Selülitin hapı yok ama tozu var

Selülitin hapı var mı? Biz şöyle kısa bir araştırma yaptık ve 100’e yakın ürün bulduk.

Haberin Devamı

Ne yazık ki bunların çoğu "davul tozu, peri suyu" karışımı haplar ya da şuruplar. Bunlardan sadece biri ilgi çekici. Ünlü bir besin firmasının, yine ünlü bir kozmetik firmasıyla ürettiği yeni bir ürün bu. Hap değil toz şeklinde satılıyor. İçinde romatizma ağrılarının tedavisinde kullanılan kıkırdak onarıcısı bir madde var.

Bu sayfanın okurlarının çoğu o maddeyi yakından tanıyor: Glukozamin. "Hocam, romatizmayla selülitin ne ilgisi var?" diye sormakta haklısınız ama firma yetkilileri eklem kıkırdağı ara maddesi glukozaminaglukanların (GAG) üretimini artıran glukozaminin ciltte kollajen üretimini de artırdığını ileri sürüyor. Kollajen miktarının artması cildin sıkılaşması, gerilim çizgilerinin azalması anlamına geliyor.

Selülit tedavisinde lazerden yararlananlar da var. Lazerin ciltte dolaşımı artırarak sıvı birikimini azalttığını, ödemi giderdiğini, yağ hücrelerini baskıladığını ve sertleşmiş bağdokusu bantlarını gevşetip açtığını belirten üretici firmalar lazer ile yüzde 83’e yaklaşan başarı oranı yakaladıklarını iddia ediyor. Velasmooth, Amerikan besin ve ilaç dairesinden onaylı yeni bir cihaz. Alet radyo frekans enerjisi ve infrared ışınlarını birlikte kullanarak selüliti azaltabiliyor. Bu alet cilt üzerine yuvarlanarak masaj ve aynı zamanda emme hareketleri de yaptığından başarı şansı yüksek olarak nitelendiriliyor.

Bizim gözlemlerimiz de bu cihazın 12-16 hafta süreyle ve 40 dakikalık seanslar halinde kullanılması şartıyla başarılı olabileceğini gösteriyor.

En iyi sonuçlar için tedaviyi 6 ay sürdürmekte fayda var. LPG yöntemi 45 dakikalık süreler halinde 14-20 seanslık uygulamalarla kullanılıyor. Bu yöntemin geçici bir ütü etkisi yarattığı ve başarılı sonuçlar sağlamadığı düşüncesi oldukça yaygın. Kısacası LPG’nin "eski havası" yok!

Selülit tedavisinde mezoterapiden yararlananlar da var ama bu tedavinin etkinliğinden kuşku duyanların sayısı daha fazla. Kısacası selülit ile mücadele etmek sivrisinek mücadelesinden bile zor iş gibi görülüyor.

Selülit için masaj iyi mi

"Selülit tedavisinde masajın yararı olabilir mi?" sorusunu "evet" diye yanıtlamak mümkündür. Deneyimli birinin yapacağı masaj, selülitli alanda kan dolaşımını düzenleyerek ve bölgesel ödemin çözülmesini hızlandırarak faydalı olabilir. Masaj lenf dolaşımını da iyileştirir. Yağ hücrelerine hapsolan suyun atılmasını kolaylaştırır. Masajın toksinlerden kurtulmayı da desteklediğini hatırlatalım. Selülit için ille de bir şey kullanmak istiyorsanız bizim önerimiz susam yağı, zeytinyağı ve ceviz yağı karışımı ile yapılacak hafif ama uzun süreli masajlardır. Bu karışıma biraz da öğütülmüş kahve ekleyebilirsiniz.

Anti-selülit beslenme planı

- Tuzu azaltın, su içmeyi unutmayın.

- Yapay tatlandırıcılardan ve renklendiricilerden uzak durun.

- Bol bol sebze ve meyve yiyin. Özellikle koyu renkli olanlarını tüketin: Koyu kırmızı karpuz, domates, elma ve kırmızı greyfurt-portakal: likopen mucizesi; siyah üzüm: dolaşım sistemimize OPC’s desteği, koyu yeşil elma, ıspanak, brokoli, biber, koyu sarı mango gibi sebze ve meyvelere öncelik verin. Meyveleri yemekten en az iki saat sonra tüketin.

