GeriSeyahat Sakarya’nın beş kelebek cenneti
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Sakarya’nın beş kelebek cenneti

Sakarya’nın beş kelebek cenneti

Kelebek çeşitliliği açısından Avrupa’nın en zengin ülkesi Türkiye. Sakarya ise özel bir öneme sahip. Mayısta bir hafta sonunuzu Sakarya’ya ayırın, hem Acarlar Longozu, Sülüklü Göl gibi nadide doğa parçalarını, kelebeklerini hem de Geyve, Taraklı gibi özgün dokusunu koruyan yerleşimleri keşfedin.

Sakarya, çoğumuz için TEM‘de bir aracın içinde Ankara’ya doğru süratle yol alırken, zirveleri bulutlu dağlarına, cenneti andıran yemyeşil doğasına baka baka geçtiğimiz, gezmeyi, görmeyi, keşfetmeyi çoğu zaman ertelediğimiz bir yurt parçasıdır...
“Çünkü orası yakındır ve nasıl olsa her zaman gidebiliriz.”
Zaman ayırın Sakarya’ya... İnanın değer buna... Denizi, gölleri, nehirleri, yaylaları, şelaleleri, birbirinden güzel, farklı kültürleri barındıran şirin köyleri, dağların yamaçlarında, ormanların içinde veya şelalelerin yanı başında konuklarını ağırlamayı arzulayan onlarca tesisiyle sizleri bekler. Farklı kültürleri ve dilleriyle sarmaş dolaş olmuş, şenlikler ve festivaller şehridir Sakarya.
Dağlarında boz ayıların, kurtların gezdiği, küçücük göllerinde göçmen kuşların su içtiği, nehirlerinde hâlâ alabalıkların yaşadığı, yaylalarında renk renk kelebeklerin uçuştuğu bir cennettir Sakarya.
Tarih boyunca buraya göçen her kavim, kültürünü de getirmiş yanında. Yemekleri, gelenekleri, dansları ve dilleri karışmış harmanlanmış.

FOTOĞRAFÇILAR İÇİN VAZGEÇİLMEZ

Ve bir fotoğraf cennetidir fotoğrafçılar için... Bitmek tükenmek bilmeyen doğal güzellikleriyle, çiçekleriyle, böcekleriyle orman ve yaylalarıyla farklı kültürlerin sunduğu insan portreleri ile kucak açmıştır bütün fotoğrafçılara.
Sakarya’nın tüm bu güzelliklerinin içinde beni en çok etkileyen şey kelebekleri... 30 yılı aşan fotoğraf yaşamımda ilk kez kelebeklerle Sakarya’da tanıştım, 10 yıl kadar önce...
Doğanın süsleridir onlar, renk renk çiçekleri kıskandıran.
Her yerdedir onlar. Bazen bir dağ başında özgürce kanat çırparken, bazen yemyeşil yaylalarda çılgınca uçarken veya bir su kenarında yorgunluğunu giderirken rastlarız onlara. Ama en güzeli, konabilecekleri onca yer varken omzuma hatta avucuma konarken...

KELEBEKLER HER YERDE

Onlarca çeşit kelebek kanat çarpar Sakarya’nın Davlunbaz, Karagöl, Kuzu, Çiğdem, Acelle gibi yaylalarında, Keremali Dağı’nın ormanlarında, Sapanca, Poyrazlar, Karagöl, Akgöl, Taşkısığı gibi göllerinde dört mevsim... Evet, dört mevsim dedim, çünkü şubat ayında bile hâlâ büyük bir telaşla birbirlerini kovalayan Vanessa Atalanta’lar, Çokgözlüler, uçuşuyordu bu yıl.
Fotoğrafçılığın en güzel uğraşlarından birisidir, doğada kelebek peşinde koşmak, onlarla dost olmak... Aynı zamanda bir spor gibidir kelebek fotoğrafçılığı. Koşarsınız, tırmanırsınız, yatar, sürünürsünüz, kulaklarınız ve gözlerinizle tam bir konsantrasyon gerekir, bir meditasyon gibidir. Doğada tek başınasınızdır. Kelebekler ve fotoğraf makinenizle siz...
Siz de onlar kadar özgür hissedersiniz kendinizi, peşlerinde dolaşırken.

