GeriSeyahat Fransa’da bir ortaçağ kasabası: Provins
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Fransa’da bir ortaçağ kasabası: Provins

Fransa’da bir ortaçağ kasabası: Provins

Paris’in başkentliğini ettiği Ile de France Bölgesi’nin doğusunda, başkente 80 km uzaklıkta Provins. Bir tepenin üzerine kurulu coğrafyasıyla, o tepeye hakim kulesi, kiliseleri ve ahşap kagir evleriyle ortaçağdaki görüntüsünden neredeyse hiçbir şey kaybetmemiş. Geçmişin büyük ticaret fuarlarına ev sahipliği etmiş bu masal şehirde yılın dokuz ayında ortaçağ gösterileri düzenleniyor.

800’lü yıllarda yaşamış büyük Fransız Kralı Şarlman’ın gözdesi, Paris kontlarının ve dinadamlarının uğrak yeri, 1000’li yıllarda Avrupa ticaret yollarının kesiştiği konumuyla Şampanya Kontluğu’nun incisidir Provins. 12.-13. yüzyılda Şampanya Bölgesi’nde düzenlenen fuarların bugün tek tanığı olarak anılan ticaret şehridir. O gün için geniş sayılan sokaklarıyla konvoyların geçişine ve pazar tezgahlarının kuruluşuna müsait olduğundan, ortaçağda çok sayıda tüccarı bir arada karşılayabilecek az sayıdaki şehirden biridir. Şehrin yanı başındaki su kaynaklarıysa kasaplıktan kağıtçılığa birçok mesleğin gelişmesine izin verir. Şehir ticari açıdan öylesine güçlüdür ki, bütün Ortaçağ Avrupası’nda geçen kendi parasını bile basar. Ne zaman ki, Şampanya Ticaret Fuarı Flaman ve Ren Vadisi Fuarları’yla rekabete girer, o zaman ekonomik cazibesini yitirmeye başlar Provins. 2001 yılından beri UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde yer alan şehir, 11.-13. yüzyıl arası ortaçağ askeri, sivil ve dini mimarisinin en güzel örneklerini barındırıyor içinde. Victor Hugo’dan Honore de Balzac’a, Marcel Proust’tan Umberto Eco’ya birçok büyük yazarın Provins’den esinlenmesi, eserlerinde bu şehirden söz etmeleri boşa değil yani.

Dillere destan Şampanya Bölgesi Fuarları

Şampanya Bölgesi’ni yöneten kontlar daha 1000 yılında, uzun mesafeli ticaretin önemini anlamış, bölgedeki şehirlerin coğrafi konumunu kullanmayı bilmişlerdi. Doğu Avrupa’ya uzanan yol üzerindeki konumuyla Kuzey Denizi ve Akdeniz limanları arasında geçiş noktası olan Provins, Kuzey ve Doğu Avrupa’ya yönelik Flaman ticareti ile Bizans, Afrika ve Doğu ülkelerine yönelik İtalyan ticaretinin tam arasındadır. Yılda iki kez düzenlenen ticaret fuarlarıyla 12.-13. yüzyılların yıldız şehri olur Provins. Halka yönelik pazar yerleri olmaktan çok uzak bu büyük fuarlarda, tüccarların toptan alıp sattıkları mallar arasında neler yoktur ki: Yün, nevresim, şarap, kürk, kuyum vs. Bunca malın ve tüccarın geldiği konvoyların güvenlikten uzak ve zor yollarda, haftalar süren seyahatlerindeki korunmasını ise Şampanya kontları üstlenir. Amaçları, tüccarlarla ilişkilerini iyi tutup fuarları mümkün olduğunca zenginleştirmektir. Bu fuarlar aynı zamanda müzik ve cambazlık gösterileriyle renklenen şenlikleri getirir beraberinde. Dünyanın her yerinden gelen tüccarlar bu şenliklerle fuarın yorgunluğunu atarlar. Avrupa ticaret yollarının Alp Dağları’nda açılan geçişle gelişmesi ve Cebelitarık Boğazı’nın çok sık kullanılmaya başlanmasıyla Şampanya fuarlarına ilgi 14. yüzyıl boyunca azalmaya başlar. Din savaşları, salgın hastalıklar vs de büyük darbe vurur fuarlara... Provins de bu darbeden alır nasibini. Bununlarla birlikte neredeyse hiç değişmeyen mimarisiyle, o parlak günlere tanık olmuş tek şehir olmasıyla yerli yabancı turistlerin gözdesidir.
İşte bugün Provins, Ortaçağ’daki o şıkırtılı konumunu, ziyaretçisine o günleri neredeyse yeniden yaşattığı çok sayıdaki şenlik ve gösteriyle anıyor. Provins Turizm Ofisi’nin çeşitli dillerde hazırlamış olduğu broşürlerinden detaylı bilgi alabileceğiniz bu gösteriler 4 Kasım’a kadar sürüyor.

