Seri katil ve psikiyatr bir araya gelirse

Güncelleme Tarihi:

Seri katil ve psikiyatr bir araya gelirse
Oluşturulma Tarihi: Aralık 27, 2005 00:00

Yaşamını, mesleğini ilişkilerini sorgulayan bir psikiyatr kadın ve hedef seçtiği kadınları öldürmeden yaşayan ölülere dönüştüren bir seri katil... Deniz Türkali ve Zafer Ergin, 26 Ocak’ta Tiyatro Kedi’de sahnelenmeye başlayacak olan ‘Kuklacı’ adlı tek perdelik oyunda seyircilerin sinirlerini alt üst edeceklerini söylüyorlar.

Provanızı izlerken, ‘Eyvah! Eyvah!’ dedim. Adam sapık röntgenci, kadın saldırıya uğrayan bir psikiyatr...

Deniz Türkali:
Bir sapık ve bir psikiyatr var. Onların bir gece süren serüvenleri. Ama bu sapık-röntgenci trüklerinden oluşan oyun sürprizlerden oluşuyor.

- Bir gece içinde geçen gerilim sahnede izleyiciye taşınıyor yani...

Zafer Ergin:
Evet, 1 saat 20 dakika süren tek perdelik oyunumuzla seyirciyi koltuklarına mıhlamak niyetindeyiz.

- Sizin karakteriniz Kuklacı diye mi geçiyor?

Zafer Ergin:
Evet. Bu adam kimseyi öldürmüyor, ama kadınların beynindeki bir takım hareket merkezlerini sakatlıyor. Sandalyeye mahkum ediyor ve bundan da keyif alıyor.

Deniz Türkali: Yani bir psikopatla bir psikiyatrın bir gecesi.

- Bu psikiyatr nasıl bir kadın?

Deniz Türkali:
Bu psikiyatr, kuklacının sakatladığı kadınlar üzerine çalışıyor. Dolayısıyla adamın kuklacı olup olmadığını bilmiyoruz. Oyunun sonuna kadar kuklacı mı, röntgenci mi, oyuncu mu onları kesin bilmiyoruz. Bir psikopat var, ama oyunun içinde aktör olduğunu da iddia ediyor.

- Çok kişilikli bir adam, belki de şizofren...

Zafer Ergin:
Çok fazla kişilikli, psikopat, şizofren... Her şeyi söyleyebilirsiniz adam için. Ne olduğu belli değil.

ÇOK FARKLI BİR OYUN

- Zafer Bey böyle bir karakter üstlenmekten memnun musunuz?

Zafer Ergin:
Vallahi çok hoşuma gidiyor. Daha önce niye oynamamışım ki diyorum. 26 Ocak’ta oyunumuzu seyirciye sunacağız ve seyircinin beğeneceğine inanıyorum. Çünkü şimdiye kadar sahnelerimizde gördüğümüz oyunlardan oldukça farklı.

Deniz Türkali: Arada bir göz göze geliyoruz, ödüm kopuyor. Hatta öyle bir kaptırıyor ki, ‘Şaka yapıyorsun değil mi Zafer?’ diye soruyorum. Oyunun ilginçliği çok tartışılabilecek bir metin olması. Mesele sadece bir psikiyatr ile bir psikopatın bir gecelik serüveni değil, içinde tartışılan her şey gündelik hayatta da çok tartışılacak şeyler.

- Mesela?

Deniz Türkali:
Kadınlık-erkeklik hali, gücün kimde olduğu, yasaların ne olduğu hali... Yani bütün bunlar Amerika’da geçiyor, ama çok evrensel bir açıdan değerlendiriliyor. Ayrıca gücün hangi elde ne zaman nasıl geçerse nasıl kullanılacağı, en masum insanın katil olup olamayacağı, katilin ve kurbanın rol değiştirme halleri... Çok fazla tartışılıp gündemde kalacak bir konu bu.

- Oyununuzda röntgencilik söz konusu. Bu, Türkiye’de sık yapılan ve sanırım cezası olmayan bir durum...

Deniz Türkali:
Zaten kadın oyunda ‘Evinden seyredersen suç bile değil’ diyor. Amerika’da böyle, sanırım Türkiye’de de.

Zafer Ergin: Her ülkenin yasaları farklı tabii. Amerika’da mesela bazı eyaletlerde silah taşımak görünmesi kaydıyla serbesttir. Kruvaze elbisenin üzerine takarsanız silahı ve karşıdaki insan sizin silahınız olduğunu görürse serbest, ama ceketin altına takarsanız yasak. Her ülkede garip yasalar var, ama bizim ülkedeki yasaların hepsi birbirinden garip. Çünkü uygulanmıyorlar.

