Serdar Turgut: Dikkat! Geliyor







Serdar TURGUT
Haberin Devamı

ÖNCE bu minik olayı anlatmam lazım.

Geçen gün bizim Afet'i -ki kendisi köpektir- bahçede gezinmesi için serbest bıraktık.

Ben o evin içine girmesin diye balkonun kapısını kapadım.

İçerde telefon edecektim ki Rana'nın canhıraş sesini duydum. Yanlış anlamayın fazla bağırmıyordu sadece sesini biraz yükseltmişti ama normal konuşurken bağırır gibi olduğundan ses biraz yükselince bu doğrudan canhıraş feryat oluveriyor gayet tabii ki.

Canhıraş ses özet olarak Afet'ın bulduğu ilk yerde tuvaletini yapmakta olduğunu anlatıyordu.

Ben panik içinde son hızla olaya müdahale etmek için dışarıya doğru koştum.

Cam kapıyı kapadığımı gayet tabii ki unutmuşum.

Birden burnuma şiddeti hayli yüksekte bir sıkı yumruk yemiş gibi hissettim. Ve evet romanlarda yazılan doğruymuş, insanın gözünün önünde yıldızcıklar uçuşabiliyor böyle bir durumda.

Tabii çok kan aktı, Rana buz paketi yaptı, ağzım yüzüm şişti, arkadaşlar sonunda Rana'nın beni fiilen dövme aşamasına da geçmiş olduğunu düşündüler falan filan...

Bu detaylarla sizi meşgul etmek istemiyorum ama şunu bilin ki canım çok ama çok yandı!

Şimdi de her hapşırdığımda acı çekmek gibi son derece tuhaf bir durumla karşı karşıyayım. Dilaver'e kalsa bunun tek çözümü komplike bir ameliyatmış ama biliyorum ki o da bana yönelik bir komplo içinde.

*

Benim gibi bir insanın yaşadığı bir evde balkona çıkış bölümünün sadece yerden sürmeli camdan oluşması tam bir felaket hazırlayıcısıdır, bunu da bilin.

Gayet tabii ki bu kapıyı çizen, yaptıran Rana'nın bu gerçeği bilmemesine imkán yok. Hiç değilse neredeyse yüzlerde defa bardağına diye çayı yere bir güzel akıtmamdan yola çıkarak bazı gerçeklere artık ulaşmıştır muhakkak.

Bunu bilerek bu kapıyı getirip benim önüme koymuş olmasından çıkarılacak tek bir sonuç var doğal olarak...

Beni öldürmeye çalışıyor artık, bunu biliyorum. Çalışıyor, hem de buna intihar süsü verecek... Yani ben durmadan koşup koşup bu kapıya vura vura kendimi, bir gün bu hayattan çekip gideceğim..

Bunu biliyorum da kafamı meşgul eden şey başka. Acaba neden benden kurtulmak için bu kadar acı veren bu yöntemi seçti ki, düşünüyorum düşünüyorum meselenin bu boyutunu bir türlü çözemiyorum.

*

Bu girişi yapmak zorundayım çünkü bu olan biteni bilmeden biraz sonra yapacağım uyarıyı neden yaptığımı tam olarak anlamanız mümkün değil.

Herkesi uyarıyorum, en ıssız yolda yürürken bile sık sık arkanızı kollayın.

Bu yolda nasılsa kimse yoktur diye boş bırakmayın kendinizi, rahatlamayın, her an tetikte olun.

Çünkü ben bisiklet aldım kendime ve her yeni kendimle ilgili gelişmeye takıntılı bir şekilde sarılmak adetim olduğundan şu aralar bisiklet üzerinden hiç inmiyorum.

Fransa Grand Prix'i burada yapılsa ben istemeden de olsa birinci gelirdim vallahi, o kadar bisiklet üzerinde durmaktayım son günlerde.

Ben şaşıyım. Üstelik had safhada astigmatım. Çok sakarım, düz yolda bile yürürken aniden inanılmaz bir biçimde ve şiddette yere kapaklabilirim. Şimdi bisiklet üzerindeyim ve üstelik bisikletimin zili de yok.

Yani kimseyi uyaramıyorum da.

Yani şimdi bu durum kamuoyu açısından had safhada bir tehlike oluşturmuyorsa başka ne tehlike oluşturur onu bilmem mümkün değil.

*

Bu astigmat son derece ilginç bir hastalık. İnsana düz yeri eğri, eğri yeri de düz gösteriyor.

Sadece bununla kalsa iyi. Ayrıca dar yeri geniş ve geniş yeri de dar gösterebiliyor.

Ve insan bisiklet üzerinde olunca tüm bunların karışımı aşırı bir tuhaf olabiliyor.

Önceki gün dar sokakta (aslında orası geniş bir caddeymiş) tam karşımdan (aslında bayağı soldan) bir araba gelmekteydi, ben ondan kurtulabilmek için yanda yürümekte olanlara doğru hafifçe çevirdim bisikleti (sonradan anlıyorum ki aslında bir hayli fazla çevirmişim ve yine aslında düz gitseydim zaten kurtulacakmışım) ama mesafeyi gayet tabii kestiremediğim için yaklaşık 120 kilo olan bir İngiliz bayan turistin ayağının üzerinden geçiverdim (ben onun çok uzağından geçtiğimi sanıyordum), o da ‘‘Ohh Shit!’’ (direkt çevrimi Ohh Bok ama Allah belanı versin demek aslında) diye haykırdı, ben de oradan hemen kaçtım.

İşte böyle, herkesin başına her an bir bisiklet kazası gelebilir bundan sonra.

Benden söylemesi, sonra uyarmadı demeyin!

Yazarın Tüm Yazıları