ÖZGÜRCE KANAT ÇIRPANLAR

Ne dikenler durdurabilir kelebekleri ne çitler ne de tel örgüler... Çoğu zaman bakakalırsınız arkalarından, bir uçurumdan süzülürlerken karşı yamaca... Bir hüzün kaplar içinizi onlar özgürce kanat çırparken, siz bir insan olduğunuzu hatırlarsınız, tam onların yaşamına girmişken...
Bu dostluk çoğu zaman bir makro objektifin beş on santim ötesinde sizinle göz göze gelmesiyle başlar. O uçmaktan, siz kovalamaktan yorgun düştüğünüz bir anda hemen yanı başınızda verdiği bir mola sürecinde de devam eder.
Bu dostlukta randevular genellikle, ya sabah erken saatlere verilir ya da akşamüstü gün batımına doğru. Ancak güneşin en tepede olduğu bir zaman da karşılaşabilirsiniz Acarlar Longozu’nda veya Davlumbaz Yaylası’nda. Artık maharetinize kalmıştır o anı ölümsüzleştirmek...
439 kilometrelik doğa ve kültür yolunu izleyerek, dağların, göllerin, tarihin, güzel yolların tadını çıkararak Sakarya’yı keşfedebilir, gün boyu keyfini çıkarırsınız. Baharda-kışta başka, yaz tatilinde başka güzel bir rotayı izleyerek, ister güneyden başlayın ister kuzeyden, dilerseniz Sakarya, sizlere doğa ve tarihten başka, tertemiz bir hava, ilginç yollar, lezzetli yemekler ve birbirinden güzel binbir çeşit kelebekler vaat ediyor.
Ve gün batıp akşam olunca, onca güzelliği arkanızda bırakıp dönerken evinize, Sakarya’ya haksızlık yaptığınız duygusunu yaşarsınız içinizden, “neden şimdiye kadar hiç gelmediğiniz ve daha uzun süre kalamadığınız için...”

Kelebek gözlemi yapabileceğiniz beş yer

1. SÜLÜKLÜ GÖL, DAVLUMBAZ YAYLASI (AKYAZI)
Sülüklügöl ve çevresi doğaseverlerin çok hoşlanacağı bir doğa parçasıdır. Kuzeydoğu yönünde sık karaçamlar arasında yürürken karşımıza 2 küçük göl daha çıkacaktır. Yol üzerinde meşe, kayın, köknar ağaçları vardır. Göl kenarında kamp yapmak isteyenlerin Milli Parklar Müdürlüğü’nden izin almaları gerektiğini hatırlatalım. Yakındaki Davlumbaz Yaylası’nda ve kıyıdan güzel göl fotoğrafları çekebileceğiniz gibi kelebekleri de gözleyebilirsiniz.

2. KARAGÖL YAYLASI (GEYVE-TARAKLI)
Taraklı’da Osmanlı döneminden kalma ve restorasyon çalışmaları devam eden evlerin, sokakların aralarında dolaşırken kelebeklere rastlarsanız hiç şaşırmayın. Yemyeşil Karagöl Yaylası’na gitmeden önce Taraklı Kültürevi’ni ve Fenerli Evi görmeyi, Taraklı evlerinin maketleri, gürgen ve şimşirden yapılmış tarak ve kaşıklarını almayı da ihmal etmeyin. Karagöl Yaylası Taraklı’nın 21 km kuzeydoğusunda Samanlı Dağları’nın uzantısı olan dağlar üzerinde yer alır. Deniz seviyesinden yüksekliği 1200 metredir. Etrafı tamamen çam, kayın, köknar ve meşe ağaçları ile kaplı olan Karagöl Yaylası, 567 hektar genişliğindeki alanıyla, bol oksijenli havası ve soğuk içme sularıyla doğal bir tedavi merkezidir.

3. SAPANCA GÖLÜ
Sapanca Gölü, Yanık dere, Kırkpınar, Soğucak Şelalesi, hafta sonları doğanın güzelliklerini ve heyecanını doya doya yaşamak isteyenler için vazgeçilmez seçeneklerdir. Gezinizin sonunda çay sevenler için Sapanca Gölü kıyısında kaynak suyuyla semaverde yapılan çay ile alabalık lokantalarında kiremitte kaşarlı, domatesli ve mantarlı alabalığı tavsiye ederim. Gözünüzü doyurmak için de gölün ıssız kıyılarında, ormanlarında ağaçtan ağaca dolanan kelebekler sizlere yardımcı olacaktır. Ayrıca evinize birbirinden güzel sepetler ve bahçenizde size buraları hatırlatacak fidan ve çiçeklerden de alabilirsiniz.

