Seksi aşiret reisi olamaz yakışmaz, kaldırmaz buraları

Güncelleme Tarihi:

Seksi aşiret reisi olamaz yakışmaz, kaldırmaz buraları
Oluşturulma Tarihi: Ocak 06, 2002 01:34

Suna Kepolu 30 yaşında, güzel ve bekar bir kadın. Ama onu diğer kadınlardan ayıran özelliğini hemen söyleyeyim. Silvanlı Suna Hanım Güneydoğu'da yeni kuşak tek kadın aşiret reisi.

Yeni kuşak diyorum, hem yaşı hem modern görüntüsü itibariyle böyle. Hem de 25 köy, 10 bin dönüm arazinin sahibi ve 20 bin nüfusun reisi olmasına rağmen alçakgönüllü stiliyle. Suna Hanım Aşiret Reisi sıfatını nazik bir edayla reddederken, 'aile reisi demeyi tercih ediyorum' diyor. 1998'den beri aşiret reisliğini üstlenen bu kadın kendinden emin ve idealist. Politikacı babanın politikacı kızı. Uzun yıllar Adalet Partisi'nden daha sonra da ANAP'tan milletvekili olan Mahmut Kepolu'nun kızı. Kendi de DYP Silvan ilçe başkanı. Şeyhdodan aşiretinin reisi uzun boyu, iri endamıyla da dikkat çekici. Eee, reislik kolay değil. Genç ve güzel de olsa bir kadını erkekleştiriyor! Sigarasını bazen bıçkın erkekler gibi baş parmağı ve işaret parmağıyla tüttürüyor, bazen de hanımefendiler gibi içiyor. Herkes eve girişte ayakkabılarını çıkarırken o, 'ağalık statüsünden' olsa gerek ayakkabılarıyla basıp giren tek kişi. Bu kadar farklı bir kadına soracak çok sorum var. Niye aşiret reisliği onda? Hiç aşık oldu mu? Gardrobunda kaç topuklu ayakkabısı var? Küfür eder mi? Hep çelik gibi midir? Kırılma noktası neresi? Sorulara samimiyetle, bazen de mahcubiyet içinde karşılık veriyor.

Bayıla bayıla mı, mecburiyetten mi aşiret reisi oldunuz?

- Bu sorumluluğu isteyerek aldım. Babam 88'de vefat etti. On yıl aile büyüksüz kaldı. Geniş bir aileyiz, herkes kendi başına hareket ediyordu. Düşündüm, taşındım böyle bir sorumluluk almak istedim. Aileyi topladım, danıştım ve aşiret reisi oluverdim. Kendime güveniyordum. Zorluğu severim. Zorluğun olmadığı bir yerde ben sıkılırım.

İHANETİ AFFETMEM

Aşiret reisi olduğunuzda aile içindeki erkekler size destek mi, köstek mi oldu?

- Tedirginlik vardı. Başarabileceğimden emin değillerdi. Ama bir yılın sonunda, baktılar ki götürüyorum bu işi, gelip yanıma oturdular. Aşiret kadınları benden cesaret alıyor. Erkek olan bir topluluğa, kadınlar da rahatça gidip onların yanına oturuyor. Bu benim çok hoşuma gidiyor. Ben kadın erkek ayrımını sevmiyorum. Yanımda böyle bir şey yapıldığı zaman da sinirleniyorum.

Aşiret reisi ne yapar?

- Normalde zaten herkes evinin reisidir. Ama bir karar alınacaktır, dertler olur, danışılacak biri aranır. Yardım edersiniz. Bizim de aile içinde yaşlılarımız var. Herkes fikrini söyler. Ortak karar alınır ve o doğrultuda hareket edilir.

Kuralları var mıdır reisliğin?

- Aile reisliği yapmak için geniş olmak lazım. Normalde yutamadığın şeyleri reis olduğun zaman yutman lazım. Yapıcı olmak gerekiyor. Sağduyulu, soğukkanlı olmazsan çözüm yerine, sorun olursun. Bu işi yapmanız için yüreğinizin güzel olması lazım. Herkese kendiniz gibi bakmalısınız.

Sizi siz olduğunuz için mi, yoksa iktidar sahibi olduğunuz için mi seviyorlar?