- Kafeini az kullanın.

- Alkol kullanmayın ya da azaltın. Serbest radikal zararlarından koruyucu antioksidan OPC’s ihtiva eden cilt dolaşımını koruyup destekleyen 1-2 bardak kırmızı şaraba izin var.

- Şekeri kesin ya da azaltın. Şekerlemelerden, tatlılardan uzak durun.

- Daha az kalori tüketin ve yağları azaltın. Düşük yağlı bir diyet, aerobik egzersiz kadar etkin bir selülit azaltıcısıdır. John Hopkins Üniversitesi’nden Prof. Maria Simmson yüksek yağlı beslenmenin selülitin en önemli etkeni olduğunu belirtmektedir. Günlük toplam yağ tüketiminizi yağdan gelen kalorileri yüzde 25’in altına indirerek sınırlayabilirsiniz. Bunun için kullandığınız besinlerin yağ muhtevalarını dikkatle inceleyin, etkilerini kontrol edin, yarım yağlı veya yağsız besinlere yönelin.

Huzursuz bacak sendromu nedir

"Derimin altında kurtlar dolaşıyormuş gibi hissediyorum ve bacaklarımı hareket ettirmeden duramıyorum" ya da "bacaklarım hareket etmek-koşmak istiyor ve ben buna uymak zorundayım." Bu tür yakınmalar bir hastalığın belirtisi olabilir mi? Kendinizi hiç böyle hissettiniz mi?

Huzursuz bacak sendromu dediğimiz hastalıkta, hastalar şikayetlerini yukarıdaki cümlelere benzer şekilde tanımlamaktadırlar. Bir tür hareket bozukluğu olan bu tabloda hastalar özellikle akşamları yoğunlaşan bacaklarını hareket ettirme isteğinden yakınırlar. Oturmakla ya da yatmakla şikayetler artış gösterir. Germe ya da hareket etmekle ise geçici bir süre ile azalır. Bacaklardaki huzursuzluk hissi, hareket ettirme ihtiyacı; kişilerin uyku kalitesini de bozmakta, sonucunda da kişi gün içinde kendini uykulu ve yorgun hissetmektedir.

Huzursuz bacak sendromu hem kadında hem erkekte her yaş grubunda ortaya çıkabilmekle birlikte kadınlarda ve ileri yaşlarda daha sık rastlandığı bilinmektedir. Her 100 kişiden 15’i hayatlarının bir döneminde bu tür yakınmalar tanımlayabilirler. Bu şikayetler gebelikte belirgin hale gelebilir. Anne ya da babasında huzursuz bacak sendromu bulunan kişilerde hastalığa daha sık rastlandığı da akılda tutulmalıdır.

Hastalığın kesin nedeni bilinmemekle birlikte, demir eksikliği, bacaklarda kan dolaşımına ait bozukluklar, kas hastalıkları, böbrek hastalıkları, alkolizm, bazı vitamin veya mineral eksiklikleri tablonun ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır. Kafein, alkol ve sigara kullanımının yakınmaların daha da artmasına yol açabileceği unutulmamalıdır.

Prof. Dr. Ayşe ALTINTAŞ

Yoğurt cilde faydalı mı

Bilimsel çalışma yok ama yoğurdun tam bir cilt dostu olduğundan hiçbir kuşku duymuyoruz. Özellikle yağı azaltılmış mümkünse yüzde birin altında yağ içerenleri tercih edin. Yoğurt iyi proteinler içeriyor, minerallerden ve vitaminlerden de zengin. Bizim önerimiz otuzlu yaşlardan sonra, her gün bir su bardağı kadar düşük yağlı yoğurt tüketin! "Yoğurt mu, süt mü?" sorusunun cevabı çok nettir. Yirmili yaşlardan sonra süt yerine yoğurdu tercih edin.

