Sedat Ergin: Güneydoğu için hükümetten beklenen

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

BAŞBAKAN Bülent Ecevit tarafından 7 Mayıs tarihinde imzalanarak uygulamaya konulan Güneydoğu ve Doğu Anadolu eylem planı, terör sonrası dönemde Ankara'nın bölgeye dönük en önemli açılımını oluşturuyor.

Söz konusu plan, bölgedeki eğitim ve sağlık sorunları, kamu personeli açığı, ekonomik gelişmenin teşvik edilmesi gibi başlıkların üzerine süratle ve enerjik bir şekilde gidilmesini öngörüyor.

Plan, alınacak önlemleri 107 madde halinde sıralıyor, her biri için önlemin ne zaman sonuçlandırılacağı konusunda miat belirtiyor.

Sorun, bu ölçüde kapsamlı ve iddialı bir planın uygulamaya konmuş olmasına rağmen, içeriğinin uzun bir süre kamuoyuna açıklanmaması ve uygulamanın genellikle sessiz bir şekilde yürütülmesi noktasında beliriyor.

Gerçi, Başbakan Ecevit, planı onayladıktan sonra haziran ayı başında Diyarbakır'a giderek, burada yaptığı açıklamalarla hükümetin bölgeye yeni bir bakışla eğileceğinin işaretlerini vermişti.

Ecevit ayrıca, geçen haftaki açıklamalarıyla da planın varlığını doğrulayarak, ana unsurlarına açıklık getirmişti.

Ancak bütün bu açıklamalar, planın başarısı açısından ihtiyaç duyulan çok temel bir gereği ortadan kaldırmıyor.

O da, planın ayrıntılı bir dökümle kamuoyuna açıklanması ve hükümetin planı uygulama kararlılığını kuvvetli bir taahhüdle duyurarak, toplum karşısında kendisini bağlamasıdır.

* * *

Bu noktada önemli bir eksiklik, koalisyonun diğer iki ortağı MHP ve ANAP'tan da plana ilişkin kararlı bir taahhüdün gelmemiş olmasıdır.

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin bir süre önce Diyarbakır'a yaptığı gezi ve burada yaptığı açıklamalar, hükümetin MHP kanadında da bu konuda bir hareketlenme içine girildiğinin göstergesi olarak alınabilir.

Ancak, yine de planın bu partiler tarafından ismi konularak sahiplenilmesi farklı bir olaydır.

Benzer şekilde, planın uygulanmasında kendilerine büyük iş düşen Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu ve Sağlık Bakanı Dr. Osman Durmuş'un da en azından kendi sorumluluklarıyla ilgili herhangi bir açıklamaları olmamıştır.

Özetlemek gerekirse, hükümetin bu planın üstlenilmesiyle ilgili taahhüdü zayıf kalmıştır.

Bu eksiklik nereden kaynaklanıyor?

Planın Milli Güvenlik Kurulu'nda alınan bir tavsiye kararı üzerine yine MGK sekreteryası tarafından şekillendirilmesinin yol açtığı dışarı vurulmayan bazı tereddütler mi vardır?

Yoksa, 107 önlemin her biri için uygulamayla ilgili zaman çizelgelerinin konmuş olmasının getirdiği bir çekingenlik mi söz konusudur?

Çünkü, planın miada bağlanmış olması hükümeti ister istemez bir zaman baskısı altına sokmaktadır. Önlemlerin öngörülen sürelerde yetişmemesi hükümetin taahhüdünü yerine getiremediği şeklinde anlaşılacaktır.

Bu endişeler belli ölçülerde mazur görülebilir. Ancak buradaki mazeretler, hükümetin bu planın arkasında durduğu konusunda kuvvetli bir siyaset açıklamasına duyulan ihtiyacı ortadan kaldırmaz.

Bu taahhüdü her şeyden önce Ankara'nın yeniden kazanmak istediği bölgedeki vatandaş görmek isteyecektir.

Yazarın Tüm Yazıları