Sessiz ve derinden çalışanlar da var...

Türkiye’nin AB yürüyüşünün ortalarda görünmeyen kahramanları var. Kendilerini fazla göstermiyorlar, bağırıp çağırmıyorlar, ancak son derece etkili bir çalışma yapıyorlar. Bu grubun başını da, Ahmet Sever çekiyor.

Kimselerin dikkatini çekmemiştir. Eminim sizler de pek duymamışsınızdır. Ankara’da sessiz sedasız çalışan bir grup var. Adı: AB iletişim Grubu.

Başında da, medya dünyasının tanıdığı bir isim var: Ahmet Sever.

İletişim grubunu, TOBB, İKV, TUSİAD temsilcileri, AB Genel Sekreterliğinin parlak isimlerinden Ahmet Acet ve Dışişleri Bakanlığının gözde elemanlarından Kaya Türkmen oluşturuyor. Öyle sanıldığı gibi kocaman bir bürokrasisi yok. Dev binalarda oturmuyorlar. Sakin sessiz çalışıyorlar.

İlk yaptıkları iş, durumun bir resmini çekmek oldu.

AB ülkelerinin nabzını yokladılar,Türkiye hakkındaki görüşleri bir araya getirdiler. Ardından da, AB Genel Sekreterliği ve Dışişleri Bakanlığı ile birlikte karşı gerekçeler listesi çıkardılar. Geleneksel Türk bürokrasisinin aksine, çalıştılar ve hedeflerini saptadılar.

Bu titiz çalışma kısa sürede meyvalarını vermeye başladı.

İlk defa, Devlet ile özel kuruluşlar uyum içinde çalışma örneği verdiler.

Tüm faaliyetlerini kısaca özetlemem gerekirse, bu grup geçtiğimiz 6 ayda 25 Avrupa ülkesinde 80 ayrı etkinlik gerçekleştirdi. Seminerler, konferanslar ve panellere Türk konuşucular, uzmanlar yolladı ve Türk toplumunun görüşlerinin AB ülkelerine yansıması sağlandı.

Yan sütunlarda hangi alanlarda neler yaptıklarını ve daha neler yapmayı planladıklarını bulacaksınız. Bu insanlara bu kadar geniş yer ayırmamın nedeni, hiçbir şey yapmadan sadece satışla zaman harcayanların yanısıra, düzgün işler yapanların da bulunduğunu anlatmak, ayrıca AB kampanyası çerçevesinde yeterince duymadığımız çalışmalardan kamu oyunu haberdar edebilmek…

* * *

40 ÜNİVERSİTELİ SEFERE ÇIKIYOR

Fikir benim çok hoşuma gitti.

Türkiye’deki 40 Üniversiteden 40 öğrenci davet edilmiş ve bu gruba bir Avrupa turu düzenlenmiş.

13- 19 Haziran haftasında Fransa çıkartması var. Strasburg ve Paris’teki 3 ayrı üniversitede toplantılar yapacaklar. Fransız üniversitelerindeki gençlerle bir araya gelecekler ve Türkiye’ nin AB üyeliğini tartışacaklar. Fransız öğrencilerin kaygılarını dinleyecekler. Kaygılarının yerinde olmadığını anlatacaklar.

Üniversitelerin harekatı bununla bitmeyecek.

Ardından Almanya ve Avusturya’ daki yerel basın ile görüşecekler.

Sonra, Hollanda ve Belçika’ daki çeşitle gençlik hareketleriyle buluşacaklar.

İşin en güzel yanı, bu büyük organizasyonu, Avrupa’ daki Türk kökenli öğrencileri de aralarına katarak gerçekleştirmeleri.

İdeal bir fikir.

Önümüzdeki dönemde, özellikle de Eylül- Aralık ayları arasında Üniversitelerden yeni bir çıkartma hareketi yapılacak. Türk gençlerinin, Avrupalı gençlerle bir araya gelmesi tüm kampanyanın en güzel yanı denilebilir.

