Senet...

Bekir COŞKUN

Siyasetçilerin seçim öncesi vatandaşlara birçok sözler vermesi doğaldır...

Ya ne vereceklerdi?..

Her zaman söz verdiler, ama sözler boş çıktı...

Halkımız verilen sözlere artık inanmayınca, siyasetçiler bu kez yemin etmeye başladılar...

‘‘...And içiyorum... Size şeref sözü...’’ gibi...

Ya da:

‘‘...Sözünde durmayanı Cenab-ı Hak çarpsın...’’ gibi...

Sözler yine de tutulmayınca, zaman içinde giderek yeminlerin dozu da arttı:

‘‘...Kim ki yalan söylüyorsa, puşt...’’

‘‘...Sözünden dönen aha böyle olsun...’’

‘‘...Her kim ki sizi kandırıyor, yalan söylüyorsa, aha ben de şu bacağımı onun...’’

*

Partilerin, seçmene senet verme noktasına nasıl geldiklerini anlatmaya çalışıyorum... Demek ki söz-yazı-yemin-billah fayda etmeyince, bu kez imzalı senet veriyorlar...

Buna kısaca siyasette ‘‘Senet dönemi’’ diyebiliriz...

Senetlerde liderin verdiği sözler yazılı, altında imzası, mühür, tarih, bildiğimiz borç senedi gibi bir şey...

Ya da kıtlık yıllarının ekmek karnesi gibi...

*

Doğrusunu isterseniz, bu senetler-sepetler bir güven-ahlak sürecinin başlangıcı değil, güvensizliğin ve ardı-arkası gelmeyen siyasi ahlaksızlığın sonucu...

Artık saygınlığını ve güvenilirliğini yitirmiş siyasetçinin, işi senede-sepete bağlayarak, bir yerde inandırıcı olma çabası...

Dahası; iyi bakıldığında, bence o senetler yalancılığın en iyi kanıtı sayılır...

O vaatleri verenlere sormaz mısınız ‘‘Daha dün birbirinizin kirli dosyalarını kapattınız, devleti çevrenize soydurttunuz, ne kadar sahtekár-hırsız varsa barındırıp, emeği ile yaşayanları ezdiniz...’’ diye...

Pekiii...

Bir yandan ‘‘Laik cumhuriyet-demokrasi-hukuk’’ sözcükleriyle dolu bu senetleri dağıtırken, aynı anda laik cumhuriyet düşmanı tarikatları liste başı yapmak neyin nesi?..

Ya da; hem demokratlık senedi verip, hem iş ortaklarını-aile avukatlarını ve doktorlarını, sabıkalıları listeye koymak?..

*

Siz yine de elinize bir senet geçerse iyi saklayın...

Karşılıksız bir senediniz olsun...