Şehitin adını oturduğu sokağa veremediler

8.4.2007 tarihinde Tunceli’nin Pülümür ilçesi kırsalında, teröristlerle girdiği çatışmada şehit düşen kuzenim Jandarma Uzman Çvş. Bülent Yollu’nun adının, doyup büyüdüğü ve halen baba evinin bulunduğu sokak olan Öveçler 2. Caddedeki 19. Sokağa verilmesi ile ilgili Büyükşehir Belediyesi Numarataj Şube Müdürlüğü’ne bir dilekçe verdik.

Haberin Devamı

 Söz konusu dilekçe, ilgili müdürlükçe Büyükşehir Meclisi’ne gönderildi ve sonuçta bu vatan için canını feda eden ve ardında 2 çocuk bırakan şehidimizin adının sokağa verilmesi ile ilgili talebimize herhangi bir gerekçe gösterilmeden red kararı verildiğini üzüntü ile öğrendik.

Ayrıca yine ilgili müdürlükten öğrendiğimiz kadarı ile benzer şekilde verilen 3-5 dilekçedeki taleplerden bazıları kabul edilmiş bazıları red edilmişti.

Şimdi soruyorum;

Büyükşehir Belediyesi bu tip talepleri değerlendirirken neye göre karar veriyor acaba? Kendi belediye başkan yardımcısının adını bir bulvara verirken, bir şehidin adını sokağa neden vermiyor?

E.Y.

Gökçek oğlunu çok seviyor

ANKARA Büyükşehir Belediye Başkanı’na yakışan bir uygulama, özel otobüs firmalarının şehiriçi dağıtım servislerini yasakladıktan sonra AŞTİ otobüs terminaline belediyenin kurduğu şehiriçi dağıtım için minibüs filosu kurulması halka iyi bir hizmettir.

Ancak bu minibüslerden birisine gece 12.00 de bindiğimde Kızılay’a kadar bırakabileceklerini, Ulus, Keçiören, Aydınlık, Etlik tarafına gittiklerini, Esat Çankaya tarafına servis yapmadıklarını söylediklerinde çok şaşırdım. Bir yanlışlık yok. Şehrin kuzey tarafına servis var, güney tarafına yok. Nedenini tahmin etmek zor değil. Her ne kadar Çankaya tarafında trafik çok sıkışıyor bahanesini söyleseler de, en azından gece 24.00’de gülünç duruma düşüyorlar.

Özetle, Çankaya halkı cezalandırılıyor. Melih Gökçek (Çankaya aday adayı olduğunu söylüyor)

Haberin Devamı

oğlunu çok seviyor.

Bu kadar adaletsiz bir davranış ancak AKP hükümetinin aynı zihniyetteki bir belediye başkanından beklenebilir. Takdir Ankaralı seçmenlerindir. Ve de oyları bölerek bunların ekmeğine yağ süren muhalefet iyi düşünmelidir.

Ahmet BEŞTAŞ

Araplaşan bir ülke...

YENİ bir anayasa yapıp özgürlükleri genişletme maskesi altında türbanı, sarığı, cübbeyi, kara çarşafı, sözde üniversiteye, aslında devlet kurumlarının tamamına yayma amacına, dolaylı olarak şeriat devletini kurma hedefine ulaşma çabaları, PKK terörü ve Ermeni girişimleri karşısında Türkiye’de milli birlik ve beraberliği bozmakta, zaman ve manevi enerji kaybına sebep olmaktadır.

Halk, adeta ’Cumhuriyetçiler’, ’yeni Osmanlıcılar’ diye iki kampa ayrılmıştır. Bu bölünmenin zararlarını en çok dış sorunlar çıktığında görüyoruz.

Ermeni tasarısı ABD Temsilciler Meclisi’nden geçtikten sonra Ermenilerin tazminat ve toprak taleplerini içeren yeni girişimleriyle karşı karşıya geleceğimizden hiç şüpheniz olmasın.

Son düğündeki İslamî tablo; Arap ülkelerinden Ermeni, Kıbrıs, PKK, Azerbaycan-Karabağ sorunları karşısında ne gibi bir destek getirecektir; çok merak ediyorum... AB’nin gittikçe Araplaşan bir ülkeyi tam üye kabul etmeyeceğini anlamak için çok akıllı olmaya bilmem ihtiyaç var mı? Nail TAN

RTÜK bu reklamı görmüyor mu

İSTİKLAL Marşı ve Türk Bayrağı kişisel eşyalarımız mı?

Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti değil mi?

Dahası hükümet kimin hükümeti?

Türk Bayrağı ve İstiklal Marşı onları ilgilendirmiyor mu?

RTÜK Başkanı onu bunu korumak için televole türü televizyon programlarına bağlanıp bağırıp çağırmasını pek iyi beceriyor... Peki adam kayırma konusunda bunca yetenekli Zahit Akman böyle bir reklamı nasıl görmüyor? Ayrıca reklamlar da önce denetiden geçer ve ’yayınlanabilir izini’ alınır.

Demek ki bu reklama devlet kademesinde ne olduğu belirsiz birileri izin vermiş...

Sonuç olarak, böyle şeyleri de biz yönetsin diye oraya gönderdiklerimize hatırlatacaksak, onların yerine biz yapacaksak niye o kadar maaş verip orada tutuyoruz ki?

Sözünü ettiğiniz yöntem elbette kullanılmalı, üreticileri bu tür hassasiyetlerimize saygı göstermeye zorlamak, değerlerimizi çıkar amaçlı kullanımlarını engellemek açısından caydırıcı olabilir.

Fakat bu yeterli değil.. Resmi denetim şart!

Melike K.

Türkçe’ye saygısızlık

BAUHAUS Ankara Cepa mağazasında bir çok ithal ürünün üzerinde Türkçe açıklama yok? Oysa firmaların ürünün Türkçe açıklamasını koymaları kanuni bir zorunluluk?

Bauhaus’ta alışveriş ederken ürünün işlevini anlamanız için yeterli derecede Almanca bilmeniz gerekiyor.

Aaba Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bu kuruluşa gerekli uyarıları yapmıyor mu?

Ali AYDOĞAN

Yazarın Tüm Yazıları