40 günlük çocukla çadırda nasıl kalınır?

Bedia Betül Utlu (29) moda tasarımcısı, Mustafa Utlu (29) coğrafya dalında araştırma görevlisi. Mutlu ailesi bugüne kadar dört kıtada 25 ülke ve 67 şehir gezdi. Yurt dışı seyahatlerinin dışında en büyük tutkuları yurt içinde kamp yapmak. Cuma günleri iş çıkışından sonra kendilerini doğanın kucağına bırakıyorlar. Şimdi ise iki yaşındaki kızları Lina da onlara eşlik ediyor. Lina, henüz 40 günlükken kampla tanıştı. Yeri geldi 5 litre su bidonlarının içinde yıkandı, eksi 10 derece soğuklukta uyumak zorunda bile kaldı. Bedia Betül ile çocukla kampın zorluğu ve seyahat maceralarını konuştuk.

Fotoğraflar: Bedia Betül Utlu

Instagram sayfanızdan anladığım kadarıyla Türkiye’de sık sık kamp yapıyorsunuz. Doğaya olan bu tutku nasıl başladı?
- Bu durum eşimin coğrafyacı olması ve benim dağlara, akarsulara, sessizliğe olan aşkımdan kaynaklanıyor. Kampa gitmek bizim hayat felsefemiz.

Ülkemizde yüksek dağlık bölgelerde buzulların oluşturduğu göllerden tutun da çok güzel çam ve sedir ağaçlarının gölgesinde meydana gelen göllere kadar birçok görülmesi gereken yer var.

Bunlar bizi kampçı yapan ve doğayı sevmemize, ona saygı duymamıza iten güzelliklerden sadece birkaçı. Şimdi iki yaşındaki kızımız Lina da bize eşlik ediyor.

Lina daha çok küçük. Kamp için zorlanmıyor musunuz?
- Hiç zor değil. Seçtiğiniz konum çok önemli. Özellikle piknik alanlarını tercih etmiyoruz.

Çünkü kalabalık ve insanın fazla olduğu yerde her zaman çocuğunuza, “Ona dokunma, oraya gitme, yaklaşma düşersin!” gibi uyarılar fazla yapıldığında dinlemek istemiyor ve hırçınlaşıyor.

Onun gönlünce koşabileceği bir alan seçerseniz daha rahat edersiniz. Yeri geldi Lina’yi 5 litre su bidonlarının içinde yıkadık, hatta buz gibi sulara bir anda dalıp çıkardık. Hepsi çok keyifli olan faaliyetlerdi.

Çocukla nerelerde kamp attınız?
- İlk Bolu-Yedigöller’de attık. O zaman Lina 40 günlüktü. Daha gözleri bile tam açılmamıştı ve katı yiyecekler tüketemiyordu.

Arabada süt sağıyor, karnı acıktığında sütü sıcak suda ısıtarak besliyorduk.

Bir sonraki kampımız iki haftalık Ege ve Akdeniz seyahatimiz içerisinde yer aldı. Çok ıssız koyda ya da birçok güzel dağın eteğinde kamp attık.

Bu aktivitede Antalya, Muğla, Uşak, Aydın, Denizli ve Kütahya’da çok güzel kamp alanları keşfettik.

Bolu Aladağ Goleti’nde eksi 10 derecede doğayla baş başaydık. Bartın, Karabük, Edirne, Lüleburgaz, Çanakkale gibi birçok ilde kamp deneyimimiz oldu. Ama bazı yerleri kimsenin görmesini istemiyoruz.

Neden?
- Temizlik, saygı ve sevgi anlamında birçok eksiklik var. Bazı yerlerin sahillerimiz gibi mangallardan ve kömür kokularından ibaret olsun istemiyoruz.

Sizce yurt içinde çocuklu aileler için en uygun kamp yerleri nereler? Sakarya Poyrazlar Gölü sakin ve güzel bir yer. Özelikle birçok belde merkezine yakın.

