GeriSeyahat Doğu’nun Amsterdam’ı: Van
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Doğu’nun Amsterdam’ı: Van

Doğu’nun Amsterdam’ı: Van

Van; hem yemekleri hem coğrafyası hem de kültür mirasları ile son dönemde Doğu'nun yükselen yıldızlarından. Doğu ekspresi çok popüler olup yer kalmayınca alternatif olarak gözler Van gölü ekspresine çevrildi. Badem ağaçlarının çiçek açtığı zaman tüm şehri saran o  bahar coşkusu yok mu? İşte o bahar coşkusunu yaşamak için,  o pembenin bin bir tonu çiçek açan ağaçları görmek için Van'a kesinlikle Nisan ayında gitmelisiniz. Peki, Van’da neler mi yapmalı? İşte karşınızda Van gezi rehberi…

Van Gölü kenarında piknik yapın

Van Gölü ya da Vanlıların tabiriyle Van Denizi, Tatvan ilçesinde bulunan Nemrut volkanik dağının patlamasıyla oluşan kraterde biriken suların oluşturduğu  volkanik bir göl… Vanlıların deniz demesi çok normal çünkü Van gölü yaklaşık 3.713 kilometre kare yüz ölçümü ile Türkiye'nin en büyük gölü ve  göle ait de çok sayıda koy var. Gittiğinizde göreceksiniz hem gölün her noktada sonsuzluk manzarası sunması hem bu birbirinden güzel yazın suya girilebilen koylar gerçekten bir deniz havası yaratıyor. Her göl manzarasına eşlik eden Artos ve Erek dağları ise karlı tepeleri ile masalsı bir görüntü oluşturuyor.

Doğu’nun Amsterdam’ı: Van

Hepimizin uzun yıllardır bildiği ve nice esprilere konu olan Van Gölü canavarına yöre halkı cidden hala inanıyor. Zamanında söylentinin çıkış noktası bölgeye turist çekmek için olduğu düşünülse de günümüzde yöre halkı İranlı turist yoğunluğundan çok sıkılmış durumda. Özellikle Nevruz tatilini geçirmek için tüm İranlılar Van'ı tercih ediyorlar. İranlılar için Van bir nevi Avrupa'nın Amsterdam’ı gibi. Birçok noktada Farsça tabela ve afiş görürseniz şaşırmayın. Van gölü çevresi piknik yapmak için ideal. Belediye neredeyse tüm Van gölü çevresine piknik alanları kurmuş. Mangal ateşinde manzaraya karşı çay içmenin bedeli paha biçilemez. 

Van Adası Akdamar'da badem ağaçları arasında bahar coşkusu yaşayın

Van gölü içinde Akdamar, Çarpanak, Adır ve Kuş isimli 4 ada mevcut ama içlerinde en çok ziyaret edilen, en büyüğü ve en güzeli Akdamar Adası. Adanın tamamı badem ağaçları ile çevrilmiş durumda. Nisan ayında gelirseniz, pembe beyaz çiçek açmış badem ağaçları içinde adanın tarihi kilisesi inanılmaz görkemli görünüyor. Vaktiniz varsa çay bahçesi de bulunan ada da tüm gününüzü ağaçları arasında muhteşem manzaralar eşliğinde geçirebilirsiniz. Göl manzarası, karlı dağ manzarası, ağaçların arasında gezen tavşanlar, uçan kuşlar ve rengârenk badem ağaçları ile baharın gelişini kutlamak için en renkli adres kesinlikle bu ada. M.S. 915-921 seneleri arasında Orta Çağ Ermeni sanatını yansıtan kiliseyi de mutlaka ziyaret etmelisiniz. Adaya ulaşım Van’ın Gevaş ilçesinden doldukça kalkan düzenli tekne seferleri ile yapılıyor. Gidiş-dönüş 15 TL tekne ücreti yanında adanın girişinde 10 TL ücret alınıyor. Müze kartı olanlar adayı ücretsiz ziyaret edebilirler. Akdamar Adası’nın bir de hüzünlü bir hikâyesi var. Bu hikâyeyi dinlemeden adadan ayrılmayın.

Doğu’nun Amsterdam’ı: Van

Zamanında bu adada yaşayan Ermeni baş keşişin, çok güzel Tamar adında bir kızı varmış. Adanın yakınlarındaki köyde çobanlık yapan bir genç Tamar’a âşık olur. Genç çoban Tamar'la buluşmak için her gece adaya yüzerken, Tamar ise her gece, karanlıkta yerini belli etmek için onu bir fenerle beklermiş. Bunu duyan Tamar’ın babası, fırtınalı bir gecede elinde fenerle adanın kıyısına inmiş ve genci göldeki girdap alanına doğru yönlendirmiş. Böylece gencin girdabın içine çekilip boğulmasına sebep olmuş. Yüzmekten gücünü yitirip, yorulan genç çoban boğulmadan önce son nefesiyle "Ah Tamar!" diye haykırır. Bunu duyan kız da hemen ardından kendini gölün sularına bırakır. O günden sonra ada Ah Tamar ismi ile anılmaya başlanır. Zamanla ise halk arasında Ah Tamar Adası Akdamar diye söylenmeye başlanmış.

