Serdar Turgut: Sosyal amca

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Müjdeler olsun evlatlarım!

Amcanız bugün sosyal tarafından uyandı.

Bugün sadece sosyal içerikli mektuplara cevap vereceğim, her zaman bir kurtarıcı bekleyen bu millete yol göstereceğim.

Aslında amcanız çok yorgun. Amcanızın iyi bir tatile ihtiyacı var.

Ancak amcanızın aynı zamanda görev bilinci de çok yüksek. Etrafta sorularına cevap bekleyen bu kadar biçare insan varken amcanız sizleri bırakıp gidemiyor hiçbir yerlere.

Bilmem anlatabiliyor muyum?

***

Rumuz: Lokum

Soru: Sevgili amcacığım. Türkiye'ye turistler neden ilgi gösteriyor, bunu bana anlatır mısın?

Cevap: Tabii anlatırım sevgili Lokum'cuk. Dünya çapında vahşi bir rekabet içinde olan turizm sektöründe Türkiye'nin en büyük kozu ‘‘açık büfelerdir’’. Evet açık büfe dedim Lokum'cuk, yanlış okumadın. Türkiye'ye temelde iki kategoride turist geliyor. Bunlardan ilki, kendi ülkelerinde oturmaya devam etseler açlıktan ölecek durumdaki Batılı evsizler ve işsizlerdir. Diğer kategoriyi ise Ruslar oluşturuyor. Batı'nın temelde aç olan insanları buraya gelebiliyorlar, çünkü onların sosyal sigorta sistemince ödenen süt parasıyla bu kişiler uçak gidiş-geliş de dahil olmak üzere bir ay boyunca Türkiye'de yaşayabiliyorlar. Bu tipler, özellikle de İngilizler sahillerdeki otellere yerleştiklerinde sabah kurulan açık büfeyi gördükleri zaman kendilerini bir anda 14'üncü Louis'nin 1668 yılında yemiş olduğu 280 tabaktan oluşan yemekte hissetmeye başlıyorlar. Ruslar'ın durumu ise daha farklı. Onlar buraya para kazanmak için geliyorlar. Ruslar'ın bulunduğu otellerde açık büfeden başka ulusların yararlanması söz konusu değildir. Çünkü Ruslar, açık büfe açılır açılmaz oradaki her şeyi yerler, yiyemediklerini de çantalarına koyup dışarıda otelde yatacak kadar bile parası olmayan ama yine de tatil için Türkiye'yi seçerek bizi onurlandıran turistlere satarlar. İşte yıllardır turizm patlamasının temelinde yatan nedenler budur Lokum'cuk.

***

Rumuz: Umutlu

Soru: Serdar Amca, ekonomiden gerçekten de umut sinyalleri geliyor mu?

Cevap: Değerli Umutlu. Biliyorum senin de kafan karıştı. Nasıl karışmasın ki, bizim gazetelerde ekonomiden güzel sinyallerin gelmekte olduğu haberleri yer alınca insan hafiften afallıyor tabii ki. Bu son haberler tekrar gösterdi ki, gazetecilerin tatile gitmeleri kesinlikle yasaklanmalı. Şimdi bana New York'ta bulunduğumda telefon açıp Türkiye'nin halini nasıl gördüğümü sorsanız, ben size ‘‘Türkiye is veri gut. Lokum, döner kebap. Ham Çökelek is veri gut. Hatta Serdar is veri gut’’ derim gülümseyerek. Çünkü tatildeyim ve mutluyum anlatabiliyor muyum?

Yani bizim gazeteciler de tatile gidiyorlar, bakıyorlar ortalık harika, sonra geliyor haberler, her şey mükemmel diye. Haydi muhabirlerin yapacağı bir dereceye kadardır, sonunda onu kontrol edersiniz. Ama bir de genel yayın yönetmenleri tatile çıkınca o zaman yapacak bir şey kalmıyor. Bilmem bunu da anlatabiliyor muyum?

***

Rumuz: Tek Kurşun

Soru: Amca, Hikmet Uluğbay'ın intihar girişimiyle ilgili sen, bir tek yorum yapmadın. Bunun nedeni nedir?

Cevap: Sevgili Tek Kurşun. Ben yazılarımı yazmadan önce evde düşündüklerimi anlatırım. Eşimin tepkisine bakarım. Son intihar olayından sonra benim de gayet tabii bu konuyla ilgili fikirlerim oluştu. Bir gece bunları anlattım. Eşim hiddetle ayağa kalktı ve ‘‘Sen iyice kafayı yedin galiba, sakın bunları yazayım filan deme. Bu gibi konularda espri olur mu, hayret bir şey yani’’ diye bağırdı bana. Ben de yazmaktan vazgeçtim.

***

Rumuz: Zam

Soru: Amcacığım. Sizim maaşınıza yapılan zam oranının memur maaş zammı ile aynı oranda olması hakkındaki düşünceleriniz nedir?

Cevap: Zam'cım. Aslında üst yönetim, ádeti olduğu üzere bize çok daha büyük bir zam oranı teklifiyle geldi. Ancak biz gazeteciler sonuçta işçiyiz. Hem de çoğumuz sosyal demokratız. Bu gibi dönemlerde biz işçilerle memurların kol kola, omuz omuza mücadele etmesinden, dayanışma içinde olmasından yanayız. Baktık memura yüzde 20 verilecek, biz de üst yönetimin memurlarla işçinin arasını açmak, çalışan sınıfları bölmek için uyguladığı emperyalist oyunu bozduk ve yönetimin bütün ‘‘Daha fazla para verelim ne olur’’ diye yakarmalarına rağmen memurlarınkiyle aynı maaş artışını söke söke aldık. Biz de üretimden gelen gücümüzü kullandık anlayacağın.

***

Rumuz: Sansür

Soru: Sevgili amca. Köşe yazarlarının yazılarına müdahale edildiği, genel yayın yönetmenlerinin beğenmedikleri yazıları değiştirdikleri söyleniyor, bu doğru mu?

Cevap: Ulan Sansür. Bu iftirayı kim ortaya attıysa namussuzdur, şerefsizdir. Bir gün bir tek olayı göstersin kendimi asarım be! Biz gazetecilerin köşeleri, namuslarıdır. Oraya müdahale ettirmeyiz. Bizim alnımız açık, gönlümüz ferahtır. Fikir özgürlüğümüze kimse karışmaz. Bizde yorum hür, haber ise... Haber de bir şeydi ama onun ne olduğunu unuttum şimdi. Hür yorum, bu mesleğin temelidir. Bu tür iftiraları ortaya atanlar, bu memleketin bölünmesini isteyen vatan hainleridir. Yahu pardon ne sormuştun sen, soruyu bir daha tekrarlaman mümkün mü acaba?



Yazarın Tüm Yazıları