/images/100/0x0/55eae1c8f018fbb8f89cb7a3

Yılanla beslenen Afrika kuşunu görün Avrupa’da

türünün tek örneği, şahinli, atlı bu gösteriyle yemyeşil bir ortamda, av kuşları ile atların, kurtların ve develerin keşfine çıkıyorsunuz. Gösteride kullanılan kartallar, şahinler, baykuşlar, akbabalar ortaçağda derebeylerinin favori eğlencesi av kuşları yetiştiriciliğinin dünyasına götürüyorlar seyircilerini. Çocuklar kadar büyüklerin de sevdiği bu gösteriye sıradışı bir yenilik eklendi bu sene: Provins kuş çiftliğinde doğan ve yılanla beslenen bir Afrika kuşu! UNESCO’nun Kültürel Miras listesine aldığı “yırtıcı kuşlar sanatı”nın görkemli bir örneğini göreceğiniz gösterinin sonunda kuş çiftliğini de gezebileceksiniz. Mart ayında başlayan gösteri bu yıl 4 Kasım’a kadar sürüyor. 45 dakikalık gösteri hafta içi her gün 14:30, hafta sonları ve Fransa’nın resmi tatil günlerinde ise 14:30 ve 15:30’da. Fiyatı yetişkinler için 11, 5-12 yaş arası çocuk 7,50 Euro.

Gösterilerle renklenen lokanta

27 Kasım’a kadar her cumartesi akşamı 20:00’dan itibaren açık lokanta La Taverne des Oubliees (Unutulmuşlar Lokantası) bir ortaçağ ziyafeti sunuyor ziyaretçisine. Ortaçağın kalbine yapacağınız bu gastronomik yolculuk, dönemin soytarılarıyla daha da renkleniyor. 12. yüzyıldan kalma bir yapı içinde yer alan lokantada bölgenin en iyi ozanları, ortaçağ aşıkları, akrobatlar ve dansçılar yemek aralarını şenlendiriyor. Ortaçağ mutfak sanatının artık unutulmuş sebzelerle ve tatlılarla canlandırılmaya çalışıldığı lokantada ortama uymak isteyenler, 5 Euro’ya ortaçağ kostümleri de kiralayabiliyorlar. 3 saat süren gösterili yemek yetişkinler için 35, 12 yaşından küçükler için 20 Euro. Adres: 14, Rue Saint-Thibault – 77160 Provins

Şövalyelerin efsanesini öğrenin

Bu atlı fantastik ortaçağ gösterisi, şehrin görkemli kulelerinin birinin ayağında sahneleniyor. At binme sanatının şehrin surlarının büyüsüyle karıştığı, şövalyeler ve güzel prensesler döneminden kalma bu tarihi gösteri, Provins’in unutulmaz bir efsanesini anlatıyor: Şampanya Kontu ve Navarre Kralı 4. Thibaud Haçlı seferlerinden döner. Dönüşünde görkemli atlı gösteriler, geçit törenleri, cambaz gösterileri yapılır. Ancak kötülüğün güçleri de boş durmaz: Thibaud Provins şehrini korumak için, korkunç Torvark ile mücadeleye girmek zorunda kalır. Üstelik Torvark boş gelmemiştir: Kurtları, savaşçıları ve dehşet verici savaş makineleri yanındadır. At nalı seslerinin dublörlerin çığlıklarına karıştığı, etkileyici bir ortaçağ gösterisi! 45 dakika süren bu gösteri 30 eylüle kadar her gün 14:30, hafta sonları 15:30’da. 1 Ekim-4 Kasım arası ise sadece hafta sonları ve resmi tatil günlerinde gerçekleştiriliyor, saati ise 15:30. Fiyatı yetişkinler için 11, 5-12 yaş arası çocuklar için 7,5 Euro.