Doğu’nun Amsterdam’ı: Van

Van Kalesi’nden şehir manzarası izleyin

Van Kalesi, Urartu Krallığı tarafından kütle halindeki taştan sarp bir kayalık üzerine inşa edilmiş ve Urartu başkenti Tuşpa’yı kuş bakışı görüyormuş. Şimdi de Van şehrini tepeden seyredebileceğiniz Van Gölü’nün kıyısındaki şehrin en özel ve simgesel yapısı bu kale. Van Kalesi’nin bulunduğu alanda Urartu Krallığı’ndan kalma tarihi yapılar için kazı çalışmaları devam ediyor. Kale çok geniş bir alanda bulunduğundan kaleye çıkabileceğiniz 2 nokta bulunuyor. Van eski evlerinin oradan giriş yaparsanız 5 TL ödeyerek yaklaşık 20 dakikada kalenin tepesine çıkıp muhteşem manzara ile karşılaşabilirsiniz. Diğer noktadan ise çıkış ise maalesef 1 saati geçiyormuş.

Doğu’nun Amsterdam’ı: Van

Van Kedisi’ni besleyin, sevin

Van Kedisi, hepimizin bildiği gibi tek gözü mavi diğer gözü kehribar yeşil olan nadide, diğer kedi türlerinin aksine suyu seven ve dünya üzerinde melezleşmeyen, saflığını koruyabilmiş canlıların başında geliyor. Van’a kadar gitmişken Van Kedisi görüp sevebileceğiniz 2 nokta var. Biri kalenin çok yakınında Van kedi evi… Burada kedileri camekândan sevebiliyorsunuz. Diğeri ise Yüzüncüyıl Üniversitesi’nde yer alan kedi evi. Buradaki kedi evi hem çok büyük hem de içerisine girip kedilere dokunup onlara mama verebiliyorsunuz.

Doğu’nun Amsterdam’ı: Van

Van Gölü'ne karşı Van kahvaltısı yapın

Van'a gelince Türkiye'nin en meşhur kahvaltısını yemeden dönmek olmaz. Van Gölü kıyısında birbirinden güzel kahvaltıcılar var ama en meşhurları Edremit'te bulunan Şütçü Fevzi ve Sütçü Kahvaltı; şehir merkezinde ise Gel Gör. Van kahvaltısının en büyük özelliği çok fazla çeşit ürün sunulması... Başka yerde bulamayacağınız Van kahvaltısında denemeniz gereken en özel lezzetler ise Van katmeri, otlu peynir, kuru cacık, manda kaymağı, kavut, murtuğa. 

Doğu’nun Amsterdam’ı: Van

Van balığı İnci Kefali’nin inanılmaz yaşam hikâyesini dinleyin, tadına bakın

Uçan Balık İnci Kefali, Van Denizi'nin tuzlu-sodalı sularında yaşayabilen tek canlı türüdür ve dünyada sadece bu kapalı havzada bulunmaktadır. Uçan balık lakabını alan inci kefalinin en önemli özelliği, Van gölünde nisan mayıs aylarında göç dönemi akıntıya karşı yüzüp 20 santime kadar zıplayarak kayaları aşmalarıdır. İnci kefali balığı ilkbaharda Van Denizi’nden tutularak tuza yatırılır böylece her mevsimde yenebilecek bir özellik kazanır. Van’a ne zaman giderseniz Van Gölü kenarındaki balıkçılarda bu balığın hikâyesini dinleyip tadına bakabilirsiniz.

Doğu’nun Amsterdam’ı: Van

Van Şelalesi Muradiye’de kamp yapın

Van iline 80 kilometre uzaklıkta Muradiye ilçesinde yer alan Muradiye Şelalesi, bend-i mahi çayının üzerinde yer alır. 50 metre yüksekliği ile bir şelaleye göre düşük kalsa da bend-i mahi çayının kuvvetli akış gücünden dolayı görkemli bir manzara sunar. Özellikle bahar ve yaz aylarında sizi rengârenk çiçeklerle karşılayan şelalelin altına indiğinizde ise suyun sesi doğal bir beste ve müthiş bir serinlik verir. Tam da bu sebeplerle Muradiye Şelalesi kamp yapmak doğa ile bütünleşmek için mükemmel bir rota.

Doğu’nun Amsterdam’ı: Van

Fotoğraflar: Ebru Aykut ÖZTÜRK, www.vankulturturizm.gov.tr

False