Sevgililerin uzun günü

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Bilmem farkında mısınız, ama bu yıl Sevgililer Günü cumartesiye denk düşmüş durumda.

Bu son derece talihsiz rastlantı, tüm medeni ülkelerde oldukça yoğun bir panik havasının esmesine neden oldu.

Bizimkiler ise daha henüz ne olup bittiğinin farkında değiller.

Hatta cumartesi gününe denk düşmesinin güzel bir tesadüf olduğu yolunda yaygın bir kanı bulunduğuna da eminim.

Halbuki durum son derece vahim ve hemen herkes ne yapacağını şaşırmış durumda.

***

Sevgililer Günü'nün cumartesiye rastlamasından dolayı en büyük darbeyi yiyen kesim, metresi olan erkeklerdir.

Bu sosyal alt tabakanın nasıl zor durumda kaldığına benim dışımda galiba kimse kafayı takmıyor.

Çünkü metresi olan erkekler o gece, ‘‘İş yemeğim var’’ veya ‘‘İşten geç çıktım’’ gibi bahanelerle işi geçiştirme imkânından mahrumlar.

Ayrıca meseleyi gün içinde halletmek imkânı da yok artık.

Tabii bu durumun bir sürü sorunlara yol açacağını bilmem eklememe gerek var mı?

Çünkü ben eminim ki, metresler o gün ihmal edilmelerinin öcünü bir şekilde muhakkak alacaklardır ve adamlar da bundan böyle mutlaka gelecek intikamın korkusu içinde yaşayıp gidecekler.

***

Sevgililer Günü'nün cumartesiye denk gelmesinden tuhaf bir şekilde etkilenen ikinci grup ise, henüz ilişkilerinin başında olan insanlar.

Hani o insan zekâsının 20-30 puan birden düşüvermesine neden olan ilişkinin ilk aşamaları var ya, işte onu yaşayanların da işi zor o akşam.

Sevgililer Günü, cumartesinden başka herhangi bir gün olsaydı, taraflardan herhangi birisi gece yemekten dönüldüğünde ‘‘Ben bugün işte çok yorulmuştum, yatmalıyım’’ veya ‘‘Yarın işe erken gideceğim, dinlenmeliyim’’ diyerek geceyi kısa kesme imkânına sahip olabileceklerdi. Ama şimdi yarın böyle bir imkân katiyen yok.

Ve belki de binlerce, milyonlarca biçare insan, yarın yenilen yemekten sonra hayatlarında ilk kez birlikte bir gece geçirecekler.

***

Yani yanlış anlamayın, ben birlikte gece geçirilmesine tabii ki karşı değilim.

Hatta böyle bir şeyi desteklediğim bile söylenebilir.

Benim karşı olduğum şey, birlikte geçirilen ilk gecenin cumartesiye rastlamasınadır.

Diyelim ki tabiat kanunları yerine geldi, yatılıp uyundu.

Uyanıldığında günlerden pazar olacak. Ve sevgililer hayatlarında belki de ilk kez sabah vakti, bir yerlere gitme telaşı olmadan birbirleriyle kalacaklar.

Benim insan ilişkilerine yönelik bir teorim var.

Sabah uyanıldığı andan sonra iki saat boyunca kavga etmeden birarada bulunabilen iki insanın, evliliği de mutlaka başaracaklarına inanırım.

Çünkü o saatler çok zordur, özellikle yeni tanışanlar için daha da zordur. Düşünsenize, sabah uyandığınızda ruhsal durumunun nasıl olduğunu katiyen bilmediğiniz bir insan yanınızda olacak.

Tuvalete ilk kimin gideceği sorun olacak.

İnsanlar birbirlerinin tuvalet âdetleri konusunda, ilk kez istemeden bu pazar günü bilgi sahibi olacaklar.

Daha da kötüsü, insanlar sabah vakti, geceye oranla en azından yüzde 30 daha çirkinleştiklerinden durumlar iyice zorlaşacak.

Sevgililer hayatlarında ilk kez terlik giymiş vaziyette karşılıklı oturacaklar ve büyük bir ihtimalle, her iki taraf da birbirlerinin terlikli halinin öyle pek de muazzam olmadığını yine ilk kez bu pazar fark edecekler.

Bir başka sorun da ne konuşulacağıdır.

Güzel kıyafetler giymiş vaziyette, mum ışığı altında yenilen bir yemek esnasında konuşmak kolaydır.

O ortamda ne palavra atarsan at, güzel gibi gelecektir karşıdakine.

Sabah aynı sözleri söylemeye kalkışsanız, bir akşam önce bu sözlere gözleri dolan tarafın bu kez sizi boğmak ister gibi bakmaya başladığını bile göreceksiniz.

Sabah 8.00 ile 11.00 arasında konuşma konusunu rahatlıkla bulabilen çiftlerin de hemen evlenmelerinde bir sakınca yoktur. Çünkü onlar imkânsızı başarmaktadırlar.

***

Haydi diyelim ki saat 11.00'e geldi. Ama yine kurtuluş yok, çünkü bütün bir pazar günü, absürd bir boşluk olarak sizin tarafınızdan doldurulmak üzere bekliyor olacak.

Sevgili okurlarım, bunun anlamı Sevgililer Günü planlamasının bu yıl sadece tek bir gün için değil, iki tam gün için yapılmak zorunda olunmasıdır. Sevgililer Günü planlamasını genellikle erkekler yapmak zorunda kaldığından bu durum daha da vahimleşmektedir.

Çünkü erkeklerin zekâ durumu, iki gün üst üste plan yapmak için yeterli değildir. İki tam gün ve hatta iki yıllık planları kadınlar en ince ayrıntısına kadar yapabilirler, ama onlar bütün planlama işini erkeklere vererek bundan sadist bir keyif de alırlar.

Paniklemeye başlayanlara Amerika'daki sevgililerin işinin daha da zor olduğunu hatırlatmalıyım.

Çünkü orada pazartesi de resmi tatil ve üç günlük Sevgililer Günü maratonuna yüreğinin dayanmayacağını bilen bir sürü erkek, daha şimdiden intihar etmeye başladı bile.













Yazarın Tüm Yazıları