ardından da Sorrento üzerinden ilk feribotla Positano’da buldum. Altı günlüğüne gittiğim, falezlerin üzerine kurulu bu kasaba, geçici işlerde çalışarak bana tam üç ay ev oldu. Tabi şu sıralar böyle bir yolculuk yapmak zor. Yalnız bu filmle gezmiş kadar olacaksınız.Teşekkürler Bay Ripley ve teşekkürler filmin yönetmeni Anthony Minghella!

Levon Bağış / Yazar
‘Sideways’i ilk seyrettiğimde film canımı şarap çektirecek sanmıştım. Ama hem seyrederken hem de aklıma her geldiğinde fark ettim ki film bana yollara düşme isteği veriyor. Filmde iki eski ve birbirine pek de benzemeyen arkadaş, aralarından birinin evlenecek olması nedeniyle bekâr günlerin son gezisine beraber çıkarlar.

Kendilerini, hayallerini ve beklentilerini keşfettikleri bir gezi olur. Napa Vadisi’nin benzersiz ve uçsuz bucaksız bağları arasında şaraphaneleri, bağları ve restoranları gezerler. Napa Vadisi Kaliforniya’nın ufak ve dünyanın belki de en şık bağlarını barındıran üzüm bölgesi. Şarap dünyasının Walt Disney’i dense yeridir. Kült üreticileri, sanatla iç içe üretimhaneleri ve çok iyi lezzetleri barındıran vadi benim gibi bir obur için iyi bir yolculuğun sahip olması gereken tüm özellikleri karşılıyor...

Esin Övet / Haber Türk yazarı
Julia Roberts’ın bu filmini her izlediğimde Hindistan ve Nepal’e doğru hızla ışınlanmak istiyorum. Roma sokaklarından, Hindistan’da inziva için bir Ashram’a, oradan huzur dolu doğasıyla Bali’ye gitmeye ne dersiniz? ‘Ye, Dua Et Sev’, bir kadının kendini arayış yolculuğunda leziz yemekler, etkileyici kültür ve romantizmle buluştuğu bir yolculuk filmi.

Nilay Örnek / Gazeteci
Bana Viyana’yı sevdiren ve gezdiren filmdir. Ethan Hawke (Jesse) ile Julie Delpy’nin (Celine) başrolünde oynadığı film, öncelikle insana tren yolculuğuna çıkma isteği veriyor. Westbahnhof Tren İstasyonu’ndan Zollamtssteg Köprüsü’ne, Viyana’nın ünlü meydanlarından Maria-Theresien-Platz’dan Viyana Sanat Tarihi Müzesi’ne (Kunsthistorisches Museum) pek çok yeri görmek geliyor içinizden...

Jesse, Celine’i ilk kez Viyana’nın ünlü lunaparkı Prater’deki tarihi dönmedolapta öper; çift sonra benim çok sevdiğim minicik Viyana kafesi Kleines Cafe’ye giderler. Orada bir falcıyla karşılaşırlar. Maria Gestade Kilisesi, Cafe Sperl, Albertina Müzesi, opera binası Wiener Staatsoper, kanal kenarı ve sokaklar...