MEDYA’ DA TÜRKİYE SEFERBERLİĞİ

İletişim grubunun en yoğun faaliyeti Avrupa basınına yönelik şekilde gerçekleşti.

Şimdiye kadar çeşitli çeşitli Sivil Toplum Örgütleri aracılığıyla, yazılı basından 3 ayrı gazeteci grubu (yaklaşık 20 kişi) Türkiye’ye davet edildi. Başbakan ve Dışişleri Bakanı başta olmak üzere, ülke yöneticileriyle konuştular ve nabız tuttular. Türkiye’nin AB konusundaki kararlılıklarını gördüler. Önümüzdeki dönem Türkiye’yi ziyaret edecek gazeteci sayısının 100’ü aşacağı belirtiliyor.
Ayrıca, Eylül-Aralık döneminde Herald Tribune ve Fransanın en ağırlıklı gazetelerinden Le Figaro’da özel Türkiye eki yayınlanacak

Görsel basında da, İngiliz BBC, Alman NDR ve tüm Avrupa ülkelerine yayın yapan Euronews’da Türkiye ile ilgili diziler hazırlanıyor. Bir örnek vermek gerekirse, BBC’nin Türkiye konusunda küçük dilimler halinde hazırladığı tanıtıcı paketleri toplam 480 defa dönecek.

Bu arada, Avrupa Televizyonlarında yayınlanan panellere veya talk show’ lara Türk konuşucuların katılması sağlandığı gibi, yine önümmüzdeki kritik dönemde bu çalışmalar arttırılacak.

DİĞER ETKİNLİKLER…

Avrupa Birliği kamu oyunu etkilemek sadece yazılı veya görsel medya aracılığı ile gerçekleşmiyor.

AB sivil toplum örgütlerinin dikkatini çekmek, onları da çalışmalara katmak için yoğun bir çaba var.

İletişim grubunun oluşturduğu sitede (abıg.org.tr), Türkiye’nin gerçekleştirdiği reformlar, alınan kararlar ve uygulamalar yayınlanıyor. Ayrıca reformlar, Almanca, İngilizce ve Franszıca olmak üzere üç dilde bir broşür içinde toplanıp dağıtıldı. Tüm ilgili internet sitelerine, gazetelere ve üniversitelere ulaştırılan bu broşürler, Ankara’nın kararlılığını somut verilerle ortaya koyuyor.

Türkiye’nin elindeki bir diğer önemli kozu, konuşucu olarak çeşitli ülkelerde konferanslar veren, panellere katılanlar oluyor. Bu isimlerin başında da Diyanet işlerinden sorumlu bakan Mehmet Aydın geliyor. Aydın, İslam ile ilgili bilgisi ve farklı yaklaşımı ile en çok kapışılan Türk konuşması konumunda.

Önümüzdeki dönemde, Uluslararası alanda tanınmış Türk yazar, gazeteci ve bilim adamlarının da Avrupa turları başlayacak.

ABD RAPORUNU HERYERDE OKUYACAĞIZ

ABD yönetiminin 2003-2004 İnsan Hakları raporunun Türkiye büyülü hem iyi, hem kötü haberlerle dolu. Aslında, Irak’taki işkence olaylarından sonra, aynı ABD’nin başka ülkeler hakkında İnsan Hakları karnesi dağıtması bazılarımızın garibine gidebilir. Ancak bir ülke süpergüç konumuna gelince, istenildiği kadar beğenilsin veya beğenilmesin, yine de elindeki olanakları devreye sokar. Başkaları da –ne kadar eleştirirse eleştirsin- ABD’nin bu verilerini işlerine geldiği gibi kullanırlar.

ABD’nin yıllık İnsan Hakları raporu da aynı amaçlarla elden ele dolaşır. Örneğin, tüm İnsan Hakları Dernekleri bu rapordan alıntı yaparlar. Göreceksiniz, AB Komisyonunun Türkiye ile ilgili raporu da bundan etkilenecek, alıntılar yapacaktır.