DİYET GÜNLÜĞÜ

Sorularınız için: Tel: (0212) 236 73 00

Kolesterolüm yüksek ve yumurta tüketmiyorum. Ancak diyet yaparken yumurta yemenin yağ yaktığını duymuştum. Doğru mudur? Haftada 1 gün yesem olur mu?

Yumurta yasak değil

Kolesterol yüksekliği problemi olanlarda günlük toplam kolesterol alımı 200 mg olmalıdır. 1 adet yumurtada 200 mg civarında kolesterol bulunur ve kolesterol tedavisinde bizim önerimiz haftada 1 gün mutlaka yumurta tüketimidir. Yumurta yediğiniz gün ana öğünlerde bitkisel kaynaklı protein tercih edebilirsiniz. Kırmızı etli bir yemek yerine mercimek yemeği seçmek kolesterol alımınızı sınırlamaya yardımcı olacaktır. Yumurta akı proteininin vücutta doku yapımına yardımcı özelliği son derece yüksektir. Ve yumurta akında kolesterol yoktur. Yumurta akı ile yapacağınız sebzeli bir omlet menünüzde haftada 2 kez yer alabilir. İşte size bir tarif:

2 kişilik (toplam 250 kalori)

Dilimlenmiş 1 su bardağı mantar, 3 adet yumurta akı, 1 adet yumurta, 2 adet yeşil soğan, 1 çorba kaşığı zeytinyağı, 1/4 demet doğranmış maydanoz, 1’er tatlı kaşığı tuz, karabiber, kırmızıbiber. Mantarları ve kıyılmış soğanları kapağı kapalı bir şekilde 15 dakika kadar pişirin. Mantarlar suyunu iyice çektikten sonra, çırpılmış yumurta aklarını, zeytinyağı ve baharatları karıştırıp mantarların üzerine ilave edin. Yumurtalar pişine kadar bekleyin. Üzerine maydanozları serperek servis edin.

niluferinceis@yasasinhayat.org

Diyetimi bozmamak için sürekli aynı şeyleri yiyorum. Sabah peynir-ekmek, öğlen et, akşam sebze. Hep böyle mi olacak?

Aynı şeyi yemekten sıkıldınız mı

Bu soru bizim en sık karşılaştığımız soruların başlarında yer alıyor. Tabii ki bu böyle sürüp gitmeyecek! Ama bu değişikliği sağlamak sizin elinizde. Sıkılmamak için yaratıcı olmak gerekiyor. Sadece diyette değil hayatın her alanında böyle değil mi zaten. Her gün aynı elbiseyi giymek gibi. Üzerine bazen renkli takılar, bazen bir şal, bazen bir fular ile değişiklikler yapabilirsiniz. Başlayalım mı?

Kahvaltı için öneriler;

Örneğin sabah şu meşhur kibrit kutusunu tüketirken bazen bunu çarliston kırmızıbiber ile karıştırabilir ve kırmızı bir sos haline getirebilir, bazen maydanoz ve nane ile belki içine biraz da (1 çay kaşığı) yoğurt ekleyerek size özel bir peynirli sos oluşturabilirsiniz. Peynirleri (light kaşar da olabilir) ekmeklerin üzerine koyup üzerine dilerseniz birer dilim domates ilave ederek fırında eritebilirisiniz. Ege’de olduğu gibi peynir yerine 4 yemek kaşığı az yağlı lor (kesik peyniri derler) ile domatesli yeşilbiberli, pul biberli ve zeytinyağlı bir kahvaltı salatası hazırlayabilirsiniz.

Karışık meyveli bir salata ve yanında süt ile ya da yoğurt ile hafif bir kahvaltıyla da başlayabilirsiniz. Tıpkı güzel hazırlanmış bir detoksa başlar gibi. Haşlanmış yumurta üzerine biraz kekik, biraz pul biber ve bir miktar zeytinyağı ile yanına bol domates ve yeşillik ekleyerek demirden zengin bir kahvaltı hazırlayabilirsiniz. Ya da bol domates ile hazırlanmış az yağlı menemen yanında da bol limonlu maydanoz ile bol antioksidan alarak güne başlamış olursunuz. (Yarın devam edecek...)

gunes@yasasinhayat.org

Yazarın Tüm Yazıları