Selvi Boylum Al Yazmalım

‘Sevginin ne olduğunu, aşkla arasındaki o ince çizginin nereden geçtiğini anlamamızı sağlayan Türk filmi hangisidir?’ diye sorsam, büyük ihtimalle çoğunuz ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ diye cevap vereceksiniz.

‘Sevgi nedir?’ sorusuna, ‘Sevgi emektir, sevgi insanlıktır, sevgi dostluktur’ der film. Cevabı herkese göre değişebilecek bu soruya verilen en mantıklı ama aynı zamanda da en iç acıtan (aşkı hiçe saymaktadır çünkü), en tartışmaya açık cevabı vermiş olur böylece.

Asya, aşık olduğu İlyas’ı, kendisini seven ve ilişkileri için emek veren, çaba harcayan Cemşit için bıraktığında, izleyici allak bullak olur, bir yandan mutlu olsa da, diğer yandan aşka sırt çevrildiğini gördüğü için, içi burkulur.

Selvi Boylum Al Yazmalım, ağlamaktan sonunu zor getirdiğim filmlerden. Kadınları ve erkekleri en çok ağlatan Türk filmlerinin listesi yapılsa, ilk sıralarda yer alması kaçınılmaz olurdu herhalde.

Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un Kırmızı Eşarp adlı romanından sinemaya uyarlanan filmin bu kadar dokunaklı olmasında, yönetmeni Atıf Yılmaz’ın, başrollerde yer alan Türkan Şoray, Kadir İnanır ve Ahmet Mekin’in rolleri yadsınamaz tabii.

Nereden çıktı şimdi aşk, sevgi, emek, dostluk, en çok ağlatan film, diyenler olabilir, lafı fazla uzatmayayım.

Selvi Boylum Al Yazmalım’ı bu yıl tiyatro sahnesinde izleyeceğiz. Proje bir süredir gündemdeydi, Aytmatov’dan izin çıkması ve başrollerin kesinleşmesi ise zaman aldı. Oyun, 4 Kasım’dan itibaren Sadri Alışık Tiyatrosu’nda sahnelenmeye başlayacak. Uyarlama Hülya İniş’e ait, yönetmen ise Barış Erdenk. Kadir İnanır’ın canlandırdığı İlyas’ı tiyatro sahnesinde Kerem Alışık oynayacak.

Türkan Şoray’ın oynadığı Asya rolünde ise İpek Tuzcuoğlu’nu seyredeceğiz.

Defalarca izlesem de aynı tadı aldığım, her seferinde boğazımı düğüm düğüm eden bu filmin tiyatro uyarlaması bakalım nasıl olacak, merakla bekliyorum.

Not: Selvi Boylum Al Yazmalım, 42. Antalya Film Festivali’nde Yıldızların Altında bölümünde gösteriliyor. Bu efsanevi filmi, 29 Eylül Perşembe, saat 21.00’de Açıkhava Sineması’nda izleyebilirsiniz.

Kiliseler bu filmleri destekliyor

Bir kilise düşünün. Işıklar kısılıyor ve içeridekiler filmden fragmanlar izlemeye başlıyorlar. Üstelik filmin konusu golf. Dinle, kiliseyle alakası bile yok yani!

Walt Disney’in, The Greatest Game Ever Played filminin tanıtımı kapsamında oluyor tüm bunlar.

Neden kilise, sorusuna gelecek olursak. Geçen yıl Mel Gibson imzalı İsa’nın Çilesi’ne sahip çıkan ve filmin gişedeki başarısında önemli bir rol oynayan kiliseler, önemli buldukları değerleri ön plana çıkaran filmleri tanıtma kararı aldı. Artık ailenin kutsallığını vurgulayan, ahlaki değerleri ön plana çıkaran pek çok filmin tanıtımı kiliseler aracılığıyla yapılıyor.

Bir baba-oğul ilişkisini anlatan The Thing About My Folks ve kasvetli bir dram olan The Exorcism of Emily Rose da, Hıristiyanları hedef alan tanıtım kampanyalarıyla konuşulan filmler arasında.

Disney, Yüzüklerin Efendisi kadar popüler olacağını düşündüğü yeni filmi The Chronicles of Narnia: The Lion, the Witch and the Wardrobe’u da kiliselerde pazarlayacağını açıkladı. Buna neden olarak, bazı Hıristiyanların filmdeki aslanın Hz. İsa’yı temsil ettiğine inanıyor olmaları gösteriliyor. Aralık ayında vizyona girecek filmin ön gösterimleri kiliselerde yapılacak.

Kiliselere buyur edilenlerin yanı sıra, dini otoriteler tarafından kınanan filmler de var tabii...

Hıristiyan inancına göre yedi günah var; kıskançlık, tembellik, açgözlülük, öfke, şehvet, kendini beğenmek ve oburluk. Bunları vurgulayan, iyiymiş gibi gösteren filmlerin değil fragmanlarının, posterlerinin bile kiliseden içeri girmesi söz konusu değil. Hollywood’da işler giderek zorlaşıyor diyebiliriz. Gişe savaşlarında dikkate alınması gereken kriterlerin sayısı giderek artıyor çünkü.

Sadece sigara içenler izleyebilir

Artık çoğu işyerinde sigara odaları var. Sigara içenler ve içmeyenler arasındaki soğuk savaş ise, tiryakilerle Yeşilaycılar göz göze geldiğinde daha çok hissediliyor.

Dışarıdakiler, pencereden içeri bakıp ‘Duman altı olmaktan kurtulduk’ diye rahat nefesler alırken, içeridekiler ‘Sizin yüzünüzden tıkılıyoruz buralara’ der gibi.

Amerika’daki kararlar daha radikal. Açık alanlarda bile sigara içilmesine izin verilmiyor.

Peki dünyanın çoğu yerinde sigaraya böylesi bir savaş açılmışken Japonya’da ne oluyor dersiniz? Ülkenin en büyük sigara firması Japan Tobacco, tiryakileri, istedikleri kadar sigara içebilecekleri bir sinema salonuna davet ediyor!

Geçenlerde, bir grup tiryaki, Günah Şehri’ni (filmin adı da olaya uygun hani), hiçbir yasağın olmadığı bir salonda, doyasıya sigara içerek izledi.

Filmi izleyebilmek için iki şart vardı; 20 yaşın üzerinde olmak ve sigara içmek!

Beyazperde yazısı

‘Hayatta önemli olan dört soru vardır, Don Octavio: Kutsal olan nedir? İçimizdeki ruh neden oluşur? Ne için yaşanır? Ne için ölünür? Bunların hepsinin cevabı aynı. Sadece aşk!’ (Don Juan de Marco, 1995)

Bunu biliyor muydunuz?

Premiere dergisi tarafından bu yıl 12’ncisi düzenlenen Women in Hollywood (Hollywood’daki Kadınlar) ödülleri Charlize Theron, Rachel Weisz, Shirley MacLaine ve Laura Linney’ye verildi.
Yazarın Tüm Yazıları