4. ACARLAR LONGOZU (KARASU)
“Yeryüzündeki cennet burası dedirtecek” kadar güzel Acarlar Longozu keşfedilmeyi bekliyor. Acarlar Longozu deniz, göl, kumul ve orman eko sistemlerini bir arada barındıran dünyanın nadir tabiat köşelerinden biridir. Dünyada beş, Türkiye’de iki longozdan biri olan ve yaklaşık 10 km. uzunluğunda bulunan Acarlar Longozu’nda, 150’den fazla ağaç türü yaşıyor. Dolayısıyla da bir kelebek cenneti. Acarlar, birinci derece Doğal Sit Alanı yaban hayatı geliştirme sahası olarak koruma altına alınmış. Kuşların göç yolunda olan Acarlar Longozu’nda 235 kuş türü ve Su Menekşesi, Göl Lalesi gibi ender bitki türleri de yaşıyor.

5. POYRAZLAR GÖLÜ
Fazla zamanınız mı yok... O zaman size bir başka seçenek... Karasu karayolu üzerinde merkeze 5 km uzaklığındaki Poyrazlar Gölü... Sakarya Nehri’nin eski yatağında oluşan bu gölün diğer adı da Teke Gölü’dür. Doğal güzellikleri ve başta sazan olmak üzere gölden çıkan tatlı su balıklarıyla da ünlüdür. Göl bisikleti ve ATV motorlarıyla yapılan aktiviteler ilginizi çekebilir. Tabii göl kenarında dolanan kelebekleri de... Merkeze yakın bir başka köşe de deprem sonrası yavaş yavaş kentleşmeye başlayan Camili, Korucuk ve Kayrancık... Şehre 10 km kadar uzaklıktaki deprem konutlarından sonra köylere doğru yol alın. Bir anda kendinizi ıssız bir doğanın ortasında bulunca da hiç şaşırmayın. Burada hem ormanın kıyısında piknik yapabilir hem de birbirinden güzel kelebekleri fotoğraflayabilirsiniz.

İlk kelebek rehberimizi ekonomi profesörü yazdı

Türkiye’de 400 civarında kelebek türü gözlemlenebiliyor. 50’si sadece Anadolu coğrafyasına özgü türler. Oysa İngiltere’de sadece 60 tür, Portekiz’den Rusya’ya tüm Avrupa’da toplam 500 tür kelebek yaşıyor. Yani Türkiye gerçek bir kelebek zengini. Buna karşın tarım ilaçları, çevre kirliliği ve iklim değişimi türleri tehdit ediyor. Kelebekler değişime en hassas canlılar, kuşlardan daha hızlı yok oluyorlar. 
Doğada rastladığınız kelebeklerin ismini, yaşamöyküsünü merak ederseniz bu konuda size yardımcı olabilecek üç Türkçe kaynak var: Amatör gözlemcilerin internette oluşturduğu Türkiye’nin Anonim Kelebekleri (www.trakel.org), Kelebek Türk (www.kelebek-turk.com) web siteleri ve Ahmet Baytaş’ın NTV Yayınları’nca yayımlanan “Türkiye’nin Kelebekleri” adlı rehber kitabı.

Kırlara çıkarken cebinizde, çantanızda taşıyabileceğiniz boyuttaki ilk kelebek rehberinin yazarı bir ekonomi profesörü. 30 yıldır ABD’de yaşıyor. Borsalar üzerine uzman. New Jersey Montclair Üniversitesi’nde ders veriyor. Ahmet Baytaş’ın doğa tutkusu kuş gözlemiyle başlamış, 1999 yazında Artvin’de, doğduğu Yaylalar Köyü’nü gezerken karşılaştığı tür zenginliği üzerine kelebeklere yönelmiş. Yedi yıl boyunca tatillerinde Türkiye’ye gelip, 250 tür kelebeği fotoğraflayan Baytaş, 37 kelebekseverin desteğiyle eksik fotoğraflarını tamamlayıp İngilizce - Türkçe “Türkiye’nin Kelebekleri”ni yazdı. Baytaş, kelebekleri seven kişilerin bu canlıları asla öldürmeyeceğini söylüyor: “Kelebek koleksiyonculuğu adına canlıları öldürmek, kurutup panolara asmak korkunç bir davranış. Bunları satın alıp evde süs yapmak da. Bugüne kadar elime kepçe almadım, hiçbir kelebeğe dokunmadım!” / Serhan Yedig

False