Senin hiç ciğerin yandı mı Güzin Abla

Ellerinizden öpüyorum öncelikle, bu üçüncü mektubum size.

Yaşım oldu 34, okumayı söktüğümden beri Hürriyet okurum, hayatı anlamaya başladığımdan beri de Güzin Abla köşesinin müdavimiyim. Bir keresinde aşk ve ayrılık acımı anlattım size, Allah razı olsun yayınladınız. Bir kere de eşcinsellik hakkında toplumsal hoşgörüsüzlüğe dair, kendimi tutamayıp bir mektup yazdım haddimi aşıp, onu da yayınladınız. Bu seferki çok başka Güzin Abla, bu sefer canım yanmıyor, kalbim kırık değil, bu sefer ciğerim yanıyor, sizin hiç ciğeriniz yandı mı?

Ahmet öldü, 26 yaşındaydı, ölümü sonrasında haberleri yayınlandı...

20 yaşındayken tanıdım Ahmet’i, en son bir ay önce görüştük. Yayınlanan haberlerde Marmara Üniversitesi’nde fizik eğitimi aldığı yazıyor, oysa bir hafta önce son sınavına girmişti ve mezun olmuştu. O güzel gözlü çocuk yok artık. Konuşurken neşeyle attığı kahkahaları yok.

Neden ve kimler tarafından öldürüldüğü çok açık. Hangi yörenin hangi törenin kurbanı olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Ama bizler köhne ahlak anlayışımızla böyle durumlarda kollarımızı bağlayıp, başımızı kuma gömer ve olayları görmezden geliriz. Kökleri Urfa’ya dayanan, şu anda Adana’da yaşayan ailesi 5 günün ardından cenazeyi gelip almadı bile... Gayri resmi olarak da almayacağını açıkladı. Nedendir bilinmez taziyeleri dahi kabul etmiyorlar. Zaten 6 ay önce "ailesi tarafından öldürülme" endişesi ile savcılığa suç duyurusunda bulunan bir genç şu anda adli tıbbın morgunda yatıyor.

Ne zaman bitecek, nerede duracak bu kan, ıstırap, acı? Bir yara bir ömürde kaç kere kanayabilir. İnternette ölüm haberini okuyorsunuz, nasıl nefret satırları var okuyucu mesajlarında, nasıl intikam duygusu akıyor o kelimelerden, nasıl da bir cenazenin ardından intikam dansı yapıyorlar. Nasıl bir merhametsizlik denizidir bu.

Kim kime nasıl bir yaşam hakkı sunuyor ve nasıl olabiliyor da, o yaşam hakkını elinden alabilme fütursuzluğunu kendinde bulabiliyor. Çoğunluğun, azınlığı ezme gayreti, onları görmezden gelme çabası ne zaman son bulacak? Ben bu soruların yanıtını bilmiyorum. Sadece sorabileceğim bir soru var elimde. Senin hiç ciğerin yandı mı Güzin Abla?... Böyle arkadaş acısıyla hem de...

RUMUZ: POETIC

Evet rumuz Poetic, seni hatırlıyorum. Sanırım her yıl senden bir yazıyı almışım köşeme... Her defasında dikkatimi çekmeyi başarıyorsun. "Hiç ciğerin arkadaş acısıyla yandı mı" diye soruyorsun.

Yanmaz olur mu? Aynı şekilde değil belki ama annemi kaybettikten 5 ay sonra can dostum 26 yıllık arkadaşımı göz göre kanserden kaybettim. Allah acısını unutturmasın.

Seni anlıyorum... Hem arkadaşını kaybetmenin, hem de onun haksız yere katledilmesinin isyanını taşıyorsun. Her kim olursa olsun, hangi nedenle olursa olsun, öldürülmeyi hak etmiyordur.

Ne yazık ki, eşcinsellerin aileleri ya da onları oldukları gibi kabullenemeyen yakınları, çevrelerinden birileri ya da partnerleri tarafından öldürülmeleri sıkça karşılaşılan bir olay... Toplumun eşcinsel kişilere de yaşam hakkı tanıması, onların da duyguları, acıları, endişeleri ve yaşamak için verdikleri mücadele olabileceğini anlamaları sanırım zaman alacaktır. Eşcinselliği hoş görüyle karşılamasalar bile, onların da herkes kadar yaşam hakkı olduğunu bilmeleri gerekiyor.

Keşke senin gibi anlayışlı  bir arkadaşım, dostum olsaydı

Sevgili Güzin Abla, sana çok ihtiyacım var, şu aralar hayatım çok sıkıcı gidiyor. Hiç arkadaşım yok; konuşacak ve sorunlarımı anlatacak hiç kimsem yok.

Bir kaç ay öncesine kadar bir arkadaşım vardı ama onunla kavga ettik. Bir daha konuşmadım onunla, beni çok üzecek bir söz söyledi. Ona hálá çok kırgınım, onu arkadaşlıktan sildim. Biliyorum abla benim yaşımdaki genç kızların sorunu çok farklı ama ben de öyle aşık olmaya falan inanmadığım için, farklıyım diye düşünüyorum.

Ben şu an ve her zaman yanımda olacak, bana sadık, gerçek dost diyebileceğim bir arkadaş istiyorum.

Beni her daim dinleyen ve bana yardım eden birini arıyorum. Senin gibi bir arkadaşım olsa inan ki çok mutlu olurdum abla. Sence bana uygun iyi bir arkadaş bulabilir miyim? Senin gibi akıllı ve olgun bir insandan akıl almak benim için çok gurur verici olacak.

RUMUZ: GÜLEN KIZ

Beni bu şekilde nitelendirdiğin, arkadaş ve dost olarak gördüğün için teşekkür ederim kızım ama beni utandırdın doğrusu... Her ne kadar bizim kuşak, arkadaşlığın, dostluğun değerini, sizin kuşaktakilerden çok daha iyi biliyorsak da yine de çevrende gerçek anlamda dostluğunu sunabilecek pek çok genç insan bulunacaktır mutlaka.

Tek isteğim onun da benim çektiğim acıları çekmesi

Bir süredir üniversiteden, yani bizim sınıftan bir gençten hoşlanıyorum. Bu duygularım uzun süre onun haberi olmadan devam etti. Daha sonra o geldi ve bana açıldı. Benden hoşlandığını söyledi, arkadaşlığını kabul ettim. Ama eski kız arkadaşını unutamadığını söyleyip, ayrıldı benden. Şu an ise başkasıyla çıkıyor. Ondan önce hiç kimseyle ilişkim olmadığı için çok acı çektim. Onu gördüğümde içimden bir şeyler kopuyor. Tek isteğim onun da benim çektiğim acıyı çekmesi. Ve bir gün geri geldiğinde ona "Seni artık istemiyorum" diyebilmek. Hiç kimseyle yeni bir ilişkiye başlama cesareti bulamıyorum. Erkeklere karşı güvenim yok oldu.

RUMUZ: SİZİ SEVİYORUM

Kızım, henüz ne yaşadın ki, erkeklere karşı güvenini kaybettin. Bu ilk ilişkin, ilk hayal kırıklığın. Bu gibi konular artık çok doğal karşılanıyor. Hiç değilse dürüst davranıp, sana açık açık eski sevgilisini unutamadığını söylemiş ve ayrılmış. Ya seni de, o kızı da birlikte idare etseydi. İyi mi olurdu... Yüreğini böyle intikam duyguları ile doldurmamalısın, bu seni çok mutsuz eder. Bu yaşadıklarını hiç olmamış gibi kabul edemez misin?
Yazarın Tüm Yazıları