GeriSeyahat Türk kültür mirası bu kentte saklı
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Türk kültür mirası bu kentte saklı

Türk kültür mirası bu kentte saklı

Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki en güzel şehirlerden biri Kaşgar. Türk bilginlerine ait türbeler, camiler ve eski Kaşgar Mahallesi görülmeye değer. Gezgin Eser Saka, kentin kültürel ve doğal dokusuna hayran kaldı, izlenimlerini Hürriyet Seyahat okurları için yazdı.

Kaşgar, Orta Asya’nın tam ortasında, Doğu’nun gizemli ve hüzünlü kentlerinden. Protestolar, çatışmalarla dünya gündemine düşen Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi’yle aynı sınırlar içinde. Çin’in batısındaki Tanrı Dağları’nın eteklerinde, Kaşgar Suyu kıyısında kurulmuş. Bu kent insanı tarihi bir dokuyla sarmalıyor. Çünkü topraklarında Kaşgarlı Mahmut, Yusuf Has Hacip ve daha nice bilgin, sanatçı yaşamış.
Kaşgarlı Mahmut’un türbesi, kent merkezine 45 kilometre uzaktaki Opal Kasabası’nda. 2008’de UNESCO tarafından “Kaşgarlı Mahmut Yılı” ilan edilmiş, ünlü Türk dil bilgini tüm dünyada çeşitli etkinliklerle anılmıştı. Eğer türbeye giderken Uygurların yoğun olarak yaşadıkları mahalleleri görmek isterseniz, eski yolu takip etmelisiniz. Tek katlı eski evlerin arasından yol alırken, sık sık at arabalarına, motosikletlere rastlıyorsunuz. Halk çoğunlukla ulaşımda, taşımacılıkta bu araçları kullanıyor. Arabaların üzerindeki tombul yanaklı Uygur çocukları içinizi ısıtıyor.
Opal Kasabası’na vardığınızda, türbenin yerini sormaya gerek kalmadan tabelalar sizi İslam mimarisinin özelliğini yansıtan kısa minareler ve bembeyaz oymalı işçilikle süslenmiş dış cephesiyle Kaşgarlı Mahmut’un türbesinin bulunduğu mekana ulaştırıyor.
Kaşgarlı Mahmut’un türbesi üç bölümden oluşuyor: Birinci bölüm, ünlü dil bilgininin eserinin bulunduğu, en eski nüshalarının teşhir edildiği kısım. Bu odanın yanındaki bölümde türbe bulunuyor. Üçüncü bölüm ise ziyaretçilerin namaz kılması için ayrılan namazgah bölümü. Türbenin arka kısımlarında eski mezarlıklar göze çarpıyor. Bu mezarlıklar mimari açından oldukça ilginç. Mezarlar, toprak yüzeyinden yükselen bir sanduka biçimde yapılmış. Benim yaptığım gibi mezarlıklara inerseniz, bölgede devamlı esen rüzgar, çevredeki toprakları havalandırıp üzerinize serpiştiriyor.
Kaşgar’a giderseniz Kaşgarlı Mahmut’la aynı yıllarda yaşayan Yusuf Has Hacib’in kent merkezine 15 kilometre uzaklıktaki türbesini ziyaret etmeden dönmemelisiniz. Türbe mavi çini işçiliğiyle bezenen görkemli yapısıyla dikkat çekiyor. Yusuf Has Hacib’in beyitlerinden örnekler türbenin iç mekanının duvarlarını süslüyor.

TÜRBELER ZİYARETÇİ AKININA UĞRUYOR

Kaşgar kentinin her bir yanı mimari şahaserlere dolu. Bunlardan birisi de kent meydanındaki, Iydgâh Camisi. Yapı, Saqsiz Mirza tarafından küçük bir cami olarak 1442 yılında yapılmış ve 1787 yılında Zulpiya adlı bir hanım tüm servetini bu caminin genişletilmesine harcamış. Yapı, 1962’de korumaya alınmış. Ana gövdesine yerleştirilen çatı dikkat çekiyor. Bayramlarda bu çatı üzerinde özgün çalgı aletleriyle konser veriliyor.
Kaşgar’ın Hazret Yolu’nda bulunan, Abak Hoca Türbesi de eşsiz bir yapı. 1640 yılında yapılan türbenin dışında ve iç mekanında yer alan neredeyse 400 yıllık renkli çiniler dikkat çekici. Türbenin içinde 72 tane, irili ufaklı, üzerleri renkli örtülerle kapanmış, 5 kuşağa ait türbeler var. Örtülen örtünün rengine göre kaçıncı kuşağa ait türbe olduğu anlaşılıyor. Yeşiller birinci kuşak kişiler, kırmızı örtülüler ikinci kuşak olanlar. Boyutları küçük olanlar ise çocuk türbeleri. Büyük ve üzeri çiçekli yeşil olan Türbe “Abak Hoca”nın türbesi. Onun dışında; Fazıl Hoca, Yahya Hoca, Hasan Hoca, Dilşat hanım türbeleri var. Abak Hoca Türbe mekanı içinde bulunan, 1873 yılında yapılmış, rengarenk boyanmış masif ağaçtan oymalı sütunların 100 metre boyunca yan yana sıralandığı girişiyle dikkat çeken Juma Camii de genellikle kurban bayramında ziyaretçi akınına uğruyor. Türbe alanı, 1988’de devlet tarafından korunmaya alınmış.

ESKİ KAŞGAR MAHALLESİ’Nİ GÖRÜN

Kaşgar’ın tarihi kokusunu duyumsamak için muhakkak görmeniz gereken yerlerden biri de “Eski Kaşgar Mahallesi.” Türklerin kültür mirası olan bu mahalledeki yapılar, eski Anadolu evlerine benziyor. Daracık sokaklar üzerindeki, ateş rengi doğal tuğlalarla örülmüş evler, birbiri sıra bitişik olarak devam ediyor ve büyük, oymalı kapılarıyla tarihi Türk kapılarının en güzel örneklerini veriyor. Evlerin bir başka özelliği ise daracık sokaklarda karşılıklı gelen evlerin üst kısımlarından birbirlerine köprü gibi geçişlere sahip olması.
İlk Budist sanatçılar tarafından freskleri çizilen “Üç Budist Tapınağı” Kaşgar’ın kuzeyinde Qiakmakh Nehri kıyısında bulunuyor. Tapınağın freskleri zamanın tahribatına karşı koyamamış olsalar da, neyse ki tapınaklar tarihin içinde yok olmamışlar.

False