Sekiz yıl artık tamamdır

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Dün Ankara'da konuştuğum herkesin ortak fikri şuydu: ‘‘Dün Başkent'te ve özellikle Genelkurmay Başkanlığı önünde yapılan gösterilerden sonra, sekiz yıllık kesintisiz eğitimin önündeki bütün engeller kalktı.''

Evet, konuştuğum herkes, bu gösterilerin, sekiz yıllık kesintisiz eğitimi savunanların pozisyonunu iyice kuvvetlendirdiğini düşünüyordu.

Nitekim, bunun ilk somut sonucu DYP kanadından geldi.

Ben bunları konuşurken, DYP kanadında da 24 saat öncesine göre belirgin bir görüş değişikliği oluyordu.

DYP'DE DEĞİŞİKLİK

Pazartesi akşamına kadar, bu yasanın geçmesine karşı çıkacaklarını söyleyen DYP yöneticileri, dün aniden ağız değiştirerek, ‘‘Biz ne destek, ne köstek olacağız'' diyorlardı.

DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gölhan, çok değil daha 48 saat önce, sekiz yıllık eğitim için ‘‘Böyle sistem ancak Uganda' da vardır'' diyecek kadar ileri gidiyor ve bu kanuna karşı çıkacaklarını söylüyordu.

Hayret...

Bundan 24 saat sonra, DYP'nin öteki Genel Başkan Yardımcısı Hayri Kozakçıoğlu, ‘‘Ne destek vereceğiz, ne köstek olacağız'' diyerek, dolaylı yoldan bu kanuna destek vereceklerini açıklıyordu.

Anladığım kadarı ile dün Ankara sokaklarındaki gösteri, DYP kanadında da sağduyulu kişilerin pozisyonunu kuvvetlendirmiş ve Çiller'in direnişi kırılmıştı.

Bu, DYP'den sekiz yıla küçümsenmeyecek bir destek gelebileceği anlamına geliyordu.

Benim yorumum şu: Eğer DYP'den bu kanuna destek sayısı yüksek olursa, merkez sağda ilerisi için çok umut verici bir diyaloğun kapısı açılabilir.

DYP'NİN YERİ

Çünkü dün Ankara sokaklarında, Genelkurmay Başkanlığı ve Meclis önünde oynanan son derece tehlikeli tahrik oyunu, herhalde birçok DYP'liye, ait oldukları asıl siyasi coğrafyanın neresi olduğunu göstermiştir.

Merkez sağda olduğunu iddia eden bir partinin, dünkü gösterilere katılanlarla yakın uzak hiçbir ilişkisi olamaz.

Dünkü gösteriler iki bakımdan etkili oldu.

Birincisi sayısal bakımdan. Önceki akşama kadar Ankara'ya bir milyon kişi toplayacağını söyleyen Refah çevreleri müthiş bir düş kırıklığına uğruyordu.

Refah'ın sağduyulu kesimi bile bu gösteriye prim vermiyor ve meydan tam anlamıyla radikal İslamcıların denetimine geçiyordu.

YÜZDE 4'ÜN OLAYI

Ankara'ya toplanan insan sayısı, en iyimser tahminle 5-6 bini geçmiyordu.

Meydana çıkan bu radikal kesimin görüntüsünün insanlarda yarattığı duyguyu yorumlamaya da gerek yok sanırım.

Dünkü olay, sekiz yıllık eğitim konusunun gerçek yüzünü ortaya çıkarması bakımından yararlı oldu.

Başbakan Mesut Yılmaz, geçen pazar günü uçakta Ankara'ya giderken, ‘‘İmamhatip okulları eğitimin sadece yüzde 4'lük bölümü. Ben bütün öğrencilerin eğitim seviyesinin düzeltilmesi ile meşgulüm'' demişti.

Herkes biliyor ki, bu kanun Türkiye'de dinini serbestçe öğrenmek ve dinin gereklerini serbestçe yerine getirmek isteyen insanlara en küçük bir toz dahi kondurmuyor.

Çünkü olayın bununla yakından veya uzaktan ilgisi yok.

Kimse imamhatip okullarını kapatmaya falan kalkmıyor. Sadece temel eğitim 8 yıla çıkarıldığı için bütün liselerin orta kısımları gibi imamhatiplerin orta kısımları da kapatılıyor.

Yani liseleri açık. İsteyen o liselere gidebilir.

Öyleyse bu telaş niye? Acaba ortaokulu kendi yaşındaki çocuklarla birlikte okuyan çocukların, imamhatiplerin lise kısımlarına devam etmeyeceklerinden mi korkuyorlar?

Herhalde öyle oluyor.

Ama böyle düşünenlere söyleyecek bir çift söz var. İnsan haklarından, özgür iradeden, hür tercihten söz etmiyor muyuz?

Öyleyse bırakın, lise yaşına gelmiş çocuklar kendi özgür iradeleri ile karar versinler.

ÖZGÜR İRADE KORKUSU

İsteyen imam-hatip lisesine, isteyen normal liselere gitsin.

Onların özgür iradelerini kullanmalarına karşı çıkıyorsanız, o zaman demek ki, küçük yaştaki çocukları, daha iradeleri oluşmadan etkileyip bu okullara göndermeyi istiyorsunuz.

Yoksa bütün bu telaş, çocukların özgür iradelerini kullanmaları korkusu mu?

Bana göre öyle.

Yazarın Tüm Yazıları