Gezilecek diğer yerler

Provins surları: Yapımına 11. yüzılda başlanan ve şehir büyüdükçe 13. yüzyıla kadar genişletilen surlar, şehre ve çevresindeki kırlık alana hakim bir noktada. Provins’e gül getirmesiyle de ünlü Şampanya Kontu 4. Thibaut’nun şehir sakinlerini ve Şampanya Fuarlarına gelen çok sayıdaki tüccarı korumak amacıyla bu surları genişlettiği biliniyor. Öyle ki surların uzunluğu bir ara 5 km’ye ulaşmış. Bugünse surlardan geriye 1200 metrelik bir bölüm kalmış. Peki ortadan kaybolan bölümün taşları nereye mi gitmiş? Tabii ki şehirdeki yeni inşaatların yapımına! Bu arada surlara çıkış ücretsiz.
Cesar Kulesi: Şampanya Kontlarının Ortaçağ’daki güçlerinin sembolü bu kulenin Cesar diye anılmasının nedeni, Roma döneminden kalma bir efsane: Buna göre, kuleyi yaptıran ünlü Roma kralı Jules Cesar’dır. Halbuki kulenin 12. yüzyılda yapıldığı biliniyor. Askeri mimariye çok güzel bir örnek olarak gösterilen bu gözetleme kulesi aynı zamanda hapishane olarak kullanılmış. Bugün içinde Saint-Quiriace Kilisesi’nin çanları korunuyor. Kulenin içinde gardiyanların salonu ile eski usul tuvaletli, şömineli çok lüks bir oda görülebiliyor. Tepesinde panoramik bir manzaranın saklı olduğu kulenin içindeki projeksiyonsa 5 dakikalık görüntülerle ziyaretçisini 800 yıl öncesine taşıyor. Cesar Kulesi 31 Aralık’a kadar her gün 14:00-17:00 arası açık. Fiyatı yetişkinler için 4,30, çocuk için  2,80 Euro.

Gülleri de geçmişten geliyor

Provins’in ziyaretçilerine övünçle sunduğu bir başka şeyse, gülleri. Şampanya Kontu 4. Thibaud’nun 1240’ta Haçlı Seferleri sırasında Doğu’dan getirdiği gül, şehrin sembolüne dönüşüvermiş. Tıp alanında da kullanılan, losyonuyla cilde, şurubuyla sindirime, pastiliyle boğaz ağrısına iyi gelen gül kont için öylesine önemliymiş ki, Kudüs’ten gül yetiştiricisi getirdiği de söyleniyor. Damas Sultanı’nın saraylarındaki gül bahçelerinden gözlerinin kamaştığı, bir benzerini kendi topraklarında da oluşturmaya çalıştığı anlatılıyor. Provins şehrinin gülleri zaman içinde öylesine ünleniyor ki, krallara kraliçelere sunuluyor. Kanuni ile mektuplaşmasıyla ünlü kral 1. François, kraliçe Katerina de Medici, Paris’teki şehircilik çalışmalarıyla ünlü Kral 4. Henri Provins güllerinin kurutulmuş taç yapraklarıyla doldurulmuş yastıklar üzerinde uyuyorlar mesela. Bugün hâlâ süren gül merakı Provins’in ürettiği güllü şekerlemelerden de anlaşılıyor. Provins Turizm Ofisi şehirde üretilen güllü ürünleri de sunuyor ziyaretçilere.
Provins’deki gül kültürünün en büyük kanıtıysa gül bahçesi muhakkak. 31 Aralık gününe kadar açık 3,5 hektarlık gül bahçesi, 300 çeşit gülle bir göz ziyafeti adeta. Damas gülü, yüz yapraklı gül (Centifolias), Provins gülü görecekleriniz arasında.

False