Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Selle imtihanımız

Yıllardır sellerle mücadele için bu ülkede harcanan para ve emeğin haddi hesabı yok. Sonuç ortada; ülkemizin hiç bir yerinde alınan önlemler işe yaramıyor. Neden acaba?

Bunun nedeni sakın etiketi enseyi rahatsız ettiği için benim gibi atletini ters giyenler olmasın! Çünkü gerek Türkiye Türklerinde, gerek dış Türklerde yağmur duası törenlerinde elbisenin ters giyilmesi çok yaygın bir uygulamadır. Bunun sebebi, kuraklığın tersine dönmesini sağamak; yani bol yağış. Ülkemiz şehirlerinin muhteşem alt yapısı ve mükemmel şehirleşme uygulamalarımıza rağmen yağışlar, selle sonuçlanıyor! Yani bugünden tezi yok elbiselerin ters giyilmesi hemen yasaklanmalı!  

Ya da sellerin ve sel erken uyarı sisteminin çalışmamasının nedeni, sevgili öğretmenlerimizin bize ilkokuldan beri öğrettiği gibi; “Ormanlık yerlere, ormansız yerlerden daha çok yağmur düşer. Çünkü ormanlar yağmur bulutlarını çeker, bol yağışa sebep olur. Yalnız yağışa sebep olmakla kalmaz, yağan yağmurların sel haline gelmesini de engeller” olmasın! Maalesef işte gördüğünüz gibi Doğu Karadeniz’deki ağaçlar bu konuda biraz beceriksiz çıktı; bol yağışa neden oluyorlar ama neden oldukları yağmurların sel haline gelmesini engelleyemiyorlar! Tez elden onları da baltadan geçirmeli!

AKARSU YAZILIMIYLA ŞEHİR SELİ TAHMİNİ!        

Sellere neden olan yağışların, erken uyarı yapılamamasının nedeni bunlardır, diyorsanız hiçbir cevabım yok; çünkü (bana göre, yanlış da olsa) inançlar tartışılmaz. “Yok canım” deyip güya bilimsel bir açıklama getirerek şimdiye kadar yapılan yanlışları savunmaya kalkarsanız işte o zaman bu ülkeye daha büyük kötülük yapıyorsunuz demektir. Çünkü elbisenizi ters giymenizin ve ağaçlara güya yağmur yağdırtmanızın kimseye bir zararı yok! Ama yıllardır sonuçları ortada olan, bir işe yaramaz uygulamalarla hem ülkeyi oyalayıp birçok can ve mal kaybına neden oluyorsunuz, hem de ülkeyi alınan yüksek miktarlardaki kredilerle borça sokuyorsunuz.

Böylece “sel tahmini yapılır ağbi” diye Ankara’da kamu kurumlarının kapısında yatan çantacılardan bu ülke çok çekti ve çekmeye de devam edecek gibi. Bunlar aynı zamanda tüm sellere “taşkın” diyen cahillerdir. Çantalarında sadece nehirlerde meydana gelen bir sel türü olan taşkınlara yönelik çözüm önerileri vardır. Oluşum yerlerine göre 5 çeşit olan sellerin günümüzdeki en yaygını kuru vadi ve şehir selleridir. Buna karşın bazı şaşkınlar akarsular için hazırlanmış bilgisayar programlarıyla her türlü seli tahmin etmeye çalışıyor! Ülkeyi sel tahmini için yurtdışından alınan bilgisayar programlarının mezarlığına çevirdiler. Bilgisayar programları, diğer bir deyişle bilgisayar modellerinin marifeti sizin ona verdiğiniz bilginin doğruluğu ve yeterliliğine bağlıdır.

BAS PARALARI LEYLA’YA

Türkiye’nin daha havasından, suyundan bile doğru dürüst haberi yok! Meteoroloji istasyonlarımız şehirlerde, ama yağış dağlarda. Bir sürü eksiğimiz var!.. Sonuçta bilgisayar modellerine çöp bilgiler koyup, modellerinden çöp sonuçlar alıyoruz. Olayı bir bütün olarak ele almayıp her yönü ile çözmediğimiz takdirde “bas bas paraları Leyla’ya” şarkısındaki gibi parımızı, zamanımızı ve insanlarımızı boşa harcamaya devam edeceğiz...

Bu durumda benim nacizane önerim Doç. Dr. Orhan Acıpayamlı’nın yaptığı çalışmayı selleri önlemede kullanmaktır! Çok kolay; Türkiye’de yağmur yağması için halkın yaptığı şeylerin tersini yapacağız. Yani şunlar yapılmasın bir bakalım: “Kum, çakıl ve taşa dua okuma, At kafasına dua yazma, Kırk boğumlu asma çubuğunun gözlerine dua okuma, Çakıl, taş kum ve nohut toplama, Kepçecik bebekler hazırlama, Suya kavrulmuş tuz atma, Birden fazla karılı kimselerin ayakkabılarını ıslatma, Yeni evlileri suya atma, Suya tabut atma, kaplumbağa ıslatma...”
Haydi bakalım denemesi bedava!
Yazarın Tüm Yazıları