Seviyeli ilişkimiz devam edecek

Pazar günleri ‘dinamik ekonomi’ yazıları yazmaya başladım. Bazıları pazarlamayı, reklamı, popüler hale getirmekle suçladı.

Dediler ki ‘İletişim uzmanı, profesörü, dekanısın.. Bu konuların içine mizah katman hoş değil..’

Aradan neredeyse 5 yıl geçti.. O gün yazılarıma karşı çıkanlar, şimdilerde bir akımın öncüsü olduğumu söyleyip, yere göğe sığdıramıyorlar.

Daha sonra Hürriyet Cuma’da yazmaya başladım. Bazı okurlarım ‘Bırak böyle yedim, içtim, gezdim, gördüm yazılarını. Sen ki iletişimin uzmanı dekanı..’ diye e-postalar göndermeye başladılar.

Aradan yaklaşık iki buçuk yıl geçti, aynı okurlar, yazılarımı yere göğe sığdıramıyor, hatta ‘Şunu da yazsan’ diye mesajlar atıyorlar..

Altı ay önce Kelebek’te yazmam istendi. Haftada bir yazarken, ikiye çıktım. Bu kez pazar, pazartesi ve cuma okurlarım ‘Hoca magazin işine de mi girdin, Kelebek senin neyine..’ demeye başladılar.

Hálá Kelebek yazılarıyla ilgili böyle e-postalar geliyor. Ancak sayıları oldukça azaldı. Daha önce ‘hedele hödele’ karşı çıkanlar, şimdi ‘Seviyeli birlikteliğimizden ‘söz ediyorlar.’

Bu sezon Kanal D’de ‘Bu Toprağın Türküleri’ yarışma programında her salı Pakize Suda, Levent Kırca ve Arif Sağ’la birlikte, jüri üyeliği yapmaya başladım.

Yine bazı okurlarım ‘Vayy senin ne işin var Türkü jürisinde’ diye karşı çıkıyorlar.. Tabii ki sonra da ekliyorlar ‘Sen ki iletişim uzmanı, profesörü, dekanısın..’

Yine bu sezon Cine 5’te hafta içi her akşam Seray Sever’le birlikte Başka Yerde Yok’u sunmaya başladım.

Yine karşımdaki aynı okur korosu ‘Ne işin var senin orada..’ diye yaygara koparmaya başladı.

Sakın en başından bu yana, takdir eden mesajlar almadığımı da sanmayın. Bakın henüz dumanı üstünde, Cine 5’teki programı için bile Hülya Vural isimli okurum ne diyor:

‘Başka Yerde Yok’ta çok iyisiniz. Farkınız, danışıklı dövüş içermeyen sorularınız, olaylara yaklaşımınız... Bu yaklaşımınızdan dolayı umarım konuk bulmakta zorlanmaz veya stilinizi değiştirmek zorunda kalmazsınız...’

Sonuç..

Her görüşe saygım sonsuz. Yazılarım ve yazı dışındaki görünen yüzümle ilgili her türlü görüş (hakaret ve iftira içermediği sürece) hoş geldi sefa geldi.

Hepsini tek tek okuyor ve önemsiyorum. Ancak her zaman tekrar ettiğim gibi bir şeyi yeniden anımsatmak istiyorum. Kafalardaki kalıplara uyup Hülya Vural’ın deyimiyle ‘stilimi’ değiştirmem mümkün değil.

Kalıpların dışına çıkarak, her ortamda sizlerle ’Seviyeli ilişkimizin’ bazılarını çatlatırcasına süreceğine emin olabilirsiniz.

Size düşen alışmak... Alışacaksınız... Alışın...

Çocuk yerine koymak

Arkadaşımız Sema Denker, Yeşim Salkım’a sormuş ‘Koltuk üstünde (İlker İnanoğlu ile) oynarken çekilen fotoğraflarınız için ne diyeceksiniz?’

Salkım’ın yanıtı aynen şöyle: ‘O fotoğraflarda çocukluğumuza geri döndük. Bunda ne var, anlamadım!’

Salkım’ın çektirdiği fotoğrafların ne anlama geldiğini anlamamış olması çok ilginç.

Bir kere de ben söyleyeyim, belki anlar. O fotoğraflar Salkım-İnanoğlu ilişkisi medyada yapılandırılsın, gündem işgal etsin diye çekilmiş ve bilerek de dağıtıma çıkarılmış buram buram da seks kokan fotoğraflar..

Kimsenin içindeki çocuğa diyecek bir şeyimiz yok ama kimseyi de çocuk yerine koymamak şartıyla!

(Ben bile zokayı yutup Salkım-İnanoğlu ilişkisini gündeme taşıdım gördüğünüz gibi!)
Yazarın Tüm Yazıları