ABD raporunun en kötü haberi “işkencenin sürdüğü “ yolundaki bölüm. Bu yargıyı bir türlü üstümüzden atamıyoruz. Şimdi herkes tepinmeye başlayacak. Türkiye reform yapıyor, ancak uygulamıyor, şarkıları söylenecek.

İşkence en önemli konu. TSK’nın siyaset üstündeki etkisi değil, asıl işkence önemli. Ne yapıp edip bu konu üserine bir sünger çekmemiz gerekecek.

KİTAP KÖŞESİ

TARKUŞU

(KİTAP KAPAĞI VEYA BAKİ’NİN RESMİ İLE KULLANILACAK)

Metropolün kalbi Beyoğlu'ndan Güneydoğu'ya bir bakış... Tarkuşlarının ömrü gibi iki ay süren kısa ama sımsıcak, acıtıcı bir aşk hikayesi... Baki Koşar üçüncü romanı Tarkuşu'nu işte böyle özetliyor... Batman'da doğan yazar, kitabı da yüreğinin kanayan coğrafyası olarak anlattığı Batman'a, Güneydoğu'ya ve Güneydoğululara ithaf etmiş... Siz de Güneydoğu'ya farklı bir pencereden bakmak, sımsıcak bir aşka tanık olmak istiyorsanız mutlaka okuyun...

* * *

DEHŞET SENARYOSU

İSTANBUL'DAKİ İNTİHAR SALDIRILARININ İÇYÜZÜ

Tarih 15 Kasım 2003 Cumartesi.. İstanbul'da Neve Şalom ve Beth İsrael sinagogları, 20 Kasım Perşembe günü HSBC Bank ve İngiliz Başkonsolosluğu'na intihar saldırısı... Bilanço 59 ölü, 700'ün üzerinde yaralı... Bilinen bu, ya bilinmeyen, cevapsız kalan onlarca soru? Şaban Arslan ve Devrim Tosunoğlu "Dehşet Senaryosu-İstanbul'daki İntihar Saldırılarının İçyüzü" isimli kitaplarında saldırıları bir senaryo gibi işliyor... Tek tek aktörleri çözüyor... Kimdi bu katiller? Neden ülkelerine böylesi bir kötülük yapıyorlardı? Saldırılar ve daha fazlası bu kitapta...

ÖZAL’IN ADINA YAKIŞMADI...

Zeynep Özal’ın kitabıyla ilgili haberleri okurken içim sızladı. Turgut Özal’a bundan daha büyük kötülük yapılamazdı herhalde.

Zeynep Özal’ın aşk hikayelerini, kimle nasıl seviştiğini, kimden nasıl dayak yediğini okuduk. Bu kız babasının başbakanlığı sırasında da çok hızlı bir hayat yaşardı. Rahmetli de yakınlarına “ne yapayım, çocuğum benim, atamazsın satamazsın” diye dert yanardı.

Herkesin özel hayatını yazma hakkı vardır. İstediğinizle yatıp kalkma, aşk hayatı yaşama hakkına da kimse karışamaz. Ancak bir insan babasına bu kadar da zarar vermemeli.

Zeynep Özal’ı hiç tanımam, ancak tek başına Turgut Özal’ın adını yeterince gölgeledi. Yazık etti...

(Bu yazı, Posta Gazetesinde ve aynı gün Hürriyet Gazetesinin tüm dış yayınlarında, Hürriyet internet sitesinde (www.hurriyetim.com.tr) Milliyet internet sitesinde (www.milliyet.com.tr) ve Daily News ekibi tarafından tercüme edildikten sonra hem ana gazetede, hem de Daily News internet sitesinde (www.turkishdailynews.com.) yayınlanmaktadır.)
Yazarın Tüm Yazıları