- Ben olduğum için seviyorlar. Ağalık dediğin zaman feodal, baskıcı olduğunuz düşünülüyor. Bizim aşiretimizi sorun herkese, kimse bir zorbalığımız olduğunu söyleyemez.

Kendinizi erkek gibi hissediyor musunuz? Kadınlığınızı unutuyor musunuz?

- Kadınlığımı unuttuğum için kızıyorum kendime aslında. Kendimi bu konuda eleştiriyorum. Zorunluluktan değil ama erkek gibi hissediyorum kendimi. Çocukluktan beri böyle bir yapım var. Hep erkeklerle beraber olduğum için onların huylarını kapmışım.

Aşiret reisiniz diye size ilgi duyan ama bunu açıklamaktan korkan erkekler var mı?

- Ben böyle şeylere hiç fırsat vermedim. Aklımdan böyle şeyleri geçirmedim. Öyle bir vaktim olmadı. 12 yaşındaydım babam rahatsızlandı, onun arkasından abim hastalandı. İki yıl arayla ölümlerini yaşadım. Ondan sonra işlerle uğraşmak gerekti. İkisini kaybetmek bizim için çok zordu. İşler de, sorunlar da büyüktü. Fırsat bulmadım böyle şeylere.

Ölümler miydi sizi kuvvetli yapan?

- Ölümler bana acı verdiği kadar cesaret de veriyor.

Zırhlanmış gibisiniz. Zaaflarınız yok mudur? Sizi ne incitir?

- İhaneti asla affetmem. Benim için ihanetin hiçbir mazereti yoktur. Çok sevdiğim, hayatta en önem verdiğim insan bile olsa üstünü çizerim. İhanet dışında herşeyin affedilebilir olduğunu düşünüyorum.

Sonsuza dek bekar mı kalacaksınız?

- Benim niyetim o. Bu şekilde sürdürdüğüm hayat beni mutlu ediyor.

Aşiret reisi erkek gibi mi olmak zorunda? Seksi bir aşiret reisi olamaz mı?

- Yok hayır. Yakışmaz. Aile reisliği yaptığın zaman her hareketine dikkat etmen lazım. Kaldırmaz buralar. Saygıları olmaz bana. Mecliste nasıl pantolon giyilmiyorsa, aşirette de bazı kurallar var.

Anladım aşiret için çok şey yapmak istiyorsunuz ama ben kendiniz için ne yapmak istediğinizi merak ediyorum. Çok paranız var. İstediğinizi yapabilirsiniz.

- Cevap verirsem ben size inanmam dersiniz. Uzaydan geldiğimi düşünebilirsiniz ama ben bugüne kadar hep Silvan halkını düşündüm. Kendim için birşey düşünmedim. Babamın bize bıraktığı miras, bana da torunlarımızın torunlarına da yeter. Ben buranın halkı için uğraşıyorum. Başkalarının mutluluğu beni mutlu ediyor.

Sizin hiç gıcık tarafınız yok mudur? Herkes sizi sever mi?

- Herkesin sevmesine şüpheyle bakılır. Kimse beni eleştirmiyor. Buna kızıyorum. Kimse mükemmel değildir ki.

Sempatik olayım. Herkes beni sevsin diye bir kaygı taşıyor musunuz?

- Yok ben doğallığı severim. Karşımdaki insanın da doğal olması benim için önemlidir. Eğer yapmacıklık sezersem hemen sıkılıyorum ondan.

Hayatı zehir edenlerden mi, yoksa kolaylaştıranlardan mısınız?

- Kolaylaştıranlardanım. Bir olay olmuşsa nedenine bakmam. Olan olmuştur. Nasıl çözüleceğine bakarım. Olanı geri getirmek mümkün değil. Ne yapacaksın? Sakin bir şekilde oturup, olanı nasıl düzeltirim diye bakacaksın.

OLDUĞUM GİBİYİM

30 yaşında bir kadın olarak, kendiniz için mi, aşiretiniz için mi yaşıyorsunuz?

- Aşiretim için değil, Silvan halkı ve ailem için yaşıyorum. PKK terörü sırasında Silvan çok geri kaldı. Bu çok acı. Eski aydınlığına kavuşması için çalışıyorum.