Deniz Türkali: Ne yasalar doğru dürüst, ne de o yasaların uygulanması. Ben 68 kuşağıyım ve bununla da gurur duyuyorum. Bizim sloganımız, ‘Bütün Yasakları Yasaklayalım’dı. Bu sloganı çok severim.

Zafer Ergin:(gülüyor) Ben 68 yılında ilkokuldaydım. Sonra birden geliştim, çok dalak yedirdiler bana!

Deniz Türkali:(gülüyor) Sen benden küçüksün şekerim. Hiç unutmuyorum kucağımda hoplardın! Şaka bir yana, benim tek önemsediğim trafik yasağıdır. Maalesef İstanbul gibi hiçbir trafik kuralına uyulmayan bir şehirde yaşıyoruz.

FİLMİ BU SENE ÇEKİLDİ

- Peki, oyununuzun film versiyonu var mı?

Deniz Türkali
: Evet var. Benim bildiğim bu sene çekildi ve Juliette Binoche’la Colin Farrell oynuyor. Amerika’da daha önce bu oyunda Kathleen Turner ve Brad Davis oynamış.

- Oynadığınız bu karakterlere kendinizden bir şeyler katıyor musunuz?

Zafer Ergin:
Tabii, bende zaten manyaklık var! Bunu su yüzüne çıkartmanın mutluluğunu yaşıyorum şimdi. Şaka bir yana, ben tiyatroda çok değişik tipler oynadım ve bundan çok keyif aldım. Oyuncu için her rol araştırma süreci gerektirir. Düşünsel dünyanızda kendinizin üzerine ya da altına inersiniz. Gerçek bir seyahattir bu. Bu rolde de ben bunu uç noktalarına kadar yaşıyorum. Çok da sevimli bir rol arkadaşım var. Onu delirtmeden oynamaya çalışıyorum.

Deniz Türkali: Bu kadın bana hiç benzemiyor. İtirazları, isyanları çok farklı. Kadın bir kere feci obsesif bir kadın. En belirgin farklılığımız da bu.

- Zafer Bey, bildiğim kadarıyla tiyatroda yıllarca Deniz Gökçer’le partner oldunuz. Şimdi tiyatro hayatınızda ikinci bir Deniz var...

Zafer Ergin:
Evet, Deniz Gökçer benim üvey karımdır! Tiyatroda ve televizyonda yedi yıl beraber oynadık. Şimdi de Deniz Türkali’yle 60-70 sene birlikte oynarız herhalde!

Deniz Türkali: Gerçekten Zafer’le çok rahat çalışıyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse çok profesyonel oyuncularla birlikte çalışmak beni ürkütür. Ne yapacağını bilerek çıkıp oynayacak ve o serüvene katılmayacak korkusu vardır. Fakat Zafer’le çalışırken fark ettim ki, o da benim gibi yeni bir serüvene başlamanın heyecanını taşıyor. Zafer’le çalışmak beni müthiş mutlu etti.

- Siz geçen yıl Kurtlar Vadisi’nden ayrıldınız, sonra bir diziniz oldu mu?

Zafer Ergin:
Evet, mart ayında Kurtlar Vadisi’nden kendi isteğim doğrultusunda ayrıldım. Bu rol üzerime fazlaca yapıştı ve oyunculuğumun böyle kategorize edilmesinden hoşlanmıyorum. Bana ondan sonra dört tane daha mafya lideri teklifi geldi. Bu, benim oyunculuk çizgim için güzel bir şey değil. Sonra tiyatrocu arkadaşlarımla ‘Kanlı Düğün’ dizisine başladım. Ama onun kısmetsizliği gece yarısında bir tek kırmızı nokta koymadan yayınlanması oldu! Bilmemeniz normal.

ALKIŞLANMAK KAYDIYLA RÖNTGENCİLİĞE AÇIĞIZ

Deniz Türkali: Şimdiye kadar becerikli röntgenciler tarafından belki de röntgenlenmişimdir. Her gece oyunda röntgenlenmiyor muyuz zaten!

Zafer Ergin: Başkalarının bizi seyretmesine o kadar alışkınız ki! Ama tabii kötü manada değil, sonunda alkışlanmak kaydıyla röntgenciliğe de açığız.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!