Sen yalakalık görmemişsin

Tatil uzun, hava soğuk, İstanbul boşalmış...

Can sıkıntısını ezmek için ne yaparsın?

Benim her zaman iki şıkkım vardır:

Ya Mansur’un evindeki projeksiyon aletinden maç ya da film seyredip bir parça "beyaz yaramazlık" yaparım ya da "yan komşum"un "Milli Kütüphane"yi andıran evine dadanırım.

Dün benim için kütüphane günüydü...

Komşumun yıllar önce sahaftan 20 dolar bayılarak satın aldığı epey eski bir kitaba el attım.

Yılların tozu üzerine sinmiş ve sayfaları dağılmak üzere olan kitabı, ’incitmeden’ karıştırdım.

Kitabın adı "Bilinmeyen Menderes" idi.

Yazarı Demokrat Parti’nin önemli isimlerinden Dr. Mükerrem Sarol...

Bir köşeye çekilip kitaba daldım...

***

Acayip sardı beni kitap.

Nasıl sarmasın?

Menderes’in giyim kuşam zevkinden aşklarına, devrin ünlü isimleriyle ilgili el değmemiş dedikodulardan iktidar denilen illetin bir grup insanı nasıl dönüştürdüğüne kadar, tam da o marazi merak duygumuza karşılık gelen bir sürü küçük-büyük malumat, söylenti ve alıntı.

Kitapta bunlar vardı...

Hasan Cemal nasıl Cumhuriyet günlerini sanki ileride kitaplaştırmak için yaşamış izlenimini veriyorsa, rahmetli Mükerrem Bey de sanki Demokrat Parti hareketine ileride bu kitabı yazmak için girmiş.

Yani içtenlik o derece abartılı...

***

Kitapta dikkatimi çeken sayısız bölümden biri, mesleğimizin eski ustalarından, dönemin efsane gazetecisi Ahmet Emin Yalman’la ilgili olanıydı.

Mükerrem Bey, Ahmet Emin Yalman’ın bir hafta içinde değişen görüşlerini yansıtan iki yazısını kitabına alarak, Menderes dönemi matbuatına ilişkin bir fikrimiz oluşsun istemiş.

İşte o alıntılardan ilki...

Yalman, Menderes’in ABD gezisinden bildiriyor:

"Adnan Menderes’in Washington ve New York temasları çok başarılı oldu. Başbakan Menderes yabancı insanların ruhunu kavramasını çok iyi biliyordu. Onlara ideal bir devlet adamı gibi görünmenin sırrına sahipti. Waldorf Astoria Oteli’nde birinci sınıf gazetecilerle yaptığı basın toplantısında, öyle ustaca sözler söyledi ki Amerikalılar kendi aralarında tam bir hayranlık içinde şöyle konuştular: ’Ne yaman bir devlet adamı! Bizim bu kadar uyanık adamlarımız olsa işlerimiz böyle berbat bir hale düşmezdi, doğru yollarda iyi adımlar atardık."

Ve bu da ikinci alıntı...

ABD izlenimlerinin yayınlanmasından kısa bir süre sonra Ahmet Emin Yalman, Menderes ile ilgili görüşünü şöyle özetliyor:

"Memleketi Menderes istibdadından (diktatörlüğünden) kurtarmanın zamanı henüz geçmiş değildir."

***

Mükerrem Sarol’un ortaya koyduğu bu alıntılar, bende "Bir kitap okudum hayatım değişti" hissi yarattı...

Takdir edersiniz ki ben artık o eski Ahmet Hakan değilim...

Ve şimdi buradan herkese ilan ediyorum:

Bundan sonra her kim, "Plazalar çıktı her şey bozuldu birader... Babıali medyası oldu çiftetelli medyası" geyiği yaparsa karşısında beni bulur...

Ne tarihe "Büyük Feriye Buluşması" diye geçen o toplantı, ne Mehmet Barlas’ın Özal ile yaşadığı o talihsiz davetiye krizi...

Ne şu, ne bu...

Hiçbiri bir eski zaman kalemşörü olan Yalman’ın kıvraklığını yetmez karşılamaya...

Şunu demek istiyorum:

Artık o meşhur ve bıktırıcı Babıali geyiklerinden vazgeçmenin vakti gelmiş demektir.
Yazarın Tüm Yazıları