Şu an benimle konuşurken, ağzımdan çıkanı kulağım duysun diyerek kendinizi frenliyor musunuz, yoksa gerçekten olduğunuz gibi misiniz?

-Olduğum gibiyim.

Herşeyden vazgeçerim, şundan vazgeçmem dediğiniz ne var?

- Silvan'dan vazgeçmem.

Siz milletvekili mi olmak istiyorsunuz?

- Yarın öbür gün ailem ya da Silvan halkı ihtiyaç var, derse onların takdiri olacak. Böyle bir isteğim yok. Ama zorlarlarsa onların takdirine bırakacağım.

Alıp başımı gideyim diye düşünmez misiniz hiç?

- Bazı zamanlar bir hafta dünyayla bağlantım kopsun istiyorum. Telefon, yol, gazete hiçbir şey olmasın istiyorum.

Takılarla aram yok aksesuvarım tespih

Hangisi sizsiniz? Hırslı, seksi, gözükara, ulaşılmaz.

- Hırslı olduğumu saklayacak değilim. Önüme çıkan zorluklar beni korkutmaz, daha çok cezbeder. Gözükarayım.

Aksesuvarlarınız tespih mi, yoksa pırlanta mı?

- Tespih. Takılarla fazla aram yok. Olanlar da hediyedir. Bugüne kadar mücevhere hiç para ödemedim.

Marka mı giyinirsiniz? Alışverişinizi kim yapar?

- Markalar da var ama meraklısı değilim. Ben moda nedir bilmem. Ablam ve kardeşim neyin moda olduğunu bilir. Beni dükkana sokar. 'Bak bu şimdilerde moda' der, ona göre alırım ben de.

Bir hanımağanın gardrobunda neler vardır? Kaç çift ayakkabınız var?

- Genelde pantolon ceket takımım var. Birkaç tane de etek var. Taziyelere mutlaka etekle giderim. Şalvarlarım ve bir tane de kot pantolonum var. Kaç tane ayakkabım olduğunu bilmiyorum. Genelde kahverengi, lacivert ve siyah giyerim. Kırmızı pek giyinmiyorum. Sadece bluz olarak giyerim.

Güneydoğu'nun sosyetesi siz misiniz? Sosyete lafı size ne ifade ediyor?

- Ben Silvanlı bir halkım. Ben tarlada çapa yapıp, amelelerle çay içiyorum. Şıkıdım şıkıdım giyinip, saçıma başıma bakmam öyle. Güneydoğu'nun sosyetesi mutlaka ben değilim.

Öyle önümde el pençe divan durmak dediğiniz şeylerden çok rahatsız oluyorum. Mesele gidiyorum bir yere, dizlerinin üstüne çöküp oturuyorlar. Rahatsız oluyorum. Bir insan ne kadar dizlerinin üzerinde durabilir ki. Hemen rahat oturun, derim. Saygı göstermek, eziyet çekmek değildir.

Küfür etmemeye çalışıyorum

Aşirette ne olup bittiğini bilir misiniz? Mesela bütün dedikodulara bile hakim misiniz?

-Herşeyi bilmem ama haberimiz olur. Aynı saniyede olmaz ama bir saat içinde olur.

Küfür eder misiniz?

- Küfür etmemeye çalışırım. İnsanları incitecek şeyler yapmamaya çalışıyorum.

Suna Kepolu ortaokul mezunu. Okuma isteği hep içinde kalmış. Liseyi açıktan bitirmeye çalışıyor. Silvan'da okul yapılması için bir arazi bağışlamış. Bölgedeki halktan özellikle kız çocuklarını okula göndermeleri için söz almış.

Suna Kepolu günde iki paket sigara içiyor. Her yıl mutlaka bir hafta tatil yapmaya çalışıyor. Batman Çayı kıyısında büyüdüğü için yüzme biliyor ve tabii ki tatilde denize de giriyor.

İstanbullu kadınlarla yaşam tarzlarımız farklı

Bin kere dünyaya gelsem, yine bu topraklarda doğmak isterdim. Güneydoğu'daki insanların çoğu büyük aileye sahiptir. Öyle olunca aileye karşı sorumluluğunuz da artıyor. İstanbul'daki kadınlarla belki yaşam tarzlarımız farklı olabilir. Onun dışında bir fark yok. Orada da çalışıyorlar. Burada da çalışıyorlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!