SESİMİZ HAVADA KAYBOLUP GİTMESİN! LÜTFEN!

Tanrı’nın verdiği canı almak! Hangi akla sığıyor bu? Ve hangi hakla? Üstelik sebebi de yok, bu yaşamlara son vermelerinin. Bu kadar duyarsız olamaz bunu yapan insanlar. Bu belki de son şansımız. Bir şeyler yapmamız gerekiyor. Bizlere bir şey olsa, onlar emin olun, koşa koşa gelirlerdi. Sesimiz havada kaybolup gitmesin. Lütfen!

Haberin Devamı

30 bin insan imzaları ile ‘Hayır’ diyor.

42 sanatçı ve 33 Sivil Toplum Kuruluşu (STK) aylardır uğraşıyor.

Meclise sunuluyor ama kimse dinlemiyor.

Bunun yerine sokaktaki tüm hayvanların toplatılması için ellerinden geleni yapıyorlar.

Onları ölüm kamplarına kapatacaklar.

Kısırlaştıracaklar.

Hangi doğal yaşamda böyle bir adalet var?

Onların da sokakta koşmaya, yeşillikler içinde oynamaya hakları var.

Barınaklardaki 50 kediye köpeğe bakamayan belediye, binlerce hayvanı toplamaya kalkışıyor.

Bu kadar duyarsız olamazlar.

Duyarsızlar varsa, bizler duyarsız o la ma yızzzzzzz!

Çünkü en kadim dostlarımızdandır, hayvanlar.

Bizi korurlar

Sadıktırlar.

Hissederler.

Dahası…

İnsanların aksine kıymet bilirler.

Bu sebepledir ki…

"Hayvanlara Ölüm Yasası'na Hayır" demek için 30 Eylül Pazar saat 14:00’de İstiklal caddesinde, Galatasaray Lisesi önünde olalım.

Haberin Devamı

Sesimiz havada kaybolup gitmesin.

Lütfen!

Ölümü meşrulaştırmak hangi yasada var?

Yaşamak onların da en doğal hakkı.

Ve bu hakkı kimse onlardan alamaz.

Tanrı’dan başka hiç kimse.

30 Eylül Pazar 14:00’de İstiklal caddesinde binlerce kişi toplanarak, ölümü meşrulaştırmayı düşünenlere cevabımız ne olmalı dersiniz?

Biz sokaktakilerle mutluyuz.

Siz önce dağdaki hayvanları toplayın!

***

HER ÇÖZÜM YENİ BİR SORUN YARATIYOR!

Fatih Akın’ın yeni belgesel – filmi ‘Cennetteki Çöplük’ün galası, Akın’ın da katılımıyla, Adana’da yapıldı.

Kalkıp gideyim o zaman!

Film gösterimi sonrasındaki basın toplantısının ilk dakikalarında kendisine soru sorulmayınca ‘Ben kalkıp gideyim o zaman’ diyerek espriyle başladı.
Alman yapımı 98 dakikalık belgesel filmde, Trabzon yakınlarındaki Çamburnu köyü halkının 2007 yılında beldelerine kurulan çöp depolama merkezine karşı verdikleri mücadeleyi anlatan Fatih Akın, bu film için çalışmalara 5 yıl önce 2007’de başlamış.

Osman Pepe ‘Sen en iyi bildiğin şeyi yap. Git filmini çek!’ dedi!

2007’de filmin hazırlık aşamasında Osman Pepe ile görüştükten sonra Pepe, Akın’a ‘Sen en iyi bildiğin şeyi yap. Git filmini çek!’ dediğini söylemesi üzerine aramızda bulunan bir gazetecinin ‘Pepe, sizi başından savmak için ‘Git, filmini çek’ demiş olabilir mi’ sorusuna ‘Aaaa! Bak olabilir’ diye cevap verdi.

Her çözüm yeni bir sorun yaratıyor!

‘Cennetten bir köşe’ olarak tanımladığı Trabzon - Çamburnu'nun karşı karşıya olduğu çevre felaketini öğrenir öğrenmez, bu sorunla kendi yöntemiyle yani sanat aracılığıyla mücadele etmeye karar veren Akın, köy sakinlerinin karşılaştığı bu durumu onlara yapılan bir haksızlık olarak görmüş.
Akın, bu haksızlığı ‘İl ve ilçelerdeki çöpleri ortadan kaldırmak için civar köyler hedef seçilerek sorun çözümlendi sanılıyor. Evet, iller sorunla karşılaşmıyor ama olan köy sakinlerine oluyor. İl ve ilçedekiler çözüm bulundu diye düşünüyorlar ama öyle değil. Çünkü çözüm sanılan bu durum köylülere sorun oluyor. Her çözüm yeni bir sorun yaratıyor!’ diyerek açıkladı.

Belgeseller yarışmaz, seyredilir! Tartışılır, herkese anlatılır!

Akın’a, gala için neden Adana’yı seçtiği sorusuna ‘Çünkü birincisi Alman yapımı, festival de uluslararası. İkincisi de bir belgesel olması. Belgeseller yarışmaz, seyredilir, tartışılır, herkese anlatılır." diyerek cevap verdi.

Yılmaz Güney’i çok seviyorum!

Bunların paralelinde Adana’yı merak ettiğini, Adana’ya ilk kez geldiğini ve çok mutlu olduğunu belirten Fatih Akın, Yılmaz Güney’i çok sevdiğini ve hatta Güney’in köyüne Yenice’ye gittiğini de sözlerine ekledi.

Yazarın Tüm Yazıları