Yuvacık Barajı’nda Aytepe Kamp Alanı’nı da tavsiye ederim. Yalova da trekking parkurları ve kamp yapılabilecek ender güzelliklere sahip.

Peki yurt dışında kaç ülke gezdiniz?
- Eşimle birlikte Asya, Avrupa, Afrika ve Amerika’da 25 ülke ve 67 şehir gezdik. Lina ile de 3 ülkeye ayak bastık. Yurt dışı konusunda henüz yolun başında sayılırız.

25 ülke içinde en unutamadığınız anlarınız neler?
Aslında çok var ama biz doğaya meraklı bir aile olarak en çok aktivite içeren anları unutamıyoruz. Örneğin Nepal’de 40 km uzunluğunda derin bir akarsu vadisinde yapmış olduğumuz rafting harikaydı.

Aynı zamanda bu tarz aktiviteleri yaparken dünyanın farklı bölgelerinden samimi dostluklar kuruyorsunuz. Tayland’da ise Phi Phi ve James Bond adaları yakınlarında ıssız denebilecek tamamen doğal olan deniz mağaralarında kano maceramız da unutulmazlardan... Bir de 2014’de Interrail turumuz hâlâ dün gibi aklımızda...

Interrail özellikle öğrenciler tarafından çok yapılıyor. Siz ne gibi deneyimler elde ettiniz biraz bahsedebilir misiniz?
- Uzun bir zaman diliminde neredeyse tüm Avrupa’yı gezmek gerçekten güzel. Öncelikle şu çok net, Interrail kısıtlı bütçeyle insanın neler yapabileceğinin kanıtıdır.

Bazı günler sadece marketlerden almış olduğumuz peynirler ve değişik türlerdeki zeytinlerle karnımız doyurduk.

Her ülkede ikişer gün kaldık. Konaklamalırımız tren garları önünde ya da Eyfel Kulesi’nin dibinde çimlerde oldu. Sabahlara kadar eğlendik. Yalnız her şey toz pembe değil tabii dikkat de etmek gerekiyor. Fransa’da gece tren garında uyurken Faslı göçmenlerin Çinli bir turisti gasp etmeleri bizi çok şaşırtmıştı. Olaya müdahale etmek istediğimiz an bıçaklarını bize doğrulttular. Fransa da bu tarz bir olayı yaşamak gerçekten bizi üzmüştü.

Seyahatlerinizde ortalama ne kadar harcıyorsunuz?
- Son dönemlerde dolar ve euro kurunun artmasıyla bu rakamlar daha da artmaya başladı.

Örneğin bir hafta sonu ya da beş günlük bir yurtdışı aktivitesinde uçak biletleri yeme-içme, araç kiralama her şey dahil 2000-2500 TL arasında değişiyor.

Interrail turunda Milano’da eşim ve benim için ödemiş olduğumuz pizza ücretinin 50 Euro olması şu ana dek ödemiş olduğumuz en yüksek yemek ücreti. Değdi mi? diye sorarsanız ülkemizde gerçek anlamda daha iyilerini de gördük.

Sıradaki rotanız neresi?
- Haziranda Slovakya, Macaristan ve Polonya’yı kapsayacak gezimiz olacak. Ağustos ayında uzun süreli Yunanistan’dan başlayarak karayolu ile Norveç fiyordlarına kadar gezeceğiz.

Bu bizim için hem zorlu hem de maceralı olacak. kendi arabamızla gideceğimiz için her yerde durup drone ile çekim yapacağız.

Ayrıca rota boyunca çadırda konaklayacağız. Yurt içindeyse Ağrı Dağı ve Trans Kaçkarlar tırmanış ve dağcılık faaliyetimiz olacak.

Utlu ailesi seyahatlerinde çektiği fotoğraflarını ‘@adventure_utlufamily’ Instagram adresinden paylaşıyor.