NASA nadir görülen 'Çürük Yumurta Yıldızı'nı yakaladı

Çok nadir olarak meydana çıkan yıldız Avrupa uzay Ajansı'na göre 231.8+04.2 olarak bilinen gezegensi bir yapıya sahip. Git gide yok olan yıldız gaz ve toz dış tabakasını 621,371 mil hızla çevreleyen alana hava üflüyor.

Çürük Yumurta Yıldızı'nın ismi çok ilginç olan bir özelliğinden geliyor. Yıldız kükürt içerdiğinden diğer elementlerle buluştuğunda ortaya çürük yumurta kokusu çıkıyor.

Yıldızı keşfetmek için NASA tarafından gönderilen Rosetta isimli roket, Rosina sensörü sayesinde yıldızın etrafında turladı ve kokusunu keşfetti. NASA bu durumun üzerine "Eğer bu yıldızı koklama şansınız olsaydı kesinlikle koklamak istemezdiniz." diye bir açıklamada bulundu.

Neyse ki bu bulutsu yapıda olan yıldız 5.000 ışık yılı uzaklıkta olduğu için bu çürük yumurta kokusunun dünyaya ulaşması oldukça zor.

NASA ve bilim adamları bir yıldızın çürük yumurta gibi kokmasına şaşırırken astronomi dünyası ilk kez bir yıldızın kokusuna ulaşabildi.

Kaynak: Travel And Leisure

NASA UZAYDA ÇİÇEK YETİŞTİRDİ!

NASA uzayda daha önce marul yetiştirmişti. Ama 'Zinnia' denen bu bitki türü maruldan çok daha farklı. 'Zinnia' bir diğer adıyla kirli hanım çiçeği uzun süre büyütüldü ve çiçek açmasına izin verildi. Böylece NASA'nın bir sonraki hedefi uzayda domates yetiştirmek için önemli bir adım atılmış oldu.

Bu yakın çekim, bir bezelye filizi üzerindeki su damlacıklarını gösteriyor. Bu bitki Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki Rusya'ya ait Zvezda modülünde yetiştiriliyor.

Turpgiller familyasından fare kulağı teresi (Arabidopsis thaliana), saydam jel tabakalar içinde büyüyor.

Genç bir ayçiçeği filizi, Uluslararası Uzay İstasyonu'nda büyüyor.

Bu bitki tıpkı dünyadaki gibi davranış gösteren filizlere sahip.

Fotoğraflar: NASA

NASA, 1900'lü yıllar ile günümüzün dünyası arasında şaşırtıcı farkları yayınladı!

Kaliforniya'da bir baraj gölü olan Lake Oroville'in 2010 yılının temmuz ayında çekilen bir fotoğrafı ile 2016 yılının ağustos ayında çekilen bir fotoğrafı.

Orta Asya'daki Aral Gölü'nün 2000 yılının ağustos ayında çekilen bir fotoğrafı ile 2014 yılının ağustos ayıda çekilen bir fotoğrafı.

Muir Buzulu'nun 1882 ağustos ayında çekilen görüntüsü ile 2005 yılının ağustos ayında çekilen bir görüntüsü.

Pakistan'daki Dasht Gölü'nün 1999 yılı haziran ayında çekilen bir fotoğrafı ile 2011 yılının ağustos ayında çekilen bir fotoğrafı. Bu göl aynı zamanda çevreye temiz içme suyu ile enerji sağlıyor.

Alaska'daki Muir Buzulu'nun 1941 yılının ağustos ayında çekilen bir görüntüsü ile 2004 yılının ağustos ayında çekilen bir görüntüsü.

Arjantin'deki Mar Chiquita Gölü'nün 1998 yılının temmuz ayında çekilen bir görüntüsü ile 2011 yılının eylül ayında çekilmiş bir görüntüsü.

Nasa'dan Mars'ın daha önce hiç yayınlanmamış görüntüleri!

4 Temmuz’da gezegenin hem kuzey hem de güney kutbu güneş ışığına maruz kaldı; böylelikle gökbilimciler gezegenin neredeyse her noktasını fotoğraflama imkanı buldular. Bu ekinoks ayrıca Dünya’nın ve Mars’ın 26 aylık döngüde birbirlerine en yaklaştıkları gündü.

Bu iki gezegenin birlikte düz bir çizgi oluşturması ile Mars gezegeninden data toplayan Mars Yörünge Kaşifi (MRO) data gönderimini mümkün olan en hızlı şekilde gerçekleştirdi, bu da bilim adamlarına Mars’ın keşfedilmemiş bölgelerini yörüngenin diğer aylarına oranla daha fazla ve daha net bir şekilde fotoğraflama imkanı sundu

Ortaya çıkan sonuçlar MRO dahilindeki en yüksek çözünürlüklü araç olan Yüksek Çözünürlüklü Görüntüleme Bilim Deneyi (HiRISE) kamerası ile çekildi. Fotoğraflar 3 Ağustos’ta projenin halk açık katalog sayfasında yayınlandı.

Ancak fotoğraflar sanılanın aksine Mars’ın gerçek renklerini yansıtmıyor. Arizona Üniversitesi Gezegen Yerbilimcisi ve projenin önde gelen bilim adamlarından Alfred McEwen şu açıklamada bulundu ; “Atmosferdeki toz gördüğümüz her şeyi etkiliyor, biz de görüntüyü normalleştirmek için renklerle oynuyoruz. Görüntülere özgü nitelikleri ortaya çıkarabilmek adına minimum ve maksimum değerler arasında dijital oynamalar gerçekleştiriyoruz.”

“Sahte renk” etkisi ile yaratılan uzay görüntülerine benzer bir şekilde, HiRISE görüntüleri çıplak gözle görülemeyen bölgeleri ön plana çıkarıyor. Örneğin, Mars atmosferindeki donuk ve kırmızımsı toz yığını yerine, işlenmiş resimler karasal bölgeleri vurgulamak için kontrastı artırılmış kırmızılardan, mavilerden ve beyazlardan yararlanıyor.

Kırmızı renk atmosferden gelen toz ile kaplanmış bölgeleri simgelerken mavi renk kumluk ve kayalık bölgeleri, beyaz renk ise su ve kuru buz sonucu oluşan buz tutmuş bölgeleri temsil ediyor. Bu renklerin, şekillerin ve formların analizi, Mars gezegeninde gerçekten neler gördüğümüzü anlamamıza yardımcı olacak.

McEwen’a göre bu görüntüler ileride uzay gezginlerinin muhtemel iniş noktalarını belirlemeleri ve büyük kaya parçası gibi ufak tehlikelerden kaçınmaları açısından da oldukça faydalı olacak. Görüntülerin ayrıca Mars yüzeyinde bulunan çoğu şeyin daha iyi anlaşılmasını sağlayacağı düşünülüyor, örneğin gezegenin jeolojik tarihi, göçmen kumullar, kuru buz jetleri veya diğer jeolojik işlemler.

Richardson Crater Kumul Sahası (NASA/JPL/University of Arizona)

Büyük Alkov Kumulu (NASA/JPL/University of Arizona)

Noachis Terra'daki Akış Vadisi (NASA/JPL/University of Arizona)

Çin hükümeti uzaylıların varlığını teyit etti!

Geçmişte CIA, FBI, Deniz Kuvvetleri, NASA, askeri birlikler, ünlü Colares Olayı nedeniyle Brezilya, Rusya, Çin, emekli astronotlar, 51. Bölge’nin görevlileri ve ayrıca birçok hükümet uzaylıların varlığı konusunda resmi açıklamalar yaptılar.

Sürekli olarak UFO’yu araştıran kişiler tarafından bilinen uzaylılar, kesin olarak açıklanmasa da çoğu kişi onların varlığına inanıyordu.

Çin UFO Federasyonu başkanı ve saygın bir araştırmacı olarak bilinen Shi-Li Sun, kar amacı gütmeyen bir organizasyon düzenledi ve uzaylılarla ilgili çok tartışılacak bir açıklama yaptı.

Shi-Li Sun’ın yaptığı açıklamaya göre dünya dışı varlıkların dünyaya ziyaretleri çok öncelere dayanıyor.

Sun, yaptığı bir diğer açıklamada ise insanlığın ilerleyen teknolojilerinde uzaylıların da parmağı olduğunu açıkladı.

Sun’a göre içinde bulunduğumuz gezegen bilinmeyen bir zaman boyunca uzaylılar tarafından ziyaret edilmiş ve dünyanın en büyük teknolojilerinde, ayrıca toplumumuzun oluşmasında uzaylıların çok büyük katkısı olmuş.

Sun’ın yaptığı açıklamaların en önemli kısmı işe şu: “Onlarca yıldır yapılan çalışmalar, ben dâhil UFO’lar üzerine çalışan tüm akademisyenleri dünya dışı varlıkların gerçekliğine ikna etmiştir. Kısacası bizler UFO’ların, uzaylıların, kısacası dünya dışı varlıkların gerçekliğine inanıyoruz…”