Servetini eğitime bağışladı

BAZI adlar var ki onların yaptıklarından, kültüre, eğitime katkılarından haberdar olmayız. Çalışırlar, çabalarlar, bir servet sahibi olurlar, o serveti de eğitime bağışlarlar.

İşte bugün tanıtacağım Nirun Şahingiray, böyle biri.

Yalnız başına yaşayan, spora tutkun bir işadamı.

Bütün birikimini Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’na bağışlamış.

Eğer Cem Akaş’ın yayına hazırladığı, Kabuğundan Taşan Adam: Nirun Şahingiray kitabı olmasaydı, onu tanıyamayacaktık.

Suna ve İnan Kıraç, Önsöz’de onun kişiliğini tanımlıyorlar:

“Nirun Şahingiray ile yakın dostluğumuz çok eskiye dayanır. Köklü bir aileden gelen Nirun, iş hayatında sert mizaçlı, disiplinli, çalışkan ve titiz, özel hayatında ise Cumhuriyetimizin değerlerine bağlı, vatansever, arkadaş canlısı, hayırsever, sportmen ve yufka yürekli bir insandı. Hayatı boyunca yaptığı yardımları büyük bir tevazu içinde sessizce yapar, asla ön plana çıkmak istemezdi.”

Şahingiray, 1928 yılında İzmir’de doğdu 2008 yılında İstanbul’da öldü. Çok başarılı bir işadamı oldu.

Kitapta ailesinden, öğrenim yaşamından bilgi veriliyor.

Şahingiray, doğumunda ters döndüğünü anlatıldığında şöyle dermiş:

“Ters adamın teki olacağım gelişimden belliymiş!”

Evlerinde babası bol konuklu sofralar kurar, taş plaktan müzik dinlenirmiş.

“Babası Cemal Bey’in otoriter kişiliğinin Nirun üzerindeki etkisi çok açıktı; ama bir yönü daha vardı ki, Nirun yaşamının sonuna dek o konuda babasının izinden gidecekti; rakı sofrası.”

* * *

ŞAHİNGİRAY’ın yaşamının yer aldığı kitapta, yakın tarihimizden bugün okuyanı kahreden bölümler de yer alıyor.

Bir örnek: Şahingiray’ların bir oğlu zamanın genelkurmay başkanı Orgeneral Nuri Yamut’la evlendi. İstiklal Savaşı’na katılan Yamut, Zığındere’deki çarpışmada ölen on bin asker için Çanakkale’de özel bir anıt yaptırdı, askerlerin kemiklerini topladı, bu anıt için de iki evini sattı, Yassıada’ya götürüldü, beraatını göremeden hastanede öldü.

Zamanın milli eğitim bakanı Tahsin Banguoğlu’nun yönlendirmesiyle 1947 yılında Ankara Ziraat Fakültesi’ne girdi. Okulda Can Kıraç’la dostluk kurdu.

İyi bir futbolcuydu, iş hayatına atıldıktan sonra, bıraktı.

Eğer başarılı bir işadamının yükseliş çizgisini, anlayışını öğrenmek isterseniz, onunla ilgili bölümü okuyabilirsiniz.

* * *

LONDRA’ya bir iş toplantısına gittiğinde yanında Melih Fereli de vardı.

Toplantıdan sonra, bir Shakespeare görmeye gidecekleri söylendi, Şahingiray, itiraz etse de fayda etmedi.

Salona girmişler, şampanya ikram etmişler, salonun ışıkları sönmüş, sahne aydınlanmış, bir yazı:

Festival of Erotica Presents

Sexpeare.

* * *

BİR kişinin kimliğinde, bir cumhuriyet ailesinin serüvenini okuyacaksınız. Sanırım birçok kişiye örnek olacak bir eğitim gönüllüsü.
Yazarın